Amerikan SpaceX şirketi tarafından geliştirilen Starlink uydu takımyıldızı sistemi, internet hizmetinin yaygınlaşması için büyük adım. 2023’te Türkiye’de faaliyete girmesi planlanan bu haberleşme uyduları, bir süredir ülkemiz semalarında da görülüyor.

Şirketin dünya çevresindeki uydu sayısı 3 bine yaklaştı, faaliyet gösterdiği ülke sayısı ise 36’ya çıktı. Fırlatma sonrasında gökyüzünde zincirleme ilerleyen uydular, güneş panellerinin yansıması sonucu görsel bir şöleni andırıyor ve büyük heyecan yaratıyor.

Ancak bu ışıltının uzun vadede faydalı olmadığı kesin. Gökyüzüne çıplak gözle bakıldığında birçok ışıltı içinde hangilerinin gerçek yıldız, hangilerinin sahte yıldız olduğunu ayırt etmek pek mümkün değil. Bu operasyon, dünyanın çevresini kuşatan bir ışık huzmesi ve kaos görüntüsü oluşturuyor.

Bir başka sorun da gökbilimcilerin karşılaştığı zorluklar. Gökyüzünde yıldız gibi parlayan bu uydular, teleskoplar tarafından çekilen görüntülerde parlak çizgiler olarak ortaya çıkıyor ve astronomi çalışmaları açısından da engel oluşturuyor.

SpaceX CEO’su ElonMusk, bu yöndeki eleştiriler sonucu, güneş panellerinin parlaklığının azaltılacağı sözünü vermişti. Ancak uyduları hâlâ çıplak gözle görmeye devam ediyoruz. Starlink2.0 uydularının daha büyük tasarlanması, gökbilimcilerin endişelerini daha da artırıyor.

Starlink operasyonunun, dünyanın geleceği açısından ne kadar büyük sonuçları olabileceğin anlamak için verilere bakmak yeterli. İnsanlık bugüne kadar uzaya yaklaşık 9.400 nesne göndermişken, SpaceX şirketi 42.000 Starlink uydusu göndermeyi ve dünyayı çepeçevre kuşatmayı hedefliyor.

Başlangıçta NASA’dan 12.000 uydu yetkisi alan SpaceX, 30.000 uydu göndermek için ek bir başvuru yaptı ve hedef uydu sayısının şimdilik 42.000 olduğunu böylece öğrenebildik. SpaceX’in giderek hedef büyütmesi NASA tarafından da endişeyle karşılanıyor.

Nitekim NASA yetkilileri ABD Federal İletişim Komisyonu'na (FCC) yaptığı bir sunumda bu endişeyi dile getirmiş ve kurumun uzay misyonları üzerindeki olumsuz etkiler olabileceğini belirtmiş. Astrofizikçi Jonathan McDowell ise, uydu sayısı binler seviyesindeyken ön değerlendirme gerektiğini ifade etmiş.

Bu arada uzayda geniş bant internet hizmeti rekabetinde SpaceX yalnız değil. Amazon şirketi de Kuiper adlı benzer bir proje üzerinde çalışıyor. Şirket, Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un uzay şirketi Blue Origin aracılığıyla 5 yılda 3 bin 236 uyduyu yörüngeye yerleştirmeyi planlıyor.

Uzaydaki uydu takımyıldızı rekabeti ve sonuçlarını çok yönlü değerlendirmek gerekiyor. Kafamızı gece gökyüzüne kaldırdığımızda göreceğimiz manzaranın lekesizliği ve saflığı artık hayal olabilir. Bu işin bireysel ve görsel yönü. Ancak bu konunun çok farklı boyutları da var.

Her şeyden önce, devletlerin egemenlik hakları açısından değerlendirme ve yasal düzenleme gerektirecektir. Hava sahamız üzerinde alçak yörüngede seyreden bu uyduların hem barış hem savaştaki muhtemel faaliyetleri ciddiye alınmalıdır.