Erdoğan için, “Kaybedeceği seçimi yaptırmaz, girdiği seçimi ise bir şekilde mutlaka kazanır” diyorlar.

Böylelikle Erdoğan üzerindeki diktatör yakıştırmasının bir öfke, bir korku ve bir nefret seli haline gelmesini bekliyorlar.

Hâlbuki ‘kaybedecekleri seçimi yaptırmazlar, girdikleri seçimi ise bir şekilde mutlaka kazanırlar, kazanamazlarsa kazananı istifaya zorlarlar…’ sözü CHP’nin kuruluşundan bugüne tevarüsle taşıdığı en önemli hasletlerindendir.

CHP’nin kuruluşundan bugüne tevarüsle taşıdığı bu hasletine bir misal vereyim mi!..

1930’un sonbaharında Reis-i Cumhur tren ile Samsun’a gelmişti.

Bizzat kurdurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası – SCF, Genel Başkanı Fethi Okyar’ın dahi beklemediği bir şekilde belediye seçimlerinde 30’un üzerinde belediye başkanlığı kazanmıştı.

Seçimlerin hemen ardından SCF, CHP’den daha fazla milletin teveccühüne mazhar olacak korkusuyla ve pek tabii ki emirle kurucuları tarafından feshedilmişti.

Samsun’da da halk tarafından CHP’nin adayını değil, SCF’nin adayı Boşnakzade Ahmet Resai Bey belediye başkanı olarak seçilmişti.

Reis-i Cumhur Samsun’da bir resepsiyon verir. Yemeğe Belediye Başkanı davet edilmez.

Mustafa Kemal, valiye hatasından dolayı çok kızar, apar topar Ahmet Resai Bey’i masasına davet ettirir.

Boşnakzade Ahmet Resai Bey, masaya gelir selam vererek sessizce oturur. Ne bir şey yer, ne de içer.

Reis-i Cumhur bunu fark edince:

“Ne o reis beyefendi, yoksa rakı günah diye içilmiyor mu?”

Ölçülü ve alttan alan bir cevap gelir:

“Hayır efendim, davetten haberim olmadığı için yemek yemiş bulundum.”

Ardından konu belediye başkanlığına getirilir ve Ahmet Resai Bey’in istifa dilekçesini imzalaması istenir.

Çünkü SCF kendisini feshetmiştir ve Ahmet Resai Bey’in belediye başkanlığını sürdürmesinin manası kalmamıştır.

Ahmet Resai Bey, hiç beklenmedikleri şu karşılığı verir:

“Paşam, reisliğe o fırkanın namzedi olarak seçildiğimi kabul etmiyorum.

Bu intisap, halkın şahsıma karşı bir itimadı şeklinde tecelli etmiştir.

Eğer bu vaziyette istifa edersem halkın bu teveccüh ve itimadına karşı küfranı nimette bulunmuş olurum.

Eğer bendenizin bu işte kalması arzu buyurulmuyorsa, hükümetin elinde kuvvet vardır, Şûra-yı Devlet vardır, intihabı fesheder. Bendeniz de o zaman halka karşı mahcup vaziyette kalmış olmam.”

Bu sözlerini söyledikten sonra izin isteyerek masadan kalkar.

Reis-i Cumhur, Samsun Valisi Kazım İnanç’a öfke dolu gözlerle bakarak;  “Vali Paşa hazretleri, belediye reisi seçtiğiniz bu adamın yaptıklarını gördünüz mü? Her şeyden evvel terbiyesiz. Şehirlerine misafir geliyoruz; soframıza yemek yiyerek geliyor. İçki ikram ediyoruz, içmiyor, sonra da bir Reis-i Cumhur sofrasından biz kalkmadan defolup gidiyor.” der.

Birkaç gün sonra Samsun Valisi Kazım İnanç görevinden alınır. Belediye seçimlerinin yenilenmesi kararı verilir.

Boşnakzade Ahmet Resai Bey baskılara maruz kalır ve yeniden aday olma imkânı bulamaz.

CHP’nin kuruluşundan bu güne milletin üzerinde oluşturduğu öfke, korku ve nefret seline bakarak biz diyoruz ki, bu milletin CHP’den alacağı vardır.

Başbakan astırmış bir parti, öyle helalleşme, melalleşme numaralarıyla ödeyemez alacağımızı…