Ortadoğu ile ilgilenenler tanır. Mark Regev İsrail’in en eli kanlı başbakanlarından Benyamin Netanyahu’nun en sadık danışmanlarından ve en az Netanyahu kadar şahin siyasilerinden biridir. Bir dönem İsrail’in Londra Büyükelçisi olarak görev yaptı şimdilerde ise bir yandan Tel Aviv Üniversitesi’ne bağlı Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nde misafir hocalık yapıyor diğer yandan The Jerusalem Post gazetesinde siyasi yorumlar yazıyor. İsrail hükümetlerinde en uzun süre sözcülük yapmış kişilerden biri olarak biliniyor. İsrail Gazze’de çoluk çocuk tanımadan Filistinlileri katlettiğinde biz onu Netanyahu adına ortaya çıkıp, katliamları savunduğu günlerden tanıyoruz.

Regev, asıl soy ismiyle Freiberg geçtiğimiz hafta The Jerusalem Post gazetesindeki görüş yazısına ‘İslam’ın Yahudi devletine hiç toleransı yok” başlığını atmış. Regev özetle Müslümanları anti semitik olarak tanımlıyor ve haçlı seferlerinde binlerce Yahudi’yi kılıçtan geçiren, Holokost’ta 6 milyon Yahudi’yi katleden Avrupalıları bile tolere ederek Müslümanları anti-semitik olmakla suçluyor. Şu önemli bilgiyi vererek yazıyı devam edeyim. Avustralya Melbourne doğumlu olan ve bugünlerde 60’lı yaşlarını sürdüren Mark Regev Kudüs’ü hayatında ilk kez 20’li yaşlarında görmüş. Siyaset bilimi ve tarih eğitimi aldığı Melbourne Üniversitesinde aktif bir Siyonist öğrenci ve sosyalist Siyonist gençlik hareketinin önemli bir üyesiymiş. 1982 yılında göç ettiği İsrail’de önce soy ismini değiştirmiş ardından büyük bir coşkuyla bağlandığı İsrail devleti için kibutz çiftliklerinde çalışmış ve İsrail ordusunun muharip Nahal Tugayında görev yapmış.

Mark Regev The Jerusalem Post gazetesindeki yazısında, Filistinlilerin İsrail devletine karşı olmalarını onların Müslümanlığıyla ilintileyerek son yüzyılda milyonlarca Filistinliye yaşattıkları kâbusu örtbas ediyor. Yazısında şöyle diyor; “İslam’da teolojik bir gerçeklik olmasa da Müslümanların anti İsrail ve anti-semitik tutumları ne yazık ki bir gerçek.” Regev siyasi İslam’ın Yahudi devletine karşı olduğunu buna karşın geleneksel İslam’ın daha müsamahakâr olduğunu iddia ediyor “Şüphesiz Siyonizm’in doğuşu ve gelişimi, uzun süredir devam eden önyargılı tutumlar nedeniyle İslam’ın düşmanlığına katkı sağladı. Çünkü geleneksel İslam, Yahudilere müsamaha göstermeye istekliyken, Yahudilerin ulusal kendi kaderini tayin etme ve uluslararasındaki eşitlik özlemleri, yerleşik İslami öğretiye aykırıydı”

Yani Mark Regev, Yahudi devletine karşı olmanın arkasında yatan sosyal ve siyasi etkilere bakmadan bu devleti kabullenememeyi yalın bir dini direniş olarak tanımlıyor. Oysa İsrail’ in tarihine baktığımızda; 1. Dünya Savaşı öncesi başlayan Ortadoğu’da bir Yahudi devleti kurma projesinin Avrupa ve ABD’nin dayatmasıyla, Filistin halkının haklarının ellerinden alınmasıyla gerçekleştiğini görüyoruz. Mark Regev Filistinlilerin toprakları üzerine bir devlet kurma sürecinin nasıl kanlı olaylarla gerçekleştiğini, insanların nasıl katledildiğini, on binlerce ailenin eli kanlı Yahudi çeteciler tarafından nasıl tedhiş edilerek tehcir edildiğini, parçalandığını gözlerden kaçırmaya çalışıyor. Bugün hala 6 milyon civarında Filistinli evlerine dönemedikleri için komşu ülkelerde perişan halde yaşıyor.

Diğer yandan bizzat kendisinin de içinde yer aldığı bugünün İsrail hükümetlerinin Filistinlilerin haklarını nasıl ellerinden aldığını ve her bir olay sonrası günlerce bombardıman altında tuttuğunu herhalde çok daha biliyordur.