İdlibli Riduş, hayatını karartan soba kazasıyla bir yaşında bebekken tanıştı. İlkokula gittiği gün öğretmeni tarafından diğer çocukları korkuttuğu gerekçesiyle azarlanan Abdurrezzak Riduş'un eğitim hayatı sadece bir gün sürdü.

O günden sonra insanların kendisinden korktuğunu ve iğrendiğini düşünen İdlibli genç, zamanının neredeyse tümünü evde geçirirken sadece kapalı havalarda veya akşam saatlerinde dışarı çıkabiliyor.

Riduş, Suriye'deki yetersiz sağlık imkanlarından dolayı herhangi bir tedavi de göremedi.

Suriye'de Mart 2011'de iç savaşın başlamasıyla acıları daha da artan Riduş, Beşşar Esed rejimi güçlerinin saldırıları nedeniyle İdlib'in doğu kırsalında yaşadığı evi 2018'de terk etmek zorunda kaldı.

Suriyeli genç, sağlık ve psikolojik sorunlarının artması sebebiyle 2019'da tedavi umuduyla Türkiye'ye sığındı. Elim yangın kazasında yüzü yanan ve sağ eli de engelli kalan genç, deformite nedeniyle 22 yıldır gözlerini kapatıp uyuyamıyor ve buna bağlı olarak da göz kuruluğu ve görme kaybı yaşıyor.

Başkent Ankara'da ailesinden uzak yaşayan Riduş, hayırseverlerin yardımları ve çöpten topladığı plastiklerden elde ettiği parayla geçimini sağlamaya çalışıyor.

İş başvuruları geri çevrilen Riduş'un tek hayali yaralarından kurtulup ömrünün geri kalanını insanlar tarafından dışlanmadan geçirmek. İdlibli genç, yıllardır ameliyat olma ve sağlık problemlerinin çözülmesi hayaliyle yaşıyor. AA ekibi, Suriyeli genci yaşadığı evde ziyaret ederek durumunu yakından gördü.

"ACIYARAK BAKANLAR KALBİMİ SIZLATIYOR"

Riduş, yaptığı açıklamada, sobadan çıkan yangın nedeniyle kimseyi suçlamadığını belirterek "Yangında ellerim ve yüzüm yandı. Yangın sırasında evde tek başımaydım. Doktorlar ancak 5 yaşından sonra ameliyat yapılacağını söylemişler. Ancak Suriye’deki tıp o kadar ilerlemedi. Tedavi göremedim. Estetik ameliyatları çok pahalı ve bizim maddi durum ortada." dedi.

Ailesinin şu an İdlib'deki sığınmacı kamplarında yaşadığını ve onlarla sık sık telefonda görüştüğünü dile getiren Riduş, tedavi olduktan sonra bir gün onlara kavuşmak istediğini söyledi.

İdlibli Riduş, yangının kendisinde bıraktığı izler nedeniyle hayatının farklı geçtiğini belirterek "Örneğin yaşadığım bölgeden uzak yerlere çıkamıyorum. İnsanların bana acıyarak bakması kalbimi sızlatıyor. İnsanların beni görüp dalga geçmelerini ve bana acıyarak bakmalarını istemiyorum artık. Bu sebepten dolayı bu saatlerde (öğle) dışarı çıkamıyorum. Hep evdeyim. Çalışmak istiyorum ancak olmuyor." diye konuştu.

“DEĞİŞİK GÖRÜNMEK İSTEMİYORUM ARTIK”

Çocuk yaşta toplum tarafından dışlanan Riduş, "Okula sadece bir gün gittim, ikinci gün gidemedim. Öğretmenim eğitimime engel oldu, bağırıp duruyordu. Babam da üzülmemem için 'gitme' dedi. Bu durum beni kahretti." diyerek yaşadığı üzüntüyü ifade etti.

Sokaktaki insanlarla yaşadığı diyaloğun hep aynı olduğunu vurgulayan Riduş, "İnsanlar genelde hep bu duruma nasıl düştüğümü, nasıl yaralandığımı ve gözlerimin görüp görmediğini soruyor. Ben de onlara başımdan geçeni anlatıyorum." diye konuştu.

