Küresel ekonomi, Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanan ekonomik krizin toparlanma aşamasını tamamlayamadan Rusya- Ukrayna savaşına bağlı olarak emtia fiyatlarında görülen artışlarla sarsılıyor.

Batılı ülkelerin Rusya ekonomisini zayıflatmaya yönelik uyguladığı yaptırımlar, Rusya'nın önemli paya sahip olduğu birçok emtia ürününde fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesine taşıdı.

Avrupa'da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası Dutch TTF'te son bir yılda 10 kat artan doğal gaz fiyatı, savaşın başlamasıyla rekor tazeledi.

Savaş başlamadan önceki gün olan 23 Şubat'ta megavatsaat başı 88,3 avro seviyesindeki vadeli doğal gaz fiyatı, 7 Mart'ta megavatsaat başı 345 avroya çıkarak yüzde 292 artış kaydetti.

NİKEL FİYATLARINDA TARİHİ YÜKSELİŞ

Uzmanlara göre en kritik madenler biri de Nikel... Nikel fiyatları bir haftada dörde, bir günde ikiye katlandı. Londra Metal Borsası piyasaya müdahale ederken bu fiyatların başta otomotiv endüstrisi olmak üzere bir çok sektörü derinden sarsması bekleniyor. Öte yandan Nikel'deki fiyat yüksekliği ve tedarik sıkıntısı enflasyonları yukarı taşıma riski barındırıyor. Nikel'deki fiyat yükselişi mutfak gereçleri, beyaz eşya, savunma sanayii, teknoloji, ulaşım ve uzay endüstrisi dahil bir çok sektörde çok ciddi fiyat artışları anlamına geliyor.

Elektrikli otomobillerde Nikel'de yaşanan fiyat yükselişinden etkilenecek. Batarya sistemlerinde kullanılan Nikel, elektrikli otomobillerin maliyetlerinde ciddi bir artışa sebep olacak.

Brent petrolün varil fiyatı ise bu dönemde 96,6 dolar seviyesinden yüzde 35,3 artışla yüzde 130,7 doları gördü. Böylece petrol fiyatları, 2008'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.

API2 Rotterdam vadeli kömür ton başı fiyatı ise 23 Şubat'taki 200 dolar seviyesine göre yüzde 142,5 artarak 485 doları buldu.

Fiyatlardaki artışta, Batılı ülkelerin Rus petrol ve doğal gaz ihracatına ambargo uygulama olasılığı etkili oldu.

Ocak ayında günlük toplam 10 milyon varil ham petrol üretimiyle dünyanın en büyük üçüncü petrol üreticisi konumunda bulunan Rusya, günlük 8 milyon varille en büyük ikinci petrol ihracatçısı unvanına da sahip.

Rusya, küresel doğal gaz ticaretinin yüzde 26'sını, sıvılaştırılmış doğal gaz ticaretinin de yüzde 8'ini gerçekleştiriyor.

Küresel kömür ihracatında yüzde 15 payı olan Rusya, Endonezya ve Avustralya'nın ardından dünyanın en büyük üçüncü kömür ihracatçısı konumunda bulunuyor.

KRİTİK METALLERDE FİYAT RALLİSİ DURMADI

Rusya-Ukrayna savaşı, küresel metal piyasalarında da fiyat rekorlarının kırılmasına neden olarak ekonomileri giderek daha fazla zorluyor.

Bakır fiyatları 23 Şubat'a kıyasla 7 Mart'ta yüzde 10 artışla ton başına 10 bin doları geçerek rekor kırarken, alüminyumun ton başı fiyatı yüzde 20 artışla 3 bin 388 dolardan 4 bin 73 dolara çıktı.

Söz konusu dönemde paladyum fiyatları ons başına yüzde 25,6 artışla 2 bin 484 dolar seviyesinden 3 bin 120 dolara yükselirken, nikelin ton fiyatı da yüzde 88 artışla 24 bin 900 dolardan 46 bin 800 dolara çıkarak Haziran 2007'den beri en yüksek seviyesine ulaştı.

