Demokrasi bir kültür, demokrat olmaksa bu kültürün içselleştirilmesidir. Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarında ve siyasi partilerde yıllardır seçimler yapılır. Seçimlerin çoğunda sandalyeler ve tekmeler havada uçuşur, masalar devrilir, hakaretler ve sinkaflı sözler acımasızca muhatabına gönderilir.

Bazı STK’larda hakim anlayışın dışında davranan olursa o kişi dövülür, ibreti alem için fotoğrafları sosyal medya kanallarından yayınlanır. Genel başkanlar delegelerin tamamını kendi adamlarından seçer ve daha seçim başlamadan başkanın iktidarı sağlamlaşmış olur. Tabii bu örnekler demokratik anlayışla asla uyuşmamaktadır. Farklılıkla, zenginlik olarak kabul edilmeli sözü herkesin dilindedir fakat asla kimsenin gönlünde kendisine yer bulamaz.

Pazar günü Eğitim Bir-Sen Olağanüstü Tüzük Tadil Kongresi düzenlendi. Eğitim Bir Sen 2002 yılında genel merkez ve şube yönetimlerine, ilçe temsilcilerine en fazla 3 dönem yöneticilik yapma sınırı getirmişti. Bu uygulama 20 yıldır uygulanıyordu. Süreç içerisinde 3 dönemini tamamlayıp görevi başka sendikacılara bırakan onlarca şube başkanı oldu.

Gelinen noktada birçok şube başkanından üç dönem kuralının kaldırılmasıyla ilgili talepler dillendirilmeye başlandı. Konu illerde tartışıldı ve delegelerin imzalarıyla nihayet Olağanüstü Tüzük Tadil Kongresi yapılmasına karar verildi.

Eğitim Bir-Sen ve sağ muhafazakâr kurumlarda seçimlerde kavgaya gürültüye pek şahit olunmaz. Seçim dönemlerinde farklı listeler yarışır, seçimden sonra herkes işine bakar ve seçilen yönetimler görevlerini yapmaya çalışırlar.

Eğitim Bir-Sen’in en üst karar mercii olan Genel kurul delegelerince 3 dönem kuralının değişip değişmemesi konusunda uzun uzun tartışıldı. Oylamanın gizli ya da açık olması bile tartışıldı ve oylama neticesinde delegeler 3 dönem kuralının oylamasının gizli yapılmasına karar verdi.

Burada benim özellikle vurgulamak istediğim husus 3 dönem kuralının kalması ya da kalkması değil. Demokrasi, demokratik tavır, hoşgörü, tahammül, eleştiri, yumrukların değil fikirlerin mücadelesi gibi kavramların ete kemiğe büründüğü bir yarışı sizlerle paylaşmak amacındayız.

Memur Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın tüm delegelerle tek tek ilgilendi, farklı şube başkanları birbirinin zıddı önergeler verdi fakat Genel Başkan farklı görüşlerin karşısında objektif duruşunu bozmadı. Genel merkez yöneticilerinin bile önergelere verdikleri oylar farklıydı.  Bu anlamda seçim, oylama kavramlarının anlam bulduğu bir kongre izlenmiş oldu.

Şube başkanları 3 dönem kuralı kaldırılsın ve kaldırılmasın savlarını kürsüden herhangi bir sınırlama ve yönlendirme olmadan açıkça delegelere açıklama imkanı buldular. Söz isteyen tüm delegelere söz verildi ve konuşmak isteyen herkes görüşünü genel kurulla paylaştı.

Oylamanın sonunda 128 oy 3 dönem sınırı kaldırılmasın derken 136 delege kaldırılsın yönünde görüş bildirdi. Böylece Eğitim Bir-Sen teşkilatlarında en fazla 3 dönem yöneticilik yapma sınırı kaldırılmış oldu.

Tabii burada yöneticiler saltanat mı sürecek eleştirileri yapılıyor. Fakat başka hiçbir sendikada, STK’da böyle bir sınırlama yok. Süreç içerisinde seçimi kaybederek görevi bırakan onlarca şube başkanının olduğu bilinmektedir. Keşke tüm seçimler Eğitim Bir Sen seçimleri gibi özgür ve olgun geçse.