Riduş, tedavi görüp normal insanlar gibi yaşamak istediğini vurgulayarak şöyle devam etti:

"Değişik görünmek istemiyorum artık. İnsanların bana acıyarak bakmasını istemiyorum. Çok etkileniyorum. Bu yüzden bu bakışlardan saklanmak için evden çıkamıyorum. Bu durumu kabullenmek çok zor, tek çarem tedavi olmak. Buradaki hastaneleri gezdim ancak tedavimin zor olduğunu söylüyorlar. Plastik cerrahileri özel hastaneler yapıyor."

“TEDAVİM ÇOK PAHALI”

İdlibli genç, kendisiyle ilgili aklına gelen en kötü olayı, "En kötü şey 2018’de köyümden başka yere göç ederken oldu. Çünkü ilk defa köyümden başka bir yere gidiyordum. Yolda yürüyen insanların bana bakışlarını hiç unutamıyorum. Benim için zor andı diyebilirim. Ölsem de unutmayacağım o anı." ifadeleriyle anlattı.

Geçiminin bir kısmını yardımlarla sağladığını kaydeden Riduş, "Tedavi olma umudum beni hayata bağlayan tek şey. Ben bunu başarmak için çok uğraşıyorum ancak tedavi çok pahalı. Türkiye’de hastanelerde de plastik cerrahi yok dediler. Tedavim çok pahalı olduğundan kimse bunun için yardımcı olamıyor." dedi.

İnsanların bakışlarından ötürü gündelik hayatını evde oturarak geçirdiğini söyleyen Riduş, "Günümü evde oturup Allah'tan bir kurtuluş bekleyerek geçiriyorum. Dışarı çıkamıyorum. Yemekleri ben yaparım arkadaşım da bulaşıkları yıkar. Ev işlerini arkadaşımla yapıyoruz. Elimdeki engelden ötürü ev işlerini yaparken biraz zorlanıyorum." diye konuştu.

GÖZ KAPAKLARI AÇIK KALIYOR

Üşüdüğü gecelerde düşünmekten dolayı çok uyuyamadığını belirten acılı genç şunları kaydetti:

"Geceleri durumumu ve nasıl tedavi olabilirim diye hep düşüncelere dalıyorum. Düşüncelerim beni uyutmuyor. Uyusam da gözlerimi kapatamıyorum. Açık kalıyor. Bu şekilde (sırt üstü) uyuyorum. Yastığa koyduğum başımı yana çevirince hemen uyanıyorum. Göz kapaklarını ne kadar kapatmaya çalışsam da açık kalıyor. Gözlerim yastığa deyince acıdan hemen uyanıyorum."

“İNŞALLAH SESİM HERKESE ULAŞIR”

Sesini herekse duyurmak istediğini vurgulayan Suriyeli genç, Türk makamlarına da teşekkür etti.

Riduş, Türk Kızılayından psikolojik destek aldığını belirterek "Bir yıldır psikolojik tedavi görüyorum. Sadece çok düşünmemek için antidepresan ilaçlar kullanıyorum. Bu ilaçlardan çok fayda gördüm sayılmaz çünkü benim tedavim belli." ifadelerini kullandı.

Suriye ve Türkiye'deki toplumun kendisine bakışını kıyaslayan Suriyeli genç, "Türkiye'deki insanlar genelde elitler, kültürlüler ve beni gördüklerinde acımı hissediyorlar. Ancak yine de çok sayıda insan beni görünce uzun uzun bakış atıyor, bu da beni çok incitiyor. Allah kerim. İnşallah sesim herkese ulaşır." dedi.

“ÇÖPTEN PLASTİK TOPLAYIP SATIYORUZ”

Riduş, "Geçimimi sağlamak için az da olsa gidip çöpten bir şeyler topluyoruz. Yaklaşık bir hafta önce gittim. (Bazen) Çöpten plastik toplayıp satıyoruz. Çok bir şey çıkmıyor. (Günlük) 10 lira falan ancak ediyor." diye konuştu.

Dışlanmadan düzgün bir işte çalışmak istediğinin altını çizen Riduş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Tabii ki çalışmak isterim. İşçilik yapmak isterdim ama benim durumum ortada ve bana zor olacak bir iş olmasını istemem. Pek çok yere başvurdum ancak beni çalıştırmadılar. (Yüzünü diğer tarafa çevirerek) Yani bana şöyle bir bakıyorlar. Sonra iş yok diyorlar. Çalışmam gerektiğini söylüyorum ancak çalıştırmıyorlar. Onlarca yere gittim ancak çalışmazsın dediler."

Editör: TE Bilisim