Hicri takvime göre yeni bir yıla girdik.

Acılarla, sevinçlerle, kayıplarla, kazançlarla, düşmeler ve kalkmalarla, dargınlıklar ve yeni dostluklarla bir yılı daha geride bıraktık.

Gelecek yılın ne getireceği, gelecek seneye kadar burada olup olmayacağımız ise meçhul.

Yıla birlikte başlayıp şimdi yanımızda olmayan sevdiklerimiz, tanıdıklarımız, yakınlarımız var.

Kim başına ne zaman, ne geleceğini nereden bilebilir?

İnsan, geçmiş ile gelecek arasına gerilmiş, ‘şimdi’ köprüsünden geçen ve köprünün son noktasını bilmeden yoluna devam eden bir yolcu.

Zaman; önüne geçip durduramadığımız, ilerleyişine engel olmadığımız bir mefhum.

Zaman; çözmeye kalktıkça daha da gizemleşen, ele avuca sığmaz bir muamma.

Zamanla varız, zamanda yaşıyoruz, zamanı kullanıyoruz ve zamanla geçip koyup gidiyoruz.

Başlangıcımız, sonumuz ve yaşamımız zamanla kaim.

Zamana mahkûm edilmişiz.

Yeni bir yıl.

Her yeni yıl, insana bambaşka umutlar fısıldar.

İyi dilekler, sağlık, afiyet, başarı, vs.

İnsan, kulağına fısıldanan her ümidi, yoluna çıkan her iyi ve güzel şeyi vesile bilmeli, kendisini daha iyi bir noktaya çekmeli.

Umutsuzluğa asla düşmemeli.

İnsan yeni bir yıl ile geçmiş zamanın muhasebesi yapılmalı.

Geçen zamanın muhasebesini yapmak yerine, yeni gelen, yeni verilen zamanı, çılgınca israf etmek, kendinden geçerek,  ayaklar yerden kesilircesine, kendini unuturcasına karşılamak büyük bir aldanıştır.

Zaman sermayesini sorumluluk olarak sırtına yüklenen insan geride bıraktıklarını, kârda mı, zararda mı bir kontrol etmesi elzemdir.

Aksi durumda insan farkında olmadan zarar edenlerden olur ve kâr ettiğini zanneder, Allah muhafaza.

Allah zamana yemin eder; “İnsan ziyandadır.”

Zamanı insanın lehine çevirecek, insanı ziyandan kurtaracak olan şey nedir?

Ayetin devamında; İman edenler, salih amel işleyenler, hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışında tutulur.

O halde; imanımızı kavileştirecek, salih amellerimizi artıracak, hakkı tavsiye edecek bir dirayet verecek, sabrı kuşanmayı sağlayacak adımlar atmalı; ufak ufak, emin adımlarla yürümeli insan zamanın içerisinde.

Hayatı bir kitap gibi okumalı.

Geçmişi, anı ve geleceği iyi okumalı.

Geçmişten ibret almak, geçmişi doğru okumanın ispatıdır.

Tecrübeyi ana taşımak anın hakkını vermektir.

Umudu asla yitirmeden, geleceğe umutla bakmak ödevimiz olmalıdır.

Böyle olursa ancak o zaman hüsrana uğrayanlardan olmayız.