Ebru Okanlar / Özel Haber - Ankara’da okuldan eve dönerken sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan 12 yaşındaki Enes Koca yoğun bakıma alındı. Aileler başıboş köpekler nedeniyle tedirgin. HAYTAP Saha Sorumlusu Zuhal Arslan’a göre çözüm: Petshoplar ve merdivenaltında yapılan hayvan üretimlerinin durdurulması ve satışların yasaklanması.

YOĞUN BAKIMDA

Başıboş köpek dehşetine bir yenisi daha eklendi. Ankara’nın Pursaklar ilçesinde okuldan evine dönen 12 yaşındaki Enes Koca köpeklerin saldırısına uğradı. Ankara Şehir Hastanesi’nde tedavisi süren küçük çocuk yaşam mücadelesi veriyor. Vatandaş acilen çözüm bekliyor.

10 YILDA 64 BİN KÖPEK

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Saha Sorumlusu Zuhal Arslan, başıboş köpek sorununun çözüm yollarını anlattı. Arslan, ‘’Üretimin durması şu anlamda çok önemli. Bir dişi köpeği kısırlaştırmadığınız zaman 6 ay içinde 12 yavru yapıyor. Bu sürkülasyon on yılda 64 bin köpek ediyor.’’ dedi.

“HİÇBİR YERDE SATILMASIN”

Petshoplar ve merdivenaltı köpek üretimlerinin mutlaka durdurulması gerektiğini belirten Arslan, satışlara da dikkat çekerek, “Biz zaten ‘Petshoplarda da satılmasın’ hiçbir yerde de satılmasın dedik. Çünkü bunlar satılmazsa herkes kayıtlı, belediye bakım evlerinden alacaktı ve bu sorun çözülecekti’’ diye konuştu.

***

Yaralanan çocuğun ailesi sözde hayvanseverlere seslendi:

‘Şu çocuğun halini görün’

Ankara'da okuldan eve dönerken köpeklerin saldırısında ağır yaralanan Enes Koca, Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Servisin'de tedavi altına alındı. Sözde hayvanseverlere seslenen Enes’in amcası Ali Osman Koca, “Anasına babasına bakmayan insanlar gelmiş orada 'Sokak köpeklerine bakacağız' diye yaygara yapıyorlar. Gelsinler bir de şu çocuğun halini görsünler.” dedi.

Ankara'nın Pursaklar ilçesinde okuldan eve dönerken köpeklerin saldırısına uğrayan 12 yaşındaki Enes Koca, yoğun bakımda tedavi altına alındı.

Cahit Zarifoğlu İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Koca, okul dönüşü Mimar Sinan Mahallesi Altın Caddesi üzerindeki boş arazide başıboş köpeklerin saldırısına uğradı. Ağır yaralanan ve Ankara Şehir Hastanesine kaldırılan çocuğun tedavisi sürüyor.

Amcası tarafından bulundu

Haberi alan aile fertleri ve akrabaları hastaneye koştu. Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan amca Ali Osman Koca, kardeşinin kendisini arayarak çocuğunun okuldan dönmediğini söylediğini anlattı.

Aramak için çıktığında yeğenini boş arazide etrafında köpekler olduğu halde bulduğunu belirten Koca, yeğenini hemen hastaneye kaldırdıklarını bildirdi.

‘Köpekler bölgeden toplansın’
Yetkililerden başıboş hayvanları bölgeden toplamalarını isteyen Koca, yeğeninin durumuna ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Çocuğun durumu çok kötü. En az iki üç ay hastane süreci var. İki üç tane ameliyatı var. Yoğun bakımda şu an. Kafası komple kazınmış çocuğun. Baldırlarında komple kasları görünüyor, etler falan gitmiş. Çocuğu resmen parçalamışlar. Çocuk yüzüstü yere yattığından yüzü kalmış. Geri kalan her tarafını parçalamışlar."

Başıboş köpeklerin aynı bölgede daha önce de insanlara saldırdığını kaydeden Koca, "Hayvanseverler birkaç tane ekmek vermeyle kendi vicdanlarını tatmin ediyorlar. Anasına babasına bakmayan insanlar gelmiş orada 'Sokak köpeklerine bakacağız' diye şey yapıyorlar. Gelsinler bir de şu çocuğun halini görsünler, ondan sonra görelim onları." diye konuştu.

“Yalandan hayvansever olunmaz”
Dede Şakir Durmuş ise şöyle konuştu: "Köpeğin bir tanesine birisi bir taş attığı zaman veryansın yapıyorlar. Nerede hayvanseverler? Hayvanı biz cebimizde besleriz. Onlar gibi lafla beslemeyiz. Biz onları kapımızda besliyoruz. Yalandan şuraya götürüp de bir ekmekle veya bir süs köpeği beslemekle hayvansever olunmaz. Neredeler hani? Bir tanesi geçmiş olsuna gelmiyor." Teyze Kevser Mutlu ise olayın yaşandığı bölgede oturanların durumdan şikayetçi olduklarını ancak sonuç alınamadığını anlattı. Mutlu, yeğeni Enes'in köpekleri çok seven bir çocuk olduğunu, annesinin kendisine köpek alması için Yasin Suresi'ni ezberlemeye çalıştığını dile getirdi.

