Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, yaptığı açıklamada, 11 Eylül saldırıları ile başlayan sürecin önce Afganistan, ardından Irak işgaliyle devam ettiğini hatırlatarak, ABD'nin bu tarihten itibaren terörle mücadele kapsamında dünyanın her tarafında savaş politikası yürüttüğünü söyledi. 11 Eylül saldırılarının en acı bilançosunun insani trajediler olduğunu söyleyen Han, “İkiz Kuleler yanarken 80. kattan atlayan insanlarla Afganistan'dan kaçmaya çalışan ve ABD uçağının tekerlerine sarılan insanların dramları benzer insani özellikler taşıyor” dedi.

AĞIR BİLANÇO

Han, 11 Eylül saldırılarının ABD'ye maliyetinin muazzam boyutlara vardığını, İç Güvenlik Bakanlığının son 10 yılda harcadığı rakamın 500 milyar dolar olduğunu aktardı. ABD'nin savunma harcamalarının dünya ekonomisine büyük zarar verdiğini vurgulayan Han, "Bundan 20 yıl sonra bu harcamaların dünya çapında, küresel dönüşümü etkileyen faktörler arasında anılacağından eminim. ABD'nin 11 Eylül'den sonra Orta Doğu alt sistemine ağır bir şekilde yüklenmesi kuşkusuz Mısır, Tunus, Suriye'deki Arap Baharı dediğimiz sosyal olayları tetikleyici bir etkisi olmuştur." diye konuştu. Han, ABD'nin kurduğu tek kutuplu dünya sisteminin 11 Eylül saldırılarına kadar devam ettiğini, bundan sonra dünyanın çok kutuplu bir sürece evrildiğini söyledi. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush'un 11 Eylül sonrasında terörle mücadele kampanyası başlattığını hatırlatan Han, bu kapsamda tüm ulus devletlerin ABD'ye karşı itaatkar tepkiler verdiğini hatta o günkü Rusya dahil birçok ülkenin ABD'nin ülkelerinde askeri üs açmasına onay verdiğini aktardı.

İÇ SİYASETİ DİZAYN ETTİ

İstanbul Ticaret Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Uğur Yasin Asal ise Afganistan ve Irak müdahalelerinin, Amerikan iç siyasetinin dönüşümüne neden olan önemli parametrelerinden biri olduğunu söyledi. Asal, ABD'nin 20 yılın ardından askeri gücünü Afganistan'dan çektiğini belirterek, "Dünyanın herhangi bir coğrafyasında istediği siyaseti yürüten veya dönüştüren bir ABD artık yok. 11 Eylül'den sonra devam eden bu güç düşüşünü engellemek için elindeki kaynakları Çin ile sürdürdüğü ticaret savaşı başta olmak üzere diğer alanlara aktarmaya çalışıyor. Trump döneminde ABD'nin NATO içinde ve dışındaki diğer ülkelerle kurduğu stratejik ortaklıklar ciddi zarar gördü. Şu anda ise bu güç düşüşünün farkında ve bunu engellemek için çeşitli adımları periyodik olarak atıyor." diye konuştu. 11 Eylül saldırılarının ABD'ye maliyetinin milyarlarca dolar olduğunu aktaran Asal, sadece Afganistan'da günlük maliyetin 300 milyon dolara ulaştığını aktardı.

11 Eylül ilk kez savaşsız anılacak

Amerikan tarihinin en büyük terör saldırısı 11 Eylül'ün 20. yılına, ABD'nin terörle mücadele adı altında Afganistan'da başlattığı savaşa son vermesi, askerlerini geri çekmesi ve Taliban'ın ülkede kontrolü geçirmesi damga vurdu.

20 yıllık işgalin ardından ABD, Afganistan'da on binlerce kişinin ölümüne ve trilyon dolarlara mal olan tarihinin en uzun savaşına son verdi. 11 Eylül terör saldırıları, 20'nci yılında ilk kez bu yıl ''savaşsız'' anılacak.ABD her ne kadar savaşa son verse de ''Savaş gerçekten gerekli miydi, ABD askerlerini çekmeli miydi ya da Afganistan'daki varlığını sürdürmeli miydi, çekilme süreci ve kaosun yaşandığı tahliye süreci daha iyi planlanabilir miydi'' tartışmaları ise hala devam ediyor.

DÜNYANIN SEYRİ DEĞİŞTİ

Tahliyeler sırasında yaşananlar, Taliban'dan kaçmanın yolunu arayan Afganların kalkışa hazırlanan uçağının kanatlarına tırmanmaya çalıştığı ve bir bebeğin havalimanında tel örgülü yüksek bir duvarın üzerinden Amerikan askerine verildiği görüntüler de tıpkı 11 Eylül saldırıları gibi hafızalara kazındı.Dönemin ABD Başkanı George W. Bush'un 11 Eylül 2001'deki saldırıların ardından terörle mücadele ve Afganistan'a demokrasi götürme girişimiyle başlattığı savaş, Biden yönetiminin 31 Ağustos 2021'de ABD askerini Afganistan'dan çekmesiyle son buldu.

