Siyaset uğruna gerçeklerin boğazına bu kadar da çökülür mü?

28 Şubat’ta nelerin yaşandığı, kimlerin neler söylediği Allah’tan kayıtlarda var ve herkesin malumu…

Buna rağmen geçenlerde bir TV programında Meral Akşener -kendini de aklamak için- o günlerde başörtülü kardeşlerimize en ağır hakaretlerden birini yapan Altaylı’ya; “28 Şubat’ta çok vicdanlıydınız” demiş…

İyi duydunuz mu?

Evet, inanamayacaksınız belki ama cümle tam da böyle işte…

Bu ülkeye “adaleti, huzuru getireceğim, kavgaları bitireceğim” diyen bir siyasetçi bunu söylüyor yani…

Biz, 28 Şubat döneminin İçişleri Bakanı olarak kendisinden bir nedamet, özür beklerken o, vicdanları iyice kanırtarak adeta el yükseltiyor…

Peki, bu anlayış bu milletin kahir ekseriyetiyle barışabilir mi?

Bana göre imkânı olmayan bir iddia var sadece…

Akşener’e göre “övülen vicdan” bu ise övülemeyecek olanı düşünmek bile istemiyorum…

Zira yaşanan zulümleri en acı yanıyla tekrardan yaşatıyor insana…

Akşener bunu neden yapmış olabilir peki?

Bana göre bu iltifat bir suçluluk duygusunun itirafıdır…

Eğer Altaylı 28 Şubat’taki sözlerinden dolayı suçsuz bir yere çekilebilirse kendisi de aklanmış olacak…

Suç ortaklarının genel duygusudur bu…

Onlar birbirlerini överek aslında kendi vicdanlarını rahatlatırlar…

Yani ortaklarını överken aslında kendilerini överler…

“Çok iyi insandı” övgüsü, “ben de iyi bir insanım” demektir gerçekte…

“Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim” Hadisi durumun tercümesidir bu noktada…

Onlar birbirini öve dursun gerçekler ortada, gerçeklerin savunucuları her şeyin farkındadır…

Özür yerine örtme çabası, niyetlerin değişmediğinin en önemli ispatıdır…

Öyle anlaşılıyor ki Akşener o gün nerede idiyse bugün de aynı yerdedir…

Mısıroğlu’na atabildiği iftira bile, hesabı yarım kalan ukdelerini ele veriyor…

Bu dil ve bu anlayış bu topraklarda ancak iktidar hayali kurabilir…

Yıktığının farkında olamayan bir siyaset, onarmaktan bahsedemez…

Bunun olamayacağını en kısa sürede bir daha anlamış olacaklar…