2023 seçimleri yaklaştıkça zihinleri derinden karıştırma çabaları, vites yükseltmeye devam ediyor; ahlaksız ve sınırsız…

Zihin bulandıranların ya da gerçek niyetini gizleyerek sufle yapanların kimler olduğunu tahmin etmek zor değil…

Eğer cümlelerin içerisine sinmiş bazı kelimelerin izini iyi sürebilirseniz, işin ucunun FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine çıktığını görebilirsiniz...

Ak Parti yeniden iktidar olursa “ülke bölünecek” diyenler onlardır; kaldı ki bunu bekleyenler de onlardır...

Bir terör yapısı asla bir ülkenin istikrarından yana olamaz…

Zira “istikrar” onların hayat bulamayacağı anlamına gelir...

Geçmişte Cumhurbaşkanlığı referandumunun bulandırma cümlesi: “Tamam, iyi de Recep Tayyip Erdoğan’dan sonrası ne olacak; ya bir diktatör gelirse!” idi…

O gün bu cümleleri kuranların çoğu Sayın Cumhurbaşkanına şimdi de “diktatör” diyorlar...

İnsanı hayrete düşürecek bir başka çelişki şudur: Türkiye’de, ABD’nin başkanlık sitemini âdeta kutsayan zevatın, bugün sırf Sayın Erdoğan olduğu için onu da yerin dibine batırmaya çalışmasıdır…

“Kuvvetler ayrılığı” zemininde daha ileri bir noktaya gitmeyi arzu ederken bugün, sırf kendileri yapmadı diye eski inandıklarını bile inkâr edenlerin olduğu bir tabloya şahit oluyoruz...

Elbette yapılan değişiklik “dünyanın en mükemmel değişikliğidir” de demiyoruz…

Bugün yapılan şey gayet açıktır…

Eski sistemde ne vardı; değişerek nasıl oldu...

İşte bu gayet açık ve her birimizin anlayabileceği değişiklikler üzerinden mevzuya bakmak yeterlidir...

Kafa karıştırıcıların yaptığı şeyin bu somut maddelere dayanmaması ve sadece niyet okumalara ve hatta “paranoya” derecesinde vehimler olmasıdır...

Âdeta, “gelecekteki her siyasetçinin güvenilmez olacağı” varsayımına dayanan bu tezlerle insanın ve toplumun huzur bulması mümkün değildir…

Hayatta her zaman, her türlü insan tipi aynı anda yaşamaya devam ediyor; bu da sistemin bir sebebi ya da sonucu değildir...

Bu hakikate rağmen, “hayata kötülerin hâkim olacağı”na inanarak yaşamaya devam edemeyiz…

Atalarımız da böyle yaptığı için her zaman hak ve düzen daha önde olmuştur...

Suçu olmayan insanları peşinen güvenilir kabul etmek zorundasınız, tersi asla doğru değildir…

Güvendiğiniz kişi ile olan ilişkinizi de aklınızla yönetirsiniz...

Kuralı bozan için ise her devlet ya da toplum yapısı bir sürü tedbir geliştirmiştir...

En beğenmediğiniz, en geri kalmış toplumların bile kendince bir tedbiri vardır...

Kim ne derse desin, yanlış yapan kaybeder…

Bunun yanında bir başka şey daha biliyorum; o da, daha altı yıl önce 15 Temmuz gibi bir olayda milletiyle beraber ülkesini darbecilerden kurtaran bir devlet adamı, milletine zulüm yağdıracak bir sistemin önünü açamaz...

En azından Erdoğan’ın kırk yılı aşkın siyasi hayatı, milletin önünde cereyan etmiştir...

Vefaya verdiği önemi, muhalifleri dahi teyit ederler…

Milletine “vefasızlık edemeyeceği” aşikâr olan birinden farklı niyetler okumak-üstelik anayasaya rağmen- hayatının olağan seyrinde asla mümkün değildir...

Gelecek için ise endişe etmiyorum...

Erdoğan'ın yükselttiği “liderlik profilini” bu millet artık daha coşkulu olarak isteyecektir...

Cumhurbaşkanlığına talip olanların artık bu gerçeği göze alması kaçınılmazdır...