Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları:

Yeni bir savaşla karşı karşıyayız. Savaş, büyük bedeller ödetmiştir. Savaşta kazanan insan değildir, kaybeden insandır. Bugün karşı karşıya kalınan hadiseyi kabul etmek mümkün değildir. Dünyaya beylik taslayanların ne yaptığını hep beraber görüyoruz.

Sorumluluk birlik içinde olmak ve kendi göbeğimizi kendimiz kesebileceğimiz bir durum oluşturmak. Sırtımıza kendimize ve milletimize yaslamaktan başka çaremiz yoktur. Bugünün bize anlattığı budur.

Sayın Cumhurbaşkanımızın yıllardır beri söylediği cümlenin aslında neyi kastettiğini şimdi daha iyi görüyoruz. ' Dünya beşten büyüktür' sözünü anlamayanlar bugünkü durumunu gördükten sonra ellerini başının arasına alıp düşünürler.

Bundan 20 yıl önce dünyaya beylik taslayan ABD'nin Afganistan'dan kaçarken uçağın o garabet fotoğrafı hiç kimsenin aklına gelmezdi.

Şimdi daha iyi görünüyor ki bu coğrafyada birlik bizim en büyük gücümüzdür, kendi göbeğimizi kendimiz kesebilmemiz en büyük gücümüzdür.

Çocuklarıyla savaştan kaçanları görüyoruz ama bu bizim gördüğümüz ilk fotoğraf değil.

Afganistan'da yoksulluk insan üzerine çökmüş, oraya insani yardım yapıyoruz. Şimdi 3. trenimiz yola çıktı.

"BATI , UKRAYNA İÇİN ANCA LAF ÜRETİYOR"

Cumhurbaşkanımızla Kongo'ya kadar gezi gerçekleştirdik. Buraları o hale kim getirdi? Laf ebeliği yapan Batı getirdi. Güzel bir lafı var büyüklerimizin 'lafla peynir gemisi yürümüyor.' Senden aylardan beri yardım bekleyen Ukrayna için anca laf üretirsin.

"ERDOĞAN, ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİ"

Bu ülkede insanlar "ben Kürdüm" demeye çekiniyorlardı. Cümleler "ben Kürdüm ama" diye başlardı. Tayyip Erdoğan sadece havalimanları yapmadı, yollar, köprüler yapmadı; zihin duvarı örmek isteyenlerin duvarlarını kırdı. Sadece bugün adına değil gelecek adına da zihniyet devrimi gerçekleştirdi. Bugün Kürt "Kürdüm" diyebiliyor. Aleviler "Aleviyim" diyebiliyor. Peki bu zihin duvarları nasıl yıkıldı? Biz bu ülkede 28 Şubat'ı yaşadık. İnsanlar "ben dindarım" demeye çekinirlerdi. Biz ilk kez 28 Şubat ittifakıyla karşılaşmıyoruz ki. İlk kez pazartesi günü karşılaşmayacağız. Bu anlayış bugün Suriye'de yaşananlara sebep olanlardır. Bu anlayış dün Ukrayna'ya gaz verip bugün sessiz kalan anlayıştır.

Bir iddiamız var iddiamız şu, bize biçilen gömleği biz giymeyeceğiz artık. Biz zengin olacağız, güçlü olacağız kendi değerlerimize sadık olacağız. Etrafımızdaki coğrafyaya ve dünyaya sorumluluğumuz var. Biz büyük bir medeniyetin çocuklarıyız.

Bugün Beytüşşebap'ta gençlerimiz "ben tıp fakültesi kazanabilirim" diye düşünebiliyorlar artık.

Bu ülkede ret ve inkar politikaları tamamen ortadan kalktı. Biz sadece terörle değil, terörizmle de mücadele ettik.

Bu yıl Mardin'de bin km yol yapacağız.

Dünyada zengin ülkeler var, orta ülkeler var ve daha alt ülkeler var. Türkiye, o ülkeler için rol model oldu, ABD değil Türkiye oldu. Çünkü bizim anlayışımızda sömürü yok.

15 Temmuz'dan sonra Doğu ve Güneydoğu'daki sadece lisanlı sporcu sayısı yüzde 140 arttı. Tıp fakültesinin kazanan öğrenci sayısı iki kat arttı. Ticaret hayatı, eğitim hayatı, sosyal hayat gelişiyor. Bu sürede terör eylemlerinin sayısı yüzde 95 azaldı. Terör örgütün etkinliği azaldıkça bunlar daha da artacak.

"BU TEZGAHA DÜŞMEMELİYİZ"

Görmediğimiz kalmadı. Darbe gördünüz, emekli kuyruklarında can veren insanlar gördünüz, ABD'den bize parmak sallayanları gördünüz, Başbakanımız gittiği zaman nasıl ayak ayağa atalım diye uğraşanlar gördünüz. Gecelik yüzde 8 faizler gördünüz.

Son 3 yılda istihdamımız arttı. Dünya bu pandeminin etkilerinden kolay kolay kurtulamaz. En az 5 yıl bize muhtaçlar. Bizim üretimimize muhtaçlar. Şimdi bizi tezgaha düşürmek istemiyorlar. Bizim sıkı durup bu tezgaha düşmememiz lazım.

Editör: TE Bilisim