Akıllı insan nasihate, akılsız insan musibete bakar…

Ferasetli insanı nasihat akıllandırır, ferasetsiz insanı musibet akıllandırır da diyebiliriz.

Peki, başımıza gelen musibetler bizleri akıllandırdı mı?

Şöyle bir baktığımızda etrafa pek de akıllanmış gibi görünmüyoruz.

15 Temmuz’da milletin üzerine bombayı yağdıran, milletine namluyu doğrultan, meclisimizi bile bombalayan kimlerdi?

Bizim içimizden çıkan gençlerdi değil miydi?

Hem de ülkemizin en zeki gençleri.

Verilen emri yerine getirdiler, diyerek suçu emri verenlere mi atmalıyız? Yoksa hepsini bir bütün halinde mi ele almalıyız?

Pilot olmuş, subay olmuş, general olmuş, bilmem ne olmuş insanlar bizim içimizden çıkmadı mı?

Bu insanlar nasıl oldu da milletine kurşun sıkacak hale geldi?

Nasıl bir kinle kendi meclisini bombaladılar?

Nasıl bir eğitimden geçtiler de 252 canı hunharca katlettiler?

Bu cani sistemin dişlileri arasında yetişen yığınlarca insan aramızda dolaşıyor şu an.

Mankurt dediğimiz türden insanlar bunlar.

Kendi beyni ile düşünmeyi unutup başkalarının emriyle harekete geçen zavallı zalimler ordusu…

Diş biliyorlar, intikam yeminleri ediyorlar, hele bir devran dönsün diye sinsice bekleyeni de var aleni bir şekilde tehdit edeni de var.

Almışlar arkalarına bir kısım medyayı, bir kısım siyasiyi…

Hem mide bulandırıyorlar, hem korku salıyorlar hem intikam yeminleri ediyorlar.

Öyle hoyratlar ki, öyle özgüveni yerinde ki hepsinin…

Her türlü imkan sizin elinizde iken siz bize bir şey yapamazsınız ama biz size kan kusturacağız demeye getiriyorlar.

Demesine diyorlar da…

Bizler neler yapıyoruz bu taarruz karşısında?

Bu musibetlerden ne gibi dersler çıkarıyoruz?

Masum algısı yapan, zulme uğramış algısı yapan bu kirli zihniyet gençlerin de beynini kirletiyor.

Bunların zulme uğradığına inanan ve neyin eğri neyin doğru olduğunu bilmeyen yığınlarca genç var aramızda.

“15 Temmuz köşesi” olmayan okullar var. Ömer Halisdemir’in kim olduğunu bilmeyen gençler var.

15 Temmuz deyince dudak büken öğretmen var.

Bu kirli zihniyetin algısına kulak verip gençleri zehirleyen sosyal medya fenomenleri var.

Otuz yaş üzerinin bile yüzde onunun ilgisini çeken 15 Temmuz gecesi etkinlikleriyle kime ne anlatacağız?

Uzun sıkıcı konuşmalarla meydana gelenleri meydandan kaçırarak 15 Temmuz anlatılmaz ki?

Okullarda ciddi bir şekilde bu kanlı işgal girişimini her öğrenciye anlatmak zorundayız.

Yarınımızı emanet edeceğimiz çocuklar Türkiye’nin içteki öz düşmanlarını en ince ayrıntısına kadar bilmeli.

Sadece okullarda değil, evde kendi çocuklarımıza da anlayacakları dilden 15 Temmuz’u anlatmalıyız.

Sosyal medyayı etkin kullanan insanlar da anlatmalı bir yolunu bulup.

Etkileyici filmler çekilmeli, marşlar yazılmalı, milletlerarası platformlarda etkin faaliyetler düzenlenmeli.

Ne diyordu Aliya?

Soykırımı unutmayın, unutulan soykırım tekrarlanır…

15 Temmuz’u unutturmayın! Unutulan 15 Temmuz tekrarlanır!

Bir musibete daha tahammülü yok bu milletin…