Ceyhun Aşirov / Özel Haber - Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve yardımcıları yurt dışına kaçtıktan ve hükümet çöktükten sonra, Afganistan'ın kontrolü Taliban’ın eline geçti. Özellikle başkent Kabil’in Taliban’ın kontrolüne geçmesiyle dünyanın ne tepki vereceği beklenirken Rusya’nın Kabil Büyükelçisi Dmitriy Jirnov, apar topar bir açıklama yaparak “Büyükelçiliğimizi Kabil’den boşaltmayacağız, diplomatlarımız normal şekilde çalışmaya davam ediyor, güvenliğimiz konusunda da Taliban’dan güvence aldık” ifadelerini kullandı.

“AFGANİSTAN’DAKİ DURUM İSTİKRARA KAVUŞUYOR”

Kabil’de kriz davam ederken Rus büyükelçi, Afgan hükümetini hedef alan bir açıklama daha yaparak “Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin, ülkeden kaçarken yanında bavullar ile para götürdüğünü ve bazı para bavullarının da uçağa sığmadığı için havalimanında kaldığını’’ öne sürdü. Kabil tamamen Taliban’ın kontrolüne geçip Batı büyükelçilikleri bölgeden ayrılırken Rusya Dışişleri bakanlığı yeni bir açıklama yaprak, “Kabil ve Afganistan’ın genelindeki durum istikrara kavuşuyor. Taliban, kamu düzenini sağlamaya başladı ve yerli vatandaşların ve yabancı diplomatik misyon temsilciliklerinin güvenliğini garanti ettiğini teyit etti. Afganistan'daki tüm tarafları, şiddetten kaçınmaya ve durumun barış yoluyla çözülmesine destek vermeye çağırıyoruz" dedi. Rusya açısından Afganistan meselesinde öne çıkan en önemli tarafı, Afganistan ile ekonomik çıkarların yanı sıra Taliban’ın kendi sınırları içerisinde olduğu gibi özellikle Kafkasya ve Rusya’nın etkisinin güçlü olduğu Orta Asya ülkelerinde etkisinin artabilme ihtimali oluşturuyor.

RUSYA NEDEN TEYAKKUZDA?

Taliban’ın bölgede ektisinin artması hatta Taliban’ın genişleme politikasının hayata geçebileceği yönündeki tezler Moskova cephesinden endişeyle izleniyor. Taliban yaptığı açıklamalarda “faaliyetlerinin sadece Afganistan’dan ibaret olup diğer ülkelere yönelik topraklarını kullandırılmayacağı” ile ilgili güvence vermiş olsa da Rusya “Acaba Taliban Rusya içindeki Müslümanları ve Orta Asya ülkelerini domine edebilir mi?” sorusunu bu aralar sıkça sormaya başladı.

***

Taliban sempatizanları

Özellikle Fergana Vadisi, Özbekistan ve Tacikistan’da Taliban’ın ciddi seviyede sempatizanlarının olduğu biliniyor. Özellikle geçmişte Andican olayları, Fergana Vadisi’nde yaşananlar ve Kuzey Kafkasya’daki Çeçenistan savaşı Rusya’nın hafızasında tazeliğini koruyor ve Moskova dünyaya açılmışken, başta Suriye, Libya, Afrika, Güney Kafkasya (Karabağ) ve Ukrayna (Donbas, Kırım) bölgelerinde etkinliğini bu denli artırmışken içerde ve kendi ‘hinterlantı’ olarak gördüğü bölgelerde sorun yaşanmasını asla istemiyor. Nitekim geçtiğimiz aylarda Rus yetkilileri ile Taliban arasında Moskova’da yapılan görüşmelerde ‘bizim bölgelerde Müslüman kesimi domine etmeyeceksin ve onları kabul edip içinize almayacaksın’ maddesi bir numaralı gündemi teşkil etmişti.

“YENİ BİR PAZAR”

Diğer bir açıdan da Rusya’nın güvenliğinin sağlanması ve Afganistan’da dış güçlerin etkinliklerinin azalması anlamına geliyor. Özellikle Pakistan, İran, Çin ve Hindistan havzasında olan Afganistan, bütün bölgeyi etkileyecek ve dengelerin yeniden kurulmasını sağlayacak stratejik bir konumda yer alıyor. Nitekim 1919’da Afganistan’ın bağımsızlığını ilan etmesi üzerine Sovyet Rusya’sı Afganistan’ı hemen tanıdı ve taraflar arasında diplomatik münasebetler tesis edildi. Özetle güvenlik kaygılarının, kendi bölgelerini etkilemenin yansıra Moskova, Afganistan’ı hem “yeni bir pazar” hem de Güney Asya’da kendi etkisini artırma sürecinde bir "köprü” olarak görüyor.

Editör: TE Bilisim