İktidar neden muhalefet gibi davranamaz/davranmamalı?

Davranmıyor da zaten…

Benim amacım da bunun ne den böyle olması gerektiğini ifade etmekle ilgili…

Seçmenin önemli bir bölümü iktidarın neden muhalefet gibi “bol keseden vaatlerle” öne çıkmadığının çok farkında…

Şimdi biraz da söyle bakalım…

İktidar: “Ne olursa olsun ama iktidarda kalayım” diyebilir mi?

Eğer muhalefet gibi düşünecek olursa elbette diyebilir; teorik olarak mümkün görünüyor…

Petrol kaynaklı cari açığı sübvanse ederek bile tek başına birçok sorunu -daha sonra devasa bir soruna dönüşeceğini bile bile- seçime kadar çözebilir mesela…

Ya da para musluklarını her yerden açarak adeta seçmen avına çıka bilir…

Seçimi kazanmak için her şeyi mübah görenlerin vaadi bu değil mi?

Çünkü konuşulanlardan anlaşılan şey bu; eğer akli melekelerimizde bir sorun yoksa…

Değilse hangi kaynaklarla bunu başaracaklarını açıklamak zorundalar…

“İktidar yapsın” demenin hiçbir maliyeti, gümrüğü yok nasılsa…

Bana göre ise esasında savurgan bir iktidarın ya da liderinin artık yeniden bir iktidar hayali yoktur…

Çünkü aklı başında bir iktidar kendi kendine bir enkaz bırakamaz…

Asıl savurganlaştığında korkulmalı bana göre…

CHP liderinin ve İYİ Parti’nin izlediği yol ve verdiği vaatler bana göre bu açıdan tehlikeli…

Bir de kerli ferli siyasetçi, gazeteci olarak: “İktidar yapması gerekeni yaptı övülecek ne var” diyen, “takdir fukarası” bir kitle var…

Tamam o zaman, madem yapılan devasa şeyler övgüye layık değil, o zaman takılan bir musluğa, ucube heykellere neden bunca iltifat yapılıyor?

Demek ki hakikat şu: “Madem bizim iktidarımız yapmadı o halde övülmemeli…”

O zaman da “Ya vicdan ne olacak?” sorusu beliriyor; tabii umursayan varsa…

Geçmişi adeta ızdıraba çevirenlerin bugün ciddi bir kitleden destek görmeleri de insana, Osmanlının yıkılışını İslam’a bağladığı için çokça eleştirdiğim Ernest Renan’ın şu sözlerini hatırlatıyor: “Bir ulusun özü, tüm bireylerin ortak pek çok şeye sahip olmaları ve aynı zamanda hepsinin pek çok şeyi unutmuş olmasıdır…”

Eğer unutulanlar ulusun tamamı için geçerliyse Renan haklı olabilir belki; ama kahir ekseriyet hala bazılarının izlediği siyaseti canı yanarak hatırlıyorsa o zaman başka şeyleri konuşmak gerekir…

Birileri kendine yapılanı affedebilir ama davasına, inancına yapılanı affetmek, affedenin bütün kişiliğini ve hayatını sorgulatan ciddi bir sarsılmadır…

AK Parti’den kopanların böyle ciddi bir sorunu da var…

Sonuç olarak: Türkiye’ye “Çılgın Yıllar” vadedenlerin çizdiği portre daha çok iki dünya savaşı arasındaki 1918-1931 Fransa’sının “Çıldırmış Yıllar”ını çağrıştırıyor…  

Bölük-pörçük, istikrarsız, muğlak, saldırgan ve güvensiz mesajlarıyla…