Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca Tarihi CSO Konser Salonu'nda düzenlenen anma etkinliğinde konuştu. Muhalefete sert tepki gösteren Erdoğan "Hani siz Kemalistsiniz, hani Atatürk'ün yolundan gidiyordunuz. Dürüst değiller, hani siz Atatürk'ün yolundan gidiyordunuz. Biz atılması gereken adımları vakti saati geldiğinde atıyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Halen sınır boylarımızda vatan nöbeti bekleyen askerimizden, ekmek teknesi başında ter döken esnafımıza ve işçimize, toprağını eken çiftçimize, fabrikasında üretim yapan girişimcimize, kamuda görev yapan insanımıza kadar büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için çalışan herkese müteşekkiriz. Amacımız Cumhuriyetimizi kuruluşunun 100'üncü yılında, ülkemizi, ecdadımızın mirasınla layık ve milletimizin hayallerine uygun bir seviyeye çıkarmaktır.

"İDDİA SAHİBİ BİR TÜRKİYE İÇİN GAYRET EDİYORUZ"

Bunun için eğitimden sağlığa, güvenlikten teknolojiye kadar her alanda kurduğumuz sağlam altyapı üzerinde, siyasi ve ekonomik gücüyle dünyanın birinci liginde iddia sahibi bir Türkiye inşa etmenin gayreti içindeyiz.

İlhamımızı Malazgirt'ten, İznik’te atılan ilk temelden, Söğüt’te dikilen ulu çınardan, İstanbul'un fethinden, Çanakkale’de destanın İstiklal Harbimizden alarak aydınlık geleceğimize doğru yürüyoruz.

Küresel krizlerin üstesinden başarıyla gelen, hangi engelle karşılaşırsa karşılaşsın mücadeleden vazgeçmeyen bir ülke olarak her geçen gün hedeflerimize biraz daha yaklaşıyoruz. Hem devraldığımız birikime karşı çıkan hem de bugüne kadar yapılanları beşe, ona katlayan, yeni hizmetlerle cumhuriyeti yaşatmak ve büyütmek için çalışıyoruz.

Bugünkü toplantımızı gerçekleştirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın eski binası ve hemen yanı başındaki yeni binası bu anlayışın somut örnekleri olarak karşımızda durmaktadır. Aynı şekilde İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nin eski ve yeni binaları da ülkemizin nereden nereye geldiğinin birer sembolleridir.

"HEDEFLERİMİZE YAKLAŞIYORUZ"

Küresel krizlerin üstesinden başarı ile gelen, hangi engel ile karşılaşırsa karşılaşsın mücadeleden vazgeçmeyen bir ülke olarak hedeflerimize adım adım yaklaşıyoruz.

Atatürk'ü anmak elbette önemlidir. Asıl olan ise Atatürk’ü verdiği mücadelenin izini sürerek anlamaktır. Ülkelerinde dillerinden Atatürk'ü düşürmeyen ama onu anlamayan bir kesim hep olagelmiştir.

Atatürk'ün askerliği döneminde görevde bulunduğu yerler ile ülkemizin şu anda bulunduğu yerleri bir karşılaştırmak istiyorum.

1908'de Libya Trablus'ta ilk görevine gitti. Büyük savaş öncesi Avrupa'da tespitler için Belçika, Hollanda ve İsviçre'ye bir gezi yaptı.

Birinci Dünya Savaşı'nın arifesinde yarbay olarak bulunduğu Sofya'dan Tekirdağ'a atandı. Sonra ise destan yazdığı Çanakkale'ye geçti. 1915 sonunda İstanbul'a döndü. 16.Kolordu Komutanlığı'nda Halep üzerinden Diyarbakır'a geçti. Muş ve Bitlis'i Rus işgalinden kurtardı.

Veliaht Vahdettin'in Almanya seyahatine iştirak ederek kendisini yakından tanıma fırsatı buldu. Sultan Vahdettin'in tahta çıkmasının ardından 7. Ordu Komutanlığı'na atanarak Trablus'a geçti. Mondros Anlaşması'nın ardından Yıldırım Orduları Komutanlığı'na getirildi.

"DÜRÜST DEĞİLSİNİZ"

İstanbul'da saray ve çeşitli kesimlerle yaptığı istişareler sonucunda Anadolu'ya çıkarak milli mücadele başlatmaktan başka çare kalmadığını gördü.

19 Mayıs'ta Samsun'a ayak bastı. Ve Milli Mücadele başladı. Her fırsatta önünde poz verdikleri ama içinde ne olduğunu bilmedikleri NUTUK'ta 3 hedef belirtilir. Memleketimizi en medeni ülkeler seviyesine çıkaracağız. Milli kültürümüzü muassır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Gazi'nin hedefi budur. Laf değil icraat.

Milletimiz her tökezlemenin ardından ülkesine daha çok sahip çıkarak Cumhuriyetin ilelebet yaşayacağını dosta da, düşmana da göstermiştir. Dikkat edilirse Mustafa Kemal Libya'da, Suriye'de, Çanakkale'de, Kafkasya sınırında, Anadolu'nun her karış toprağında... Bize diyorlar ya Azerbaycan'da, Suriye'de Libya'da ne işiniz var? Hani siz Kemalisttiniz, Atatürk'ün izinden gidiyordunuz? Siz dürüst değilsiniz.

Mustafa Kemal istiklal ve istikbal mücadelesinin her yerinde yer almıştır. Önden gitmek için, Avrupa ve dünyayı yakından takip etmiştir.

"MESAJIMIZI EN GÜZEL ŞEKİLDE VERDİK"

New York'ta Türkevi inşa ettik. Niçin yaptınız diyenler çıkabilir. Orada birilerine mesajımızı en güzel şekilde verdik. Türkiye bugün de Suriye'dedir, bugün de Libya'dadır, Kafkasya'dadır, Avrupa'dadır. Gazinin askeri mirasına, diplomatik mirasına sahip çıkan biri varsa o da biziz. Atatürk isminin arkasına sığınanlara soruyorum, Allah aşkına ne yapıyorsunuz!

Ülkesini Avrupa'ya şikayet edenlerden bir şey olur mu? Batı'nın büyükelçilerine bizi şikayet edenlerden bir şey olur mu? Sadece son gnlerde yaşananlar bile bu çarpıklığı göstermeye yeter.

Türkiye kuşatılmaya çalışıldı, ekonomik saldırılara maruz kaldı, Mustafa Kemal'in kurduğu partinin Genel Başkanı'nın ülkenin menfaatini korumak için büyükelçilere, yabancılara mektup yazdığını görmedik. Ama Türkiye'yi şikayet ediyor. Gazi hayatta olsaydı bunları sopa ile kovalardı. Gazi hayatta olsa bunları kapıdan sokar mıydı, onu da bilmiyoruz. Nobranlaşan, kibirleşen, gavurun kılıcını çalan bu faşist zihniyet milletten dersini alacaktır.

 

Editör: TE Bilisim