Belediye başkanından aileye ziyaret

Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin aileyi hastanede ziyaret etti. Konuya ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Çetin, "Bugün 12 yaşındaki yavrumuz Enes okulundan evine dönerken birkaç sokak köpeğinin saldırısına uğrayarak ağır yaralanmıştır. Şu an hastanede tedavisi devam etmektedir. Annesi, babası ve akrabaları ile birlikte doktorlardan gelecek iyi haberleri bekliyoruz. Dua edin lütfen." ifadelerini kullandı.

“AİLELERİ İNCELİYORUZ”

Diriliş Postası Gazetesi'ne açıklamalarda bulunan HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Saha Sorumlusu Zuhal Arslan, hayvanları sahiplenmenin birtakım şartları olduğunu belirterek “Öncelikle biz aileleri inceliyoruz. Kaç kişilik aile olduklarını, evlerinin şartlarının uygun olup olmadığını, daha önce köpek bakıp bakmadıklarını. Atıyorum dört kişilik bir aileden üç kişi istiyor, bir kişi istemiyor. Bunların hepsini göz önünde bulundurarak sahiplendirme yapıyoruz ve bir sahiplendirme sözleşmemiz var. HAYTAP'ın sahiplendirme sözleşmesi var o sözleşme ile sahiplendiriyoruz. Sonrasında da takibini yapıyoruz. Düzenli fotoğraf bekliyoruz ama sahiplendirmeden önce de ya evine gidip biz görüyoruz ya da evinin fotoğraflarını ya da videolarını istiyoruz. Bunları da göz önünde bulunduruyoruz. Sahiplendirdikten sonra sözleşmeyle sahiplendiriyoruz. O sözleşmede de bir sürü maddeleri var. İşte düzenli fotoğraf gönderilmesi, kısırlaştırılmasının takibinin yapılması gibi gibi. Bunlara uyulmuyorsa tabii ki tekrar alma hakkımız doğuyor bu sözleşmeye göre. O şekilde sahiplendiriyoruz ve her ay da düzenli fotoğraf alıyoruz. Bir sene, iki sene sonra güven sağladıktan sonra da zaten artık kendisi isterse atıyor zaten fotoğraf. Ama bakamadığı durumlarda oldu da ailevi ya da özel bir durum olduğunda da sözleşmede bir maddemiz var; 'Tekrar ne olursa olsun bize geri verilmesi' diye. O şekilde sahiplendirme yapıyoruz.” ifadelerini kullandı. Sahiplenen bir hayvanı sokağa bırakılmaması için o aileyle ilgilenmek gerektiğini dile getiren, Zuhal Arslan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Birazcık kontakta kalmak gerekiyor. Gerçekten emin olana kadar aslında o aileyle telefondan ya da sosyal medyadan görüşmek gerekiyor. Sokağa bırakanlar evet var ama diyorum ya biz HAYTAP olarak böyle bir tecrübe yaşamadık. Ama sahiplendirdiklerim de tabii ki 'bakamayacağız', 'ailemizin düzeni bozuldu', 'ayrılıyoruz' gibi şeyler olduğunda da ben geri aldım. Ama sokağa bırakılan, barınakları terk edilen maalesef çok sayıda hayvan var. Cins melez fark etmiyor. En kötüsü de zaten onu sokağa bırakmak. Yani bu bir kâbus oluyor tabii ki. O evde bakılıp ondan sonra sokağa bırakılan hayvanlar için korkunç bir travma. Ama bunun için ne yapmalıyız? Biz HAYTAP olarak gerçekten 'terk etme' gibi bir sürü sosyal sorumluk projeleri yapıyoruz, farkındalık afişleri yapıyoruz, konuşmalar yapıyoruz, sunumlar yapıyoruz.”

