Beyaz Saray’da birinci yılını doldurmak üzere olan ABD Başkanı Joe Biden, ekonomi, sağlık ve iç politikada olduğu gibi dış politikada da büyük ölçüde tökezledi.

Temel argümanı, önceki Başkan Donald Trump’ın ittifaklara, anlaşmalara ve ABD’nin küresel sistem içindeki diplomatik pozisyonuna zarar verdiği yönünde olan Biden, selefinin çekildiği anlaşma ve uluslararası örgütlere dönmeyi ve ülkeyi yeniden küresel diplomasi sahnesine çıkarmayı hedefledi. Dış politikasını “Amerika geri geldi” sloganı üzerine inşa eden Biden, Trump’ın çekildiği Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altındaki kuruluşlara geri döndü ancak vaat ettiği gibi Amerikan diplomasisi bu kurumlarda eski gücüne kavuşamadı.

NET TAVIR KOYAMIYOR

ABD lideri, her platformda uluslararası topluma “kurallara dayalı dünya düzenini” değiştirmek isteyen Çin gibi güçlere karşı birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı ve ülkesinin dış politikasında insan haklarının önemli bir ölçüt olacağını ileri sürdü. Çin’in Doğu Türkistan zulmüne karşı uygulanan yaptırım kararları beklenen etkiyi göstermedi.

ABD AĞIRLIĞINI KAYBETTİ

Biden yönetimi, 2021 yılının son aylarına kadar Rusya’ya karşı tonunu daha yumuşak tuttu. Rusya’nın 1 Kasım 2021’den itibaren Ukrayna sınırına yakın bölgelere askeri yığınak yaptığı belirtilince ABD’nin Rusya’ya karşı tonu değişti. Rusya, ABD’den gelen bu açıklamaları pek dikkate almadı ve sınır bölgelerine yığınakları artırdı. Çin’i dengelemek için Asya-Pasifik’e odaklanan ABD, hem Asya-Pasifik’te istediği neticeyi henüz alamadı hem de Orta Doğu’daki ağırlığını kaybetti. Filistin-İsrail meselesinde de net bir tavır koyamayan Biden Yönetimi’nin “Kudüs’te Filistin halkına hizmet verecek ABD Başkonsolosluğu açma” planı sözde kaldı.

Editör: TE Bilisim