Ülkemiz ekonomisinin iç ve dış yatırımlarla birlikte üretim rakamlarının en üst noktaya çıkması ve güçlü istihdam politikalarıyla yol yürümesinin önemi her geçen gün biraz daha artmaktadır.

Gerek içte gerekse de dışta yaşanan tüm gelişmeler bunu göstermekte elde edilen veriler buna işaret etmektedir.

Öncelikle ya inandığımız gibi yaşama ya da yaşadığımız gibi inanma ikileminden çıkmamız önümüzdeki engellerin aşılabilmesi anlamında da ayrı bir ehemmiyeti önümüze koymaktadır aslında.

Yani bir Müslüman olarak hayatımızın her safhasında Allah’ın emir ve yasaklarına göre hareket etmeliyiz.

O yüzden İslam Ekonomisinde ki üretimin değerini ortaya koyan işleri ön plana çıkarmalıyız.

Ürettiğimizde birde katma değeri yüksek ürünler veya hizmetler ürettiğimizde finansal anlamda rahat nefes almaya başladığımızı göreceğiz.

Tüm bunların olabilmesi için finansal piyasalarda bütün piyasa oyuncularının karşılıklı uyum ve ahenk içerisinde olması gerekmektedir.

Uyum ve ahenk olgularına uzak olan piyasalarda bereket beklentisine girişilmemelidir.

Asla ve asla hiçbir piyasa oyuncusu birbirine karşı olumsuz söylemlerde bulunmamalıdır.

Kurumların ve oyuncuların tamamı ekonomik anlamda katma değer ortaya koyabilmek hedefine odaklanmalıdır.

Ekonomi alanındaki gerçeklerden ders alarak tüm taraflar sahanın içerisinde koşuşturmalıdırlar.

Güvenilir bir ortamda hareket alanları ve tarzlarının rahat olabileceği realitesiyle olaylara yaklaşılmalı ve değerlendirilmelidir.

Suçlamalardan kesinlikle kaçınılmalıdır asla herhangi bir suçlamada piyasa aktörleri bulunmamalıdır. Çünkü yapılan en ufak bir suçlama bile yeni olumsuzluklara kapı aralayabilecektir.

Finansal sistem içerisinde aksayan taraflar belirlenmeli ve bu aksaklıkların giderilmesi biran önce yapılmalıdır. Bu yapıldığında güven ortamı daha da artacak ve herkes rahat bir ortamda hareket etmenin verdiği enerji ile milli ekonomi için daha da getirisi yüksek işler yapacaktır.

Sanayicinin ve üreticinin yaşadığı sıkıntıların neler oldukları hususunda objektif değerlendirmelerle yola devam edilmelidir.

Objektiflikten uzak tüm yaklaşımların devam etmeyeceği ve süreklilik arz etmeyeceği bilinmelidir.

Bundan dolayıdır ki özellikle piyasa yapıcıların burada alacağı rol son derece büyük önem taşımaktadır.

Özellikle piyasa yapıcılar oyuncuları iyiye yönlendirme konusunda pozitif bir yaklaşım içerisinde olmalıdırlar.

Son dönemde sanayicinin yaşadığı finansal sorunların en büyüğü yabancı para cinsinden alınan kredilerdir.

Döviz cinsinden alına krediye uygulanan faizin yanında bir de kurun yükselmesi sanayiciye çift taraflı bir sıkıntı ortaya koymaktadır.

Sıkıntıdan kurtulmak isteyen sanayicide Türk Lirası cinsinden aldığı kredilerle döviz kredilerini kapatma yoluna gitmektedir.

Böyle olduğu içinde 2022 Ocak’tan bu yana şirketlerin almış oldukları döviz cinsinden kredileri ciddi oranda azalmıştır.

Buna ek olarak şirketlerin yurtdışından aldıkları kredilerde de önemli oranlarda azalışlar mevcuttur.

Kurun yükselişi şirketlerin korkulu rüyası olduğundan biran önce aldıkları yabancı para cinsinden kredileri kapatma isteği oldukça normal karşılanmalı ve bu anlamda yapılacak tüm değerlendirmeler bu çerçevede yapılmalıdır.

Ekonomimizde özellikle de yerli ve milli tek bir şirketleri desteklememiz ekonomik görünümümüz için olmazsa olmaz şartlardandır.

Yerli ve milli her bir şirket bu millet ve bu ülke için çok ama çok büyük bir değerdir.