Elektrikli araçlar ve çelik sanayi için büyük önem taşıyan nikelde fiyatlar bugün rekor tazeledi. LME'de 3 ay vadeli nikelin ton fiyatı 100 bin dolar seviyelerini gördü.

RUSYA, KÜRESEL METAL TEDARİKİNDE ÖNEMLİ PAY SAHİBİ

Merkezi Londra'da bulunan emtia piyasaları analiz şirketi CRU Grup'un verilerine göre, Rusya; küresel paladyum tedarikinde yüzde 35, platinyumda yüzde 10 ve alüminyumda yüzde 6 paya sahip.

Dünya rafine bakır ve bakır madenlerinde yüzde 4'er payı olan Rusya, nikel tedarikinin de yüzde 5'ini karşılıyor.

Ülkenin metal ve metalik ürünlerden elde ettiği ihracat geliri 51,1 milyar doları buluyor. Bu rakam, Rusya'nın toplam ihracatının yüzde 10,4'ünü oluşturuyor.

BUĞDAY PİYASALARINDA DEPREM

Buğday fiyatları ise söz konusu dönemde yüzde 47,8 artışla 12,94 dolara ulaştı.

Rusya, yüzde 18 payla küresel buğday ihracatında lider konumda bulunuyor ve tarım ürünlerinden yılda yaklaşık 36 milyar dolar ihracat geliri (yüzde 7,3) sağlıyor.

Ukrayna ise yüzde 7 payla dünyanın beşinci buğday ihracatçısı olarak öne çıkıyor.

Savaş nedeniyle Ukrayna'da üretim ve ihracatın düşmesi, Batılı ülkelerin Rusya'daki lojistik firmalarına uyguladığı yaptırımlar nedeniyle küresel buğday arzı sekteye uğrarken, bu durum, fiyatlara artış olarak yansımaya devam ediyor.

KÜRESEL EKONOMİDEN 1 TRİLYON DOLAR BUHARLAŞABİLİR

Merkezi İngiltere'de bulunan Ulusal Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü'nün (NIESR) projeksiyonuna göre, savaşın etkisiyle küresel GSYH'nin bu yıl yüzde 0,5 ve gelecek yıl yüzde 1 daralacağı öngörülüyor. Bu oran, küresel GSYH'nin yaklaşık 1 trilyon dolar azalması anlamına geliyor.

Büyümedeki düşüşün ise küresel enflasyonu bu yıl yüzde 3 artırarak maliyetler üzerinde baskı oluşturacağı hesaplanıyor.

Savaşın ekonomik hasarının Rusya'dan sonra en büyük etkisinin ise Avrupa'da hissedilmesi ve Rus enerji ihracatına yönelik yaptırım uygulanmasının Avrupa'da resesyon yaratma riskini artırdığı ifade ediliyor.

Uluslararası Para Fonu da (IMF) 6 Mart'taki analizinde, fiyat şoklarının tüm dünyayı etkileyeceğine ve ekonomik zararın yıkıcı olacağına dikkati çekmişti.

GÜMRE FİYATLARI DA ETKİLENDİ

Rusya-Ukrayna savaşı yüksek olan gübre fiyatlarını yüzde 50 daha yukarı çekti.

Rusya-Ukrayna savaşı öncesi önemli bir düşüş trendi yakalayan gübre fiyatları yeniden tırmanışa geçti. Gübre fiyatları geçen yıl yaşanan enerji krizi ile beraber yükselerek tonu 3500 liradan 15 bin liraya kadar çıkmıştı. Gübre fiyatları yılbaşı itibarıyla yapılan indirimle yüzde 40’a varan düşüşler görüldü. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve doğalgazda kriz beklentisi 15 bin liralardan 9 bin liraya kadar gerileyen ÜRE gübrenin tonu tekrar yüzde 27,7 artış ile 9 bin liradan 11 bin 500 liraya yükseldi. Savaştan önce 4 bin lira olan CAN gübrenin tonu da yüzde 56.2 artışla 6 bin 250 çıktı. Sektör temsilcileri, savaştan dolayı gübre fiyatlarının yükselmesi ve çiftçilerin yeterince kullanamaması halinde rekolteyi önemli ölçüde etkileyeceğini dile getiriyor.

