Çok değerli kardeşim, dostum Nejlâ Tammy Kepler, Esenler Belediyesi için çektiğimiz Hayat Mekteb’inde konuğum oldu. Öyle güzel şeyler söyledi ki, adeta hayatın kalbine dokundu. Hanımefendinin ailede olmazsa olmaz diye tanımladığı dört husus şöyleydi. 1. Beraber kılmak (namazı), 2. Beraber yemek (bilhassa akşam yemeklerini), 3. Beraber çalışmak (ev işi, bahçe işi vb), 4. Beraber oynamak (aile bireylerinin topluca katıldığı, eğlenceli aktiviteler. Bu çok yerinde tespitler için değerli kardeşime, yürek dolusu teşekkür ediyorum.

Rorschach (roşa) testi hocamız çok değerli Şirin Düvenci’nin de bize ilk dersimizde söylediği bir söz vardi; “Eğlenmeden öğrenemezsiniz” Bunu dersimizin ve süper vizyonumuzun devam ettiği süreç içerisinde defalarca test ettik ve gerçekten içine neşe, espri ve tebessüm katılan her faaliyet, bizi daha coşkulu, istekli ve motivasyonlu bir hale getirdi.

Paylaştıkça duygularımız güçlenir

Aile bireylerinin bir birlerine içten bir duygu bağıyla bağlanması; aile olmanın bir gereğidir. Fakat, sadece aile olmak bunu sağlamaz. Canım dediğimiz eşimize, canlarım dediğimiz çocuklarımıza karşı kullandığımız dil ve üslup, yaklaşım biçimimiz; insana bakışımızın ve aileye yüklediğimiz anlamın rengini alır. Aile olmanın gereği ve önemi hakkında bilinçlenmiş bireyler; şartsız sevgi, şartsız saygı, bilerek davranma ve sıfır beklenti ilkeleriyle yaklaşarak, hayatı ve içindekileri doğru bir ilgi ile kuşatmış olurlar.

Çok güzel bir söz duymuştum; “Ne kadar paylaşırsanız o kadar varsınız” diye. Ailede her gün yaptığımız rutin işlerimiz vardır. Burada paylaşım ve yardımlaşmalar da çok önemlidir. Bir de özel olarak eğlenmek için, oyunlar oynamak, bisiklete binmek, ip atlamak, körebe oynamak, satranç oynamak vb. yaparak, bir birimizi hem eğlendirir, hem oyalar, hem de paylaşmanın ve duyguların canlanmasının önünü açarız. İnsan mutlu olduğu alana ve kişiye adeta akar. Oyunlar ise, insandaki yaşama coşkunu artırır hele de aile bireyleriyle yapıldığında, aramızda çok güçlü duygusal bağlar oluşturur. Eğlendiğimiz kadar zihinsel yüklerimiz azalır. Eğlendiğimiz insanlarla daha çok yakınlaşırız. Bilhassa çocuğun en çok ihtiyaç hissettiği yürekten bağlanma, oyun ve eğlence ile çok daha kolay oluşur.

İyi ve doğru olana talibiz

Aile; bir birimize iyi gelen şeyleri yaptıkça daha da güçlenir. Sözler daha tesirli olur. Daha kolay model alınır. Çocuklar ve hatta yetişkinler bile kendilerini daha iyi ve güçlü hissederler. Adeta eğlendikçe dinleniriz ve daha iyi şeyler yapmak için kendimizde güç ve kuvvet buluruz. Öyleyse, anne ve babaların kendi aralarında ve çocuklarıyla beraber eğlendirici ve hatta düşündürücü oyunlar oynaması, “Çocuğu olan onunla çocuklaşsın” hadisi şerifine de uygun bir yaklaşım biçimi olur. Yaz günü piknikler, balkonlarımız, bahçelerimiz ve yakınımızdaki parklar bunun için çok uygundur. Anne babaların buna çok önem vermeleri, aile hayatına canlılık ve bir dinamiklik getirecektir. Öyleyse, yaz kış demeden, yağmur çamur demeden, çocuklarımızla eğlenmeye kendimizi hazırlayalım. Bu hem çocuklarımıza hem de biz yetişkinlere de çok iyi gelecek