Kararlılık hayatın her safhasında olduğu gibi tüm alanlarda da son derece önemli bir kavramdır.

Kararlı bir sporcu dalında şampiyonluklar yaşamaya namzettir.

Kararlı bir öğrenci eğitim hayatı boyunca başarılarla dolu bir süreç geçirmeye namzettir.

Kararlı bir yönetici tüm olumsuzluklara rağmen bulunduğu konumda en iyi yönetmeye namzettir.

Kararlı bir keçi en sarp kayanın ucundaki ota ulaşıp onu yemeye namzettir.

Ama kararlılığa sahip olmayan bir sporcu sadece spor yapmaya namzettir.

Kararlılığa sahip olmayan bir öğrenci sadece okulunu bitirmeye bazen de bitirememeye namzettir.

Kararlılığa sahip olmayan bir yönetici sadece zamanını doldurmaya namzettir.

Kararlılığa sahip olmayan bir keçi ise sadece karnını doyurmaya namzettir.

Ekonomide ki kararlılıkta aynı burada saydıklarımız gibi çok ama çok önemlidir.

Bu anlamda gidişatı iyi okumak, etrafımızda ve dünyada yaşanan ekonomik gelişmelere sıcak durmak gereklidir.

Ekonominin argümanlarını yerinde ve zamanında kullanmanın gelecek sürecin verimliliğini etkileyeceği yakından bilinmelidir.

Argümanların yerinde ve zamanında kullanılmadığında artık çok geç olunduğunun farkında olarak hareket edilmelidir.

Örneğin 2022 yılının başından bu güne kadar borsadan yabancı çıkışı yaklaşık 2.5 milyar dolar seviyelerindedir.

Çıkışın sebepleri iyi analiz edilmelidir ki önümüzdeki süreçte ona göre bir hareket alanı ortaya konulmalıdır.

Tüm sebepler sırasıyla değerlendirilmelidir ki bu konuya gerçek bir tanı konulabilsin.

Olasılıklara baktığımızda teker teker değerlendirme yapmak gerekiyor ki orada da şunlar karşımıza çıkıyor; yabancı daha önceden düşük fiyata hisse senetlerini topladı da şimdi fazla kar ettiği için mi çıkıyor?

Dövizin daha da yükseleceğini düşünerek ellerindekini satıp tamamen dövize mi yatırmak istiyorlar? Yani döviz kurunun çok daha yükseleceği beklentisi mi hâkim?

Hisse senetlerindeki fiyatlamaların olması gerekenden çok yüksek bir noktada olduğu psikolojisiyle ellerindekileri satıp sonradan uygun fiyatlamalarla daha düşük fiyatlardan tekrar hisseleri toplama düşüncesindeler mi?

Sadece bu örnek üzerinden hareket ettiğimizde bile ekonomik kararlılığın ne kadar da önemli olduğunu anlayabiliriz aslında.

Öyle ki öncelikle buradaki çıkışın sebebini gerçek bir tanı ile ortaya koymamız gereklidir.

Yapılan araştırmalarla ve elde edilen bulgularla tanıyı belirledikten sonra etraflıca bir çıkış yolunu tanımlamamız lazım gelir.

Ardından ise her anlamda emniyetli olan bir uygulayıcının işin başında olarak gidişata yön vermesi son derece mühimdir.

Uygulayıcının kararlılığı bu noktada çok çok ama çok önemlidir bir konumdadır.

Çünkü eğer böyle olmazsa sosyal refahta da ciddi bozulmaların yaşanacağı aşikârdır.

Bunu anlamak için şu veriye bakmak yetecektir; Türkiye nüfusunun en zenginlerinin yüzde 5’nin payı toplam nüfusumuzun yaklaşık yarısının ekonomiden aldığı paya yaklaşmaktadır.

Bir tarafta en zengin yüzde 5’lik bir oran diğer tarafta ise yaklaşık yüzde 50’lik bir oran ve bu oranlar 2020’nin oranları.

Görünen odur ki 2021 ve 2022’de enflasyon oranlarının etkisiyle aynı oranlar çok daha dengesiz olacak gibi durmaktadır.

Konulara bu perspektiften baktığımızda ve uygulamaları bu açıdan yeniden yapılandırdığımızda birçok şeyin iyiye doğru gittiğine şahit olabiliriz.