YAKLAŞIK olarak 50 yıl önce hayatımıza ilk kez düşünce olarakgiren faizsiz bankacılık sistemi, 1970’li yıllarda düşünce aşamasından çıkıp ilk olarak 1976’da, Mısır’da uygulanmaya başlanmıştır. Türkiye’de 1983 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmasına izin verilen o dönemki unvanları ile Özel Finans Kurumları yeni unvanları ile Katılım Bankaları, dünya genelinde ve ülkemizde özellikle son on yılda çok büyük bir gelişme kaydetmişlerdir. Bugün Dünya’da sadece İslam ülkelerinde değil özellikle dünya finans piyasalarında yaşanan entegrasyon sonucunda İngiltere ve ABD gibi gelişmiş finans piyasalarına sahip ülkelerde de faizsiz bankacılık sistemi çok ilerlemiştir.Türkiye’de katılım bankaları özellikle 2001 yılından sonra büyük bir atılım içerisine girmiş ve diğer ticari bankalar ile rekabet edebilir hale gelmişlerdir

BANKACILIK PAYI İKİ KATINA YÜKSELECEK

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, 2020 yılı sonu itibarı ile bankacılık varlıkları içerisinde 2019’daki yüzde 5,8 oranından yüzde 7,1’lik orana ulaşan katılım bankacılığı payının, gelecek 5 yılda en az iki katına yükseleceğinin beklendiğini belirtti.Kurum, Türkiye’de uygulanan politika ve düzenlemelerin katılım bankacılığına büyük ivme kazandırdığını ve katılım finans ürün ile hizmetlerinin özellikle 2020’de devlet desteklerinin de etkisiyle diğerlerinden daha hızlı büyüdüğünü de ekledi.

2025’TE YÜZDE 15 ULAŞMA HEDEFİ

Üç adet özel ve üç adet kamu olmak üzere toplamda altı katılım bankası bugün Türkiye’de hizmet veriyor. Türkiye Katılım Bankaları Birliği tarafından hazırlanan yıllık rapor verilerine göre de katılım bankalarının, mevduat ile kalkınma-yatırım bankaları gibi diğer tür kurumlarla oluşturduğu toplam aktif, mevduat ve kredi büyüklüğü paylarında da özellikle 2016 yılından itibaren yükselişte olduğu görülüyor. 2020 yılı itibarı ile 437 milyar TL aktif büyüklüğü bulunan katılım bankacılığı sektörünün, aynı yıl bazında 322 milyar TL’lik mevduat ve 240 milyar TL’lik bir kredi büyüklüğü bulunuyor. 2025 yılında ise sektör payının yüzde 15’e ulaşma hedefi bulunuyor.

BANKACILIK SEKTÖRÜ AVANTAJLI ÇIKTI

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş, 2021 yılını değerlendirip 2022 yılına ilişkin beklentilerini paylaştı. Türk bankacılık sektörünün salgın döneminde oldukça hızlı reaksiyon gösterdiğini belirten Göktaş, “İnsanlar işlerini evden yapar hale geldiler. Bankacılık işlemlerinin de evden gerçekleştirilebildiğini, QR kodla ATM’den el değmeden para çekilebildiğini gördükçe bunları uygular hale geldiler. Bu manada bankacılık sektörünün pandemiden avantajlı çıktığını düşünüyorum” dedi.

TÜRKİYE’DEKİ KATILIM BANKALARI
Türkiye Emlak Katılım-Türkiye
Vakıf Katılım-Türkiye
Ziraat Katılım-Türkiye
Albaraka Türk-Bahreyn
Kuveyt Türk-Kuveyt
Türkiye Finans Katılım-Suudi Arabistan

KATILIM BANKACILIĞI KRİZLERE DAYANIKLI

Göktaş, katılım bankacılığı mekanizmasının krizlere karşı dayanıklı olduğunu da vurguladı. 2008 küresel finans krizinde Papa 16. Benedictus’un faizsiz finans sisteminin incelenmesini istediğini anımsatan Göktaş, “Katılım bankacılığına herkesin ihtiyacı var” diye konuştu. Göktaş, kriz olmasına rağmen katılım finansın büyümesini sağlıklı bir şekilde sürdürdüğüne dikkati çekti.

PAZAR PAYI YÜZDE 7,5

Göktaş, “Katılım bankacılığı sektörü, ekim ayı itibarıyla aktif büyüklüğünü 555.2 milyar TL’ye taşıdı. Yıl başında yüzde 7.16 olan sektör içindeki pazar payını ekim itibarıyla yüzde 7.5’lere taşındığını gözlemliyoruz. Yılın ilk 12 ayında nakdi finansman hacmi 2021 başına kıyasla yüzde 23 arttı ve 313.1 milyar TL’ye geldi. Toplanan fon hacmi yüzde 31 artışla 419.1 milyar TL’ye yükseldi. Yılın son döneminde yaşanan kurdaki artışın etkisi, bilanço kalemlerindeki nominal büyümelere yansıyacaktır. Bu minvalde yıl sonu itibarıyla katılım bankacılığının nakdi finansmanlarda geçtiğimiz seneye göre yüzde 50’ye yakın; toplanan fonlarda ise yüzde 65’in üzerinde büyüme beklenmektedir” dedi.

STRATEJİK HEDEFLERE DOĞRU

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, “2020 yılına geldiğimizde pandemi şartları altındaki iş yapma biçiminde ortaya çıkan gelişme ve değişim ihtiyaçları, strateji belgemizin güncellenmesi gerekliliğini ortaya çıkardı. Üç ay süren güncelleme çalışmaları sonucu, ihtiyaçlarımız doğrultusunda temel stratejik hedeflerimiz ve stratejilerimiz 6 başlık altında yeniden belirlendi: İletişim, Ekosistem, Ürün çeşitliliği, Standartlar ve Yönetişim, Dijital, Yetkinlik İnşası” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim