Can Kasapoğlu / Analiz AA

Türk Silahlı Kuvvetleri geçtiğimiz günlerde yeni Akıncı silahsız insansız hava araçlarının (SİHA) ilk partisini teslim almaya başladı. “Pantsir-avcısı” Bayraktar TB-2’nin harp sahasında ve uluslararası silah pazarındaki başarısını müteakip, yine Baykar tarafından tasarlanan ve üretilen Akıncı, yoğun ateş gücü kapasitesi ve esnek harekât tasarısı imkanlarıyla dikkat çekiyor. Akıncı’nın envantere girmesinin askeri-stratejik düzeyde ne anlama gel- diğini analiz etme- den önce vurgulamamız gereken iki önemli nokta var: Öncelikle, Libya, Suriye ve Karabağ cephelerinde oyundeğiştirici olan Türk insansız hava sistemleri kadar, söz konusu sistemleri etkin şekilde kullanan Türk SİHA konseptlerini de akılda tutmalıyız. Türk SİHA kabiliyetinin gerisinde, sözü edilen sistemleri dizayn eden, üreten teknolojik ve endüstriyel zekâ ile bahse konu sistemleri doğru harekât tasarılarıyla harp sahasına sevk eden kurmay zekânın birleşmesi bulunuyor.

ROBOTİK HARP ÇÖZÜMLERİNDEKİ VİZYON

Bahse konu başarıyı teslim eden bir uluslararası literatür oluştuğunu da belirtelim. Örneğin, İsrail hava ve füze savunma sistemleri kapasitesinin inşa edilmesinde en önemli otorite olan Dr. Uzi Rubin, konuya ilişkin raporunda, Karabağ Savaşının “ilk kez İHA ve SİHA’ların öncülük ettiği hava gücünün kazandığı savaş” olduğunu belirtiyor. İkincisi; Akıncı, Türk savunma teknolojilik ve endüstriyel yeteneklerinin geldiği noktayı göstermesi açısından da önem arz ediyor. Benzer şekilde, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TUSAŞ) deniz karakol ve denizaltı harbi kabiliyetine sahip Aksungur SİHA’sı, Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ’nin (STM) yüksek yapay zekâ niteliklerine ve gelişmiş hedef tespit algoritmalarına sahip Kargu ve Alpagu kamikaze-drone aileleri, Meteksan ve Ares Tersanesi’nin ortak yapımı ULAQ insansız su-üstü muharip platformu gibi diğer önemli unsurlar da söz konusu teknolojik düzeyin diğer güçlü göstergeleri. Henüz SİHA segmenti kadar gelişmiş olmasa da, son dönemde tanıtılan insansız kara harp araçları prototipleri de, Türkiye’nin robotik harp çözümleri konusundaki vizyonunu ortaya koyuyor.

SİLAH SİSTEM KONFİGÜRASYONLARI CAYDIRICI

Bayraktar TB-2’ye kıyasla çok daha büyük olan Akıncı, yaklaşık bin 350 tonluk harp yükü kapasitesi ile daha fazla ve çeşitli mühimmatı taşıyabilmekte. Daha çok mühimmat sadece daha geniş etki yarıçapı anlamına gelmemeli. Planlanan silah sistem konfigürasyonu, oldukça esnek harekât tasarısı olanaklarını da beraberinde getirmekte. Yani Akıncı, doğru yararlanılır ise uygun koşullarda bir oyun-değiştirici olmak üzere envanterde. Akıncı’nın atışlı testlerinde Roketsan yapımı MAM-T mühimmatını başarıyla kullandığını biliyoruz. Bir kıyaslama yapmak gerekirse, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri harekâtlarında Bayraktar TB-2’nin en sık kullandığı mühimmatın, yine Roketsan yapımı 22 kilogram ağırlığında, 8 ile 14 kilometre menzile sahip MAM-L olduğunu hatırlatalım. Çok daha ağır bir varyant olan yaklaşık 90 kilogramlık MAM-T, doğal olarak daha yıkıcı bir ateş gücü anlamına gelecek.

Akıncı, aynı zamanda TÜBİTAK-SAGE’in modernize ettiği güdümlü bombaları da (JDAM) taşıyabilme kapasitesine sahip. Akıncı’nın harp yükü konfigürasyonları arasında belki de en büyük ilgiyi hak eden, SOM-A havadan-satıha seyir füzesi. 200 kilometreden fazla menzile sahip olan söz konusu milli füze ile Akıncı’nın birlikte kullanılması, insansız platformlardan icra edilecek derin darbe (deep strike) kabiliyeti sağlayabilir.

YENİLİKÇİ HAREKÂT TASARISI VE KAPASİTE ARTIŞI

İnsansız hava sistemlerinde başarı sağlanabilmesi için bir diğer önemli konu ise elektronik harp (EH) sistemleri ile robotik harp unsurları arasındaki uyum. Basitçe özetlemek gerekirse, Bahar Kalkanı Harekâtı sırasında Türk SİHA’ları, Suriye Arap Silahlı Kuvvetleri’ne ait, Rus yapımı Pantsir hava savunma sistemlerinin etkili menzilleri içinde faaliyet gösterdi. 57E6 ailesinden füzeler ve 30mm 2A38M uçaksavar toplarıyla donatılmış söz konusu hava savunma sistemleri karşısında, Türk SİHA’ları, elektronik harp silahları ile verimli işbirliği sayesinde, başarılı bir harekât icra etti. Bayraktar TB2, “Pantsir avcısı” imajını böylece Suriye’de kazanıp, Libya’da Hafter güçlerinin Pantsirleri karşısında da pekiştirdi.

İSTİHBARAT AKTİF KULLANIYOR

Akıncı, konvansiyonel askeri kazanımların yanı sıra, Türk güvenlik güçleri için farklı alanlarda da önemli bir rol oynayabilir. Örneğin, son dönemde Milli İstihbarat Teşkilatı, SİHA/İHA kapasitesi kazandı ve terörle mücadele

Bilgi üstünlüğü sağlıyor

AKINCI’nın sadece dev bir silah taşıyıcısı olmadığını belirtmek gerekir. Akıncı, AESA radarı, diğer gelişmiş elektronik istihbarat yetenekleri ve bir dizi sofistike yapay zekâ özelliği ile dikkat çekecek. Maksimum irtifa performansı ve uçuş süresi yüksek. Böylece, ağ merkezli bir harp ortamında, diğer dost birliklere (özellikle kara harp unsurlarına) sunacağı istihbarat-keşif-gözetleme-hedef tespit ve muharebe hasar kıymetlendirmesi desteği potansiyeli hafife alınmamalı. Dolayısıyla bilgi üstünlüğü alanında oynayacağı roller var, ki bilgi üstünlüğü 21. yüzyıl harp sahasının en kıymetli unsurudur. En başında da belirttiğimiz gibi, Karabağ, Suriye ve Libya cephelerindeki robotik harp başarısının altında yatan unsur sadece Türk İHA’ları değil, Türk İHA’larının izlediği harekât tasarılarıdır. Akıncı’nın yeteneklerinin hangi konseptlere ilham vereceğini görmek için önümüzdeki yılları beklemek gerekiyor.

Editör: TE Bilisim