Hepimiz başka başkayız, hepimiz farklı farklıyız lakin neden bilmiyorum ama içimden bir ses tam da şöyle söylüyor; “hayır, hepimiz aynıyız.” İnanmalı mıyım bu sese yoksa sağır kesilip duymamalı mıyım bilmiyorum ama şunu iyi biliyorum ki benziyoruz birbirimize. Daha evvel de söyledim sana bunu, hatırlıyorum. “Biz birbirimize benziyoruz” dedim. Lakin bu defa bir adım daha ileri gidiyorum. Daha fazlasını ve daha doğrusunu söylüyorum bence bu kez; biz sadece birbirimize benzemiyoruz, tamamlıyoruz birbirimizi. Sen olmadan ben noksan kalıyorum, ben olmadan sen eksik. Hep bir şeyler yarım kalıyor mesela gönüllerimizin ilişiği kopunca. Ve bunu en az benim kadar iyi biliyor karşımızda durup da bizi yaralamaya çalışanlar, vallâhi biliyorlar. Onun için ellerimizi değil gönüllerimizi kırıyorlar. Zira gönüllerimizin bağı koparsa topyekûn yarım ve yalnız kalacağımızı biliyorlar. Ve darbeyi de oraya vuruyorlar.

Misal ki “Biz kardeşiz” diye haykırdıkça dillerimiz, “Hayır!” diyorlar, “Siz kardeş değilsiniz, bir değilsiniz, birlikte olamaz, aynı gayeye koşamaz; aynı Allah’a inanıyor, aynı yerde secde ediyor olsanız da birlikte yaşayamazsınız” diyorlar.

Rivayet edenler şöyle rivayet etmişlerdir ki

Bir gün Hz. Fâtıma Hz. Ali’yi hüzünlü görünce şöyle dedi;

“Ey Ali, eğer üzüntün bu dünya içinse bize yakışmaz. Yok, eğer âhiret içinse söyle de berâber üzülelim…”

Hayatına şiar edineceğin, unutmadan her defasında hatırlayıp da kendine çeki düzen vereceğin bir cümle, elbette öyle. Ama burada kimseye dünya malına kıymet vermemenin, dünyalık davası gütmemenin, aslında hiç kendinin olmayan bir şey için hüzünlenmemenin dersini verme hadsizliğini yapacak değilim. Benim bütün bu hikmetli sözde ilgimi çeken ve aslında meselenin özü olduğuna inandığım kelime; “berâber

Söylemesi ayıptır evvelce çok sözlük okumuşluğum vardır ve keyiflidir de lügat okumak. Hâlen dahi çok defa döner durur okurum. Hele ki divan şiiri sözlüğü okumanın lezzeti her vakit öylece durur dimağımda. O vesileyle kelimenin manasını da kökenini de söylemenin bir zararı yok bence. Berâber kelimesi Farsça bir ikileme. Aslında bar-â-bar…  Ya da ber-â-ber… Ber kelimesi ise Farsça’da “sîne” manasına geliyor. Ve evet “sîne”nin de Farsça olduğunu biliyorum. Yani berâber demek, sîne sineye, gönül gönüle olmak demek.

Yani bize dost da biziz, düşman da biziz demeye çalışıyorum aslında. Düşeceksek de berâber düşecek, kalkacaksak da berâber kalkacağız.