TON BAŞINA 100-200 DOLAR ARTTI

Gübre fiyatlarının önemli ölçüde düşmesine rağmen savaştan dolayı tekrar artışa geçtiğini kaydeden Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Başkanı Metin Güneş, ancak son 1 haftada uluslararası piyasalarda fiyatların 100 dolar ile 200 dolar arasında artış gösterdiğini söyledi. Güneş, “Geçen yılın başından itibaren gübre fiyatlarında ciddi anlamda bir artış yaşanıyordu. Buna ağustos ayında enerjideki fiyat artışının eklenmesiyle fiyatlar çok daha hızlı bir şekilde artmıştı. Son dönemde özellikle azotlu gübrelerde aşağı yönlü bir seyir başlanmıştı. Bu da fiyatlara yansımıştı. Ukrayna-Rusya savaşının çıkması ve Rusya’nın azotlu gübre üretiminde önemli bir ülke olması aynı zamanda doğalgazda beklenen krizden dolayı gübre fiyatları savaş ile beraber yeniden artmaya başladı” dedi.

Güneş, “Rusya’ya yaptırımların gelmesi ve para transferinde SWIFT’ten çıkarılmasından dolayı ürün alınamayan ülkeler de aynı pazara yönelecek. Dolayısıyla arz-talep dengesini bozacak ve bu sebepten dolayı gübre fiyatları artacak. Bizim Rusya’dan temin etme veya etmememizden ziyade Rusya’nın pazarda olmaması pazardaki diğer ülkelerde fiyatların artmasına sebep olacak” diye konuştu.

TÜM TÜRLERDE ARTIŞ YAŞANIYOR

Rusya, başta Avrupa olmak üzere Ortadoğu ve çevresindeki ülkelere gübre satışı yaptığını ifade eden Güneş, Rusya’nın azot, fosfat ve potasyum üretiminde dünyada ilk 3 ülke konumunda bulunduğunu aktardı. Türkiye’nin Rusya’dan söz konusu ürünlerin ithalatı aşağı yukarı yüzde 20 civarında olduğunu bildiren Güneş, “Son 15 gündür sadece azotlu gübreler değil, fosforlu gübrelerde de ciddi anlamda bir fiyat artışı var. Fosfor kanyaklarına erişim konusunda bir sorun var. Fiyatlar artıyor ve bulunabilirliğinde sorun yaşanıyor. Onun dışında keza yine potasyumlu gübrelerde fiyat artış söz konusu. Zaten Belarus’a yaptırım uygulanıyor, potasyum gübrelerinde erişimi zorlaştıracak ve fiyatların artmasına neden olacak. Potasyum gübrelerde şu anda önemli bir fiyat artışı var. Savaşın devam etmesi halinde gübre ile ilgili arz-talep dengesi bozulacağı için fiyatlar yukarı seviyelere çıkacak. Bugün birçok firma en yüksek hangi ülke malı satıyorsa oraya sevk ediyor. Gübre bulma konusunda alarm çalıyor diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

2021’DE 6,6 MİLYON TON GÜBRE KULLANILDI

Türkiye’de 2020’de 7.1 milyon ton gübre kullanıldığını ve 2021’de söz konusu rakamın 6.6 milyon ton seviyesinde olduğunu belirten Metin Güneş, “Bunun yerine yaklaşık 500 bin ton organik gübreler girdi. 2021 yılına baktığımızda çok büyük bir düşüş yok. 2022 yılına ilişkin yüksek fi yat kaynaklı gübreye erişimin ne kadar olduğunu ancak istatistikler çıktığında görebiliriz” dedi.


KAYNAK: AA

Editör: TE Bilisim