Durim Abazi / Özel Haber - SIRP çetnikler Bosna Hersek halkını yok edemeyince, bu sefer hedef değiştirerek Kosova’da bağımsızlık isteyen masum halkı yok etmek istedi. Ancak Kosovalıların direnişine takılan ve Türkiye başta olmak üzere uluslararası güçlerin müdahalesine dayanamayan faşistler Kosova’dan da çekilmek zorunda kalmıştı. Sırp silahlı güçleri bir sene önce, 1998’de de “UÇK’ya yardım ediyorlar” gerekçesiyle Reçak köyüne baskın düzemişti. Bu baskında yüzlerce evi yakıp yıkmışlardı. 15 Ocak 1999’da sabahın erken saatlerinde, büyük asker ve polis güçleri ile Sırp piyadeleri, aynı zamanda Sırp yerel silahlı sivil paramiliterlerinin de katılmasıyla demir kuşatmadan kaçmayı başaramayan masum köylüleri katletmiştilerdi.

Balkanlar’ın ikinci Bosna’sı
O günlerde Reçak katliamını ve köyde Sırp faşistlerin yaptıklarını haberleştiren uluslararası BBC’nin muhabiri Kosova’yı Balkan’ın ikinci Bosna’sı olarak değerlendirmişti. BBC muhabiri yıllardır gazetecilik yaptığını ancak hiçbir zaman bu kadar vahşi bir şey görmediğini ifade etmişti. Diğer yandan, Güvenlik Konseyi, 19 Ocak 1999 yaptığı açıklamasında, Reçak katliamını kınadı ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’ni Uluslararası Ceza Mahkemesi ile işbirliği yapmasını davet etti ve “acil bir şekilde olayların tam olarak araştırılması” çağrısında bulundu. Dünya Reçak katliamını kınarken Sırp hükümeti William Walker’i istenmeyen kişi olarak ilan etmişti. Rusya Dışişleri Bakanı bu kararı eleştirirken W. Walker’in istenmeyen bir kişi olarak ilan edilmesi, Kosova’daki durumu daha da istikrarsızlaştırabileceğini ifade etmişti.

SAVAŞIN SEYRİ DEĞİŞTİ!

Reçak katliamın hemen ardından olay yerine giden dönemin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Kosova Misyonu Şefi William Walker, dünyaya katliam yapıldığını duyurarak, olayı “insanlığa karşı” işlenen bir suç olarak değerlendirmişti. William Walker’in değerlendirmesinden iki ay sonra Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) tarafından Sırp hedeflerine karşı hava harekâtı başlatmıştı. Böylece bazı kişilere göre Kosova’nın Srebrenitsa olarak bilinen Reçak katliamı Kosova’daki savaşın gidişinin değiştirilmesine vesile olacaktı. Reçak, Kosova Kurtuluş Ordusu’nun (UÇK) ilk birimlerini düzenleyen Shtime Belediyesi’nin ilk köylerinden biriydi. Bu sebeple Sırplar bu köye hep baskınlar düzenliyordu.

45 kişi katledildi
15 Ocak tarihinde Reçak köyü kanla kaplanmıştı. İşkence görerek, 45 sivil öldürüldü. Katledilenler arasında yaşlı, kadın, hatta çocuklar da vardı. Bu katliamda şehit edilen Sahide Metush Imeri’nin kabri ise bulunmadığı için hâlâ açık duruyor. Öldürülenler Reçak katliamının 23. yıl dönümünde anıldı.

***

'Dikkat et anne öldürecekler'

LIBERATION gazetesi muhabiri Pier Azan’a verdiği röportajda Reçak katliamının mazlumlarından Ema Beqiri, oğlunun ona “Dikkat et anne öldürecekler” dediğini belirtti. Beqiri verdiği röportajda “Boynuna bir kurşun vurdu. Ağzında kan vardı. İki metre uzaktaydım. Sırplar her taraftan ateş açtılar. Yaklaşamadım. Kocamı da katlettiler. O oğlumuzun yanındaydı.” ifadeleriyle bir kez daha o acı anıları hatırlattı.

“HEPİMİZİN ÖLECEĞİMİZDEN EMİNDİK”

Azem ismiyle bir diğer köylü ise, “Hepimizin öleceğimizden emindik” sözleriyle o gün Sırp faşistlerin yaptıklarını şu şekilde anlattı: “Erkekler birkaç gruba ayrıldı. 29 kişi köyün üst taraflarına gönderildi. Bize polis karakoluna götürecekleri söylendi. Ancak dört taraftan silah sesleri duyuluyordu. Grubun geri kalanı başka bir yere gönderildi. Sırp polisler onları öldürmelerini bekliyorlardı. Cumartesi günü, bu 20 erkeğin cesetleri öldürüldükleri yerde hala birbirlerinin üzerindeydiler. Soğuk kanlılıkla hazırlanan ve yapılan bir katliam. Saat 17:00’de Sırplar geri çekildi. Hayatta kalanlar hareket etmeye başladı. Köyün caminin yakınındaki ilk evlerinden biri de 62 yaşındaki Banush Azem Kamberi’nin eviydi. Kafası kesilmiş vücudu evinin yakınlarındaydı. Kardeşi 55 yaşındaki Bedriu başını arıyordu. Köylüler daha sonra onu buldu."

***

Katiller cezasız kaldı

Böylece Reçak köyünde gerçekleştirilen bu trajedi Kosova’nın kaderinin değiştirilmesine vesile olmuştu. Ancak dünya görüşünü hassaslaştıran bu katliam adalet tarafından cezasız kaldı. İlk olarak NATO’nun Kosova’daki savaşına müdahale edilmesinden öncen Slobodan Miloşeviç tarafından işlenen tek suç olarak kabul edildi. Ancak yargılama sürecinde öldüğü için Miloşeviç işlediği bu cinayetten de cezasız kaldı. Birkaç yıl önce bu ve genel olarak Kosova’da suç işleyen teröristlerin ceza alacağını iddia ediliyordu ancak hiç biri ceza almadı. Tam tersine bu teröristler günümüzde Sırbistan’da yüksek görevlerde yer alıyor. Uluslararası mahkemelerden bile ceza almadılar.

VUÇIÇ İNKÂR EDİYOR

Çocuk katili Slobodan Miloşeviç’in halefi Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vuçiç, Kosova’da 1999’da Sırplar’ın gerçekleştirdiği Reçak katliamı için “Bir kurguydu” şeklindeki açıklamalar yapmaya devam ediyor.

Editör: TE Bilisim