Okullar 12 Eylül’de açılıyor. Okulları, eğitimcileri, öğrenci ve velileri eğitimin kendilerini ilgilendiren gündemi meşgul ediyor. Türkiye’de eğitim sistemimizin hiçbir kademesinde fiziksel eksikler birincil sorun değil. Zira Türkiye, son 20 yılda kamu binalarında belki de sonraki yüzyılı kurtaracak mekânsal atılımlara imza attı.

Türk eğitim sistemi, artık kendi geleneğini oluşturma yolunda ilerliyor. Bir sistemin genel kabul görmesi ve saygınlığını tüm kesimlere kabul ettirmesi sistemi yönetenlerin davranışlarıyla doğrudan alakalı. Ülkelerin asırlık politikaları olur. Hatta Batı’daki birçok eğitim kurumunun tutarlı eğitim politikaları bulunmakta.

Türk eğitim sisteminin en çok eleştirilen kısmı, sistem değişikliklerinin çok fazla olması hususudur. Hükümetlere göre değişmesi bile problemli gözüken eğitim politikalarının Bakanlara göre değişmesi eğitim sisteminin kendi geleneğini oluşturmasına engel olmaktadır. Özellikle merkezi sınav usullerinin, ilkokul, ortaokul ve lise seviyesinde yürütülen uygulamaların sıkça değişmesi eleştiri konusu.

Öğretmen yetiştirme alanında da çözülemeyen sorunlar bulunmakta. Zira öğretmen yetiştirmek amacıyla kurulan eğitim fakültelerinin yanında fen edebiyat fakültelerinin de araştırmacı yetiştirme görevinin neredeyse lağvedilip öğretmen yetiştiren kurumlara dönüşmesi önemli bir sorun. Zira öğretmenlik uzmanlık gerektiren bir meslek ve pedagojik formasyon eğitimi alınmalı hem de çok kaliteli bir şekilde alınmalı.

Eğitim fakülteleri ile Milli Eğitim Bakanlığı arasındaki iletişim ve etkileşim mutlaka gözden geçirilmelidir. Eğitim fakülteleri öğretmenlerin yetiştirildiği fakültelerdir. Acaba mezun edilen ve eğitim sistemine dahil olan öğretmenlerle ilgili eğitim fakültelerinin takibi, süreç içerisinde ortaya çıkan sorunların çözümü gibi hususlarda bir çalışması var mı?

Okullar açılıyor, öğrenciler artık yüz yüze eğitim alacaklar. Velileri alışveriş telaşı sardı. Velilerin en büyük masraf kalemi olan kitaplar bu yıl da Bakanlıkça ücretsiz dağıtılacak. Fakat kamuoyuna yansıyan ve velilerin en önemli serzeniş noktası kılık kıyafet tercihlerinde. Her okul, kendi kıyafetini kendisi belirliyor. Fakat okulların zaman zaman farklı kıyafet belirlemeleri velilere ek bir külfete dönüşmekte.

Kıyafet satan mağazaların yönlendirmeleri ve okulların tercihleri ile kıyafet değişikliği yapılmakta. Lakin yaşanan ekonomik zorluklar göz önünde tutularak mümkün olduğu kadar kıyafet değişikliğine gidilmemesi, gereksiz kırtasiye taleplerinin olmaması önemli.

Servis ücretleri bu yıl velilerin ekonomik planını bozacak gibi. En kısa mesafenin 5 yüz liralardan başlayacağı ifade ediliyor. İki ya da üç öğrencisi olan bir velinin bu yükün altından kalkması çok zor.

Eğitimin her kesimi kendisini ilgilendiren kısmıyla meşgul. Öğretmenler ise yaz tatilleri boyunca uzman ve başöğretmen sınavıyla yattı kalktı. Gelinen noktada bakanlığın açıklamasına göre sınav yapılacak gibi. Sınavsız uzman ve başöğretmen olma talebi haklı bir talep. Fakat genel kamu personeli kariyer sistemi içerisinde sınavsız bir uzmanlık ve başöğretmenlik verilmeyecek anlaşılan.

Öğretmenler bir yandan itirazlarını dile getirirken bir yandan da sınav hazırlıklarını sürdürüyor. Sınavın online yapılması beklentisi hakim. Bakanlık sahanın önerilerine değer vermeli.