Birkaç ay önce Çin Dışişleri Bakanı, Afganistan’a önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. Kıta Avrupası ve Atlantik blokunun istenmeyen rejim ilan ettiği Taliban’ın böylesine bir üst düzey ziyaret alması dünya kamuoyunda sürpriz bir gelişme olarak algılandı.   

Batılı ülkelerin bir takım normatif değerlerde Taliban’ın yeteri kadar reform yapmadığını, özellikle kadınlar başta olmak üzere insan hakları meselelerinde ilerleme sağlamadığını ve bundan dolayı da dünyaya uyumlu hale gelemediği gerekçelerini sunarak Afganistan ile ilişkileri dondurduğu biliniyor.   

Bugünün dünyasında küresel düzlemde kabul görmüş değerlere dünya ticaretinin önemli aktörleri olan Çin, Suudi Arabistan ve İsrail gibi birçok ülkenin ne derece uyumlu olduğu tartışmasını yapma hakkını bir kenara koyarak devam edelim.

Çin, özellikle madencilik alanında Afganistan’a yatırım yapmayı planlamakta, ayrıca Bir Kuşak Bir Yol projesi güzergâhı kapsamında ticari anlaşmalar hedeflemektedir. Hazır Batı bloku tarafından ihmal edilmiş bir ülkenin Çin tarafından ziyaret edilmesi aslında pek şaşırtıcı değildir.

Diğer taraftan Afganistan havalimanlarının işletmeleri de bir BAE şirketine devredilmiş durumda. Taliban’ın Batı ile temasının önemli bir kısmı gelecekte BAE gibi körfez bloku üzerinden olacağa benziyor.     

Şu anda Afganistan’ın birçok ülkede büyükelçilik ve konsolosluğu bulunuyor, fakat bu kurumların birçoğu önceki hükümetten kaldığı için uluslararası kamuoyunun da baskısıyla Taliban ile çalışmak istemiyor.  

Neoliberal küresel düzen olarak tanımlanmış dünya ticareti ve uluslararası ilişkiler ağında Taliban’ın dünya ile ne kadar uyum sağlayacağını zaman gösterecek, fakat bugün ülke içerisindeki çelişkili ve inişli-çıkışlı farklı yönetim uygulamaları halkta büyük rahatsızlıklar meydana getiriyor.

Yabancı yatırımcı, bir ülkenin gelişimi için önem arz ediyor. Fakat kendi halkının rızasını almakta zorlanan, hukuki alt yapının oturmadığı ve istikrarın mumla aranır hale geldiği bir ülkeye dışarıdan yabancı yatırımcının gelme ihtimali pek zayıf olacaktır.  

Memurların bile maaşını veremeyen, sık sık kanunları değiştiren, vatandaşlarına ki özellikle kadınlara çelişkili kararlarla farklı uygulamalar yapan bir yönetim dış dünyaya güven veremiyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde kapalı alanlarda müzik çalınsın mı çalınmasın mı uygulaması tartışılıyordu.

Aldığımız bilgilere göre bir asayiş olayında son kararı vali mi, emniyet birimi mi kimin vereceği bile belirsizmiş, ülke içi hiyerarşik yapının henüz inşa edilemediği görülüyor.        

Ayrıca Taliban’ın uyuşturucu faaliyetlerinden tam olarak ayrılmadığı, bir takım suç örgütleri ile uyuşturucu trafiğinden önemli gelirler elde etmeye devam ettiği de iddia ediliyor.

Afgan halkı ile yönetim arasının sorunlu olduğu aktarılırken Taliban’ın zengin ve iş yapan tüccarlardan haraç aldığı vatandaşların anlatılarında geçiyor. Geçmiş yıllarda gerilla şartlarında gelişmiş ve devlet geleneğinden yoksun bir rejimin ne derece devlet geleneğine evirileceğini göreceğiz.