11 Eylül saldırıları sadece Afganistan ve Irak'ın işgaline zemin hazırlamakla kalmadı aynı zamanda tam anlamıyla dünyanın seyrini değiştirdi. Güvenlik politikalarından seyahate, kültürden yaşam tarzlarına kadar birçok alanı etkileyen 11 Eylül terör saldırıları sonrası ırkçılık ve İslamofobi de arttı. Afganistan'ın işgalinin ardından Bush yönetiminin 20 Mart 2003'te kimyasal silah bulunduğu gerekçesiyle Irak'ı işgal edip Saddam Hüseyin'i devirerek idam etmesi ile de Orta Doğu, daha fazla istikrarsızlık, kargaşa ve mezhep savaşlarına sürüklendi. Orta Doğu'da yüz binlerce sivil hayatını kaybederken, DEAŞ gibi yeni terör örgütleri de ortaya çıktı.

İSLAM’A SAVAŞ AÇTILAR

11 Eylül saldırıları başta ABD olmak üzere, Batı'da Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında büyük artışa ve İslamofobi'nin giderek derinleşmesine neden oldu, medyada ''İslamcı terör'' ve ''radikal İslam'' kavramları sık sık kullanılmaya başlandı.Araştırmalar, medyanın, Müslümanların adının karıştığı terör saldırılarına diğer din ya da gruplara mensup kişilerce düzenlenen saldırılardan daha fazla yer verdiğini ortaya koydu.

Saldırıda 2 bin 977 kişi öldü 

İkiz Kuleler hem ABD hem de tüm dünyanın canlı yayında izlediği saldırıların ardından milyonların gözü önünde dakikalar içinde yerle bir oldu ve Manhattan Adası toz bulutlarına büründü. İkiz Kuleler'e saldırıların ardından kaçırılan bir diğer uçak ise ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarptı. Kaçırılan son uçak ise Pennsylvania eyaleti kırsalında F-16'lar tarafından düşürüldü.11 Eylül saldırıları sonucu uçakları kaçıran 19 saldırgan hariç New York, Washington ve Pennsylvania'da toplam 2 bin 977 kişi can verdi.

Göç dalgasına yol açtı

11 Eylül saldırılarının ortaya çıkardığı en önemli başlıkların başında göç, ekonomik ve siyasal problemlerin geldiğini kaydeden Asal, şöyle devam etti: "Afganistan, Irak ve Ortadoğu bölgesinde meydana gelen düzensizlik, belirsizlik ve tehditlerin 20 yıllık süreç içinde dünyada hiç konuşulmadığı kadar göç meselesini gündeme getirdi. Öte yandan 11 Eylül'den sonra ortaya çıkan tehdit olgusu ülkelerin savunma sanayiine büyük harcamalar, büyük bütçeler ayırmasına neden oldu. Dolayısıyla ekonomiye ayrılan pay savunma sanayisine aktı. Ekonomilerin kötüleşmesi toplumsal olayları ve iç huzursuzlukları tetiklemeye başladı."

11 Eylül 2001'de ne oldu?

Amerikan finans sisteminin kalbi New York, 11 Eylül sabahı İkiz Kuleler'e yönelik terör saldırılarına uyandı.Newark, Boston ve Washington'dan havalanıp San Francisco ve Los Angeles'a giden 4 yolcu uçağının kaçırılmasının ardından Los Angeles'a giden Amerikan Airlines'a ait kaçırılan yolcu uçağı, yerel saatle 08.46'da İkiz Kuleler'in kuzey yönündeki binasına çarptı. Kuzey kulesi alevler içinde yanarken United Airlines'a ait kaçırılan diğer bir uçak da ilk saldırıdan tam 17 dakika sonra canlı yayında güney kulesine çarptı.

YENİ DÜNYA DÜZENİ

11 Eylül terör saldırılarının ardından başlayan ''yeni dünya düzeni'', terörle mücadelede yeni güvenlik stratejilerini de beraberinde getirdi. Saldırılarla beraber sadece ABD'de değil tüm ülkelerde ulusal güvenlik algısı değişti. Devletler ulusal güvenliğe daha fazla para ayırmaya başladı.Artık sadece konvansiyonel ya da kimyasal silahlar değil herhangi bir şüpheli araç, kişi ya da paket terör tehdidi olarak algılanmaya başlandı.Havalimanları başta olmak üzere halka açık alanlarda daha fazla güvenlik önlemleri alındı, böylece yeni bir güvenlik anlayışı ve sektörü ortaya çıktı.

Editör: TE Bilisim