PARA CEZASI KESİLECEK

“Köpekleri terk edenlere karşı da çok bir cezası yok.” diyen Arslan, şöyle devam etti: “Yeni yasaya göre artık çip zorunluluğu olduğu için çipte o hayvanın kime, hangi aileye ya da nereye ait olduğu belli oluyor. O çipe göre de tabii ki bunu bir para cezası var. Bunu da Tarım ve Orman Bakanlığı yani Milli Parklar kesiyor. Şu ana kadar çok az da olsa tabii ki kesildi. Ama dediğim gibi çip sistemi 2022 yılında tamamen artık ocak ayı itibariyle tamamen mecburi olacak. Çip sistemine geçildikten sonra kim terk ettiyse de işte ona göre para cezaları kesilecek.”
Ailelere çok seçici davrandıklarını kaydeden İzmir Valiliği İl Hayvan Koruma Kurul Üyesi Şule Baylan ''Verdiğimiz sahiplendirdiğimiz aileler gerçekten ömür boyu bakıyorlar. Ben on sene önce yuvalandırdığım köpeğin bile hala videolarını fotoğraflarını görebiliyorum. Sosyal medyadan takip edebiliyorum, irtibattayım. Bazen bu can dostu sahiplendirmede çok güzel dostluklar bile kazandım. Ama tabii ki farklı şeyler de olabiliyor. Aileler üç ay beş ay sonra geri de verebiliyorlar. O zaman da tabii ki tekrar alıyoruz. Tekrar yeni ailesini bulmaya çalışıyoruz. Tabii ki çok fazla terk eden, sokağa atan maalesef var. Bu başımıza gelmedi. Fakat duyuyoruz, görüyoruz.” sözlerine yer verdi.
Üretimin durması şu anlamda çok önemli olduğunu dile getiren Şule, “Yasa maalesef üretimi durdurmadı. Durdurmadığı gibi artı bir rahatsız edici boyut getirdi. Katalogdan satış. Yani düşünün ki bir uygulama üzerinden bir canlı satın alıyorsunuz. Bu çok etik bir durum değil. Yani biz zaten petshoplarda da satılmasın hiçbir yerde de satılmasın dedik. Çünkü bunlar satılmazsa herkes kayıtlı, belediye bakım evlerinden alacaktı ve bu sorun çözülecekti.” değerlendirmesini yaptı.

HAYDİ POLİS BİRİMİ

Baylan sözlerini şu şekilde bitirdi: “Bu arada en güzel uygulama HAYDİ polis birimi kuruldu. İç işleri bakanlığınca HAYDİ polisi bizim ihbarlarımız ya da vatandaşın ihbarları sonucu hemen olay yerine intikal ediyor. Bu intikaller sırasında hayvanın eziyet gördüğünü duyarsa son derece yardımcı oluyor. Hayvanı alabiliyoruz. Tutanaklar tutuluyor. HAYDİ biriminin kurulması bizler açısından çok iyi oldu. Ancak burada da şöyle bir sıkıntı oluyor. Yasaklı ırk dediğimiz ırkalar var maalesef üreticinin elinden kurtulamıyor ya da dövüşçünün elinden kurtulamıyor. Ama sıradan bir vatandaşın baktığı ırk şikayet ediliyor. Burada da yasanın bu şekilde olmaması lazım. Gerçekten bir köpek saldırgansa alınmalı.”

*** 

“Üretim tamamen kaldırılsın”

ŞULE Baylan, “Öncelikle pet hayvanlarını ele alacak olursak biz üretimin tamamen kaldırılmasını istemiştik. Çünkü parayla alınan şeyler aynı marketten aldığımız mallar gibi kullanıldıktan sonra çöpe dönüyor. Parayla alınan petshoplardan hayvanlar bir süre sonra bakıyorlar ki bunlar sürekli bakıma ihtiyacı var. Bunlar oyuncak hayvan değil. Bakamıyorlar ve sokağa atıyorlar.” şeklinde konuştu.

“Yasa maddelerine gelirsek bizim verdiğimiz taslakta hayvana eziyeti aslında hayvana eziyeti önlemekle toplum haline getirebilecektik. Çünkü cinayetler ya da öldürmeler, eziyetler hayvanla başlıyor.” ifadelerini kullanan Şule, şöyle devam etti: “Bunu önce hayvanla yapıyor. Sonra toplumun diğer zayıf halkalarına geçiyorlar. Ki bu halkalar önce bedensel sonra zihinsel engelliler, çocuklar, yaşlılar ve kadınlar bunlara şiddetle devam edebiliyor. Çünkü hayvanla başladığı zaman gayet rahat devam edebiliyor. Bizde dedik ki hayvana eziyet eden kişiler 2 yıldan az olmamak üzere ceza alsınlar ki bunlar hapiste biraz rehabilite olsunlar cezası olduğunu öğrensinler. Şu anda yenilenen yasayla birlikte yine istediğimiz durum gerçekleşmedi. Biz olayı gördüğümüzde ya da şahit olduğumuzda isteriz ki gidip savcılığa ya da emniyete başvurabilelim. Maalesef o yasada da bu madde yok. Ancak tarım ilçe müdürlüklerine verildi. Tarım ilçe müdürlüğü duyarsa isterse gidip dava açabilecek ki bu çok uygun bir şey değil. Orada tarım ilçe müdürünün farklı işleri de var.”

Editör: TE Bilisim