Dünyanın gündemi, “Rus yapımı” bir füzenin NATO üyesi Polonya’nın topraklarına düşmesiyle bir anda değişti. Kimileri bu olayı, Üçüncü Dünya Savaşı’nın sinyali olarak yorumlarken kimileri de soğukkanlı davranarak sükûnet çağrısında bulunuyor.

Füze, salı günü öğleden sonra Ukrayna sınırının yaklaşık 6,4 kilometre batısında yer alan Polonya’nın Przewodow köyüne düştü. Olayda iki kişi hayatını kaybetti. Böylece yaklaşık dokuz aydır devam eden Ukrayna-Rusya Savaşı ilk kez bir NATO ülkesinin topraklarına sıçramış oldu. Zaten işin ciddiyeti de Polonya’nın NATO üyesi olmasından ileri geliyor.

Olayın faili, nasıl ve niçin gerçekleştiği henüz tam olarak belli değil. Araştırmalar devam ediyor. Konuya ilişkin birçok iddia söz konusu. Amerikalı bazı üst düzey yetkililer, füzenin Ukrayna tarafından Rusya’nın fırlattığı bir füzeyi düşürmek için ateşlenmiş olabileceğini belirtiyor. Bu, güçlü bir olasılık. ABD Başkanı Joe Biden da yaptığı açıklamada, “füzenin Rusya’dan fırlatılması uzak ihtimal” ifadesini kullanarak bu ihtimale destek çıkıyor.

Benzer bir açıklama Polonya Cumhurbaşkanı Duda’dan geldi. Duda, “olaydan hangi ülkenin sorumlu olduğuna dair kesin bir kanıt olmadığını” söyledi. Ruslar da aynı görüşte sayılır. Moskova’ya göre Rusya’nın Polonya-Ukrayna sınırı yakınlarında herhangi bir askerî faaliyeti söz konusu değil.

Rusya Savunma Bakanlığı ise olayı ilk kez bildiren Polonya medyasının, durumu tırmandırmak için kasıtlı bir provokasyon içerisinde olduğunu ileri sürüyor. Açıkça söylemek gerekirse mezkûr olayı, “NATO topraklarına düzenlenmiş bir saldırı” şeklinde tanımlamak kolay bir iş değil. Bu şekilde açıklama yapanların gayesi, çatışmayı daha da tırmandırmak.

Kaldı ki Kuzey Atlantik Antlaşması’nın örgüte üye ülkelerin silahlı bir saldırıya uğrayan herhangi bir üye ülkeye yardım etmelerini öngören 5. maddesini harekete geçirmek imkansıza yakın bir olay. Geride çok büyük bir infial olmalı. O nedenle şimdilik verilebilecek en makul tepki, Polonya’nın askerî açıdan güçlendirilmesi ve bunun yanında NATO Antlaşması’nın 4. maddesini etkinleştirmek.

4. madde bir istişare yöntemidir. Güvenlik risklerinin arttığı bir ortamda taraflardan herhangi biri, taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm tarafları toplantıya çağırabilir. Çağrının olumlu karşılanması halinde üye ülkelerin temsilcileri Kuzey Atlantik bölgesinin güvenliğini tehdit eden konuları görüşmek ve tartışmak üzere bir araya gelirler. Burada zor olan, 4. maddeden 5. maddeye geçmektir.

Bazı medya kuruluşları dışında birçok aktörün olaya yaklaşımının soğukkanlı olması sevindirici. Zira NATO ile Rusya’nın bir savaşa tutuşmasının dünyaya hiçbir fayda getirmeyeceği çok açık. Diğer taraftan Rusya’nın Polonya’ya bile isteye saldırmasının an itibarıyla hiçbir rasyonel tarafı yok.

Ukrayna’da istediği başarıya ulaşamayan Rusya’nın NATO’yu doğrudan karşısına alacak yeni bir cepheye yönelmesini stratejik açılardan izah etmek bir hayli güçtür. NATO’nun da Ukrayna Savaşı’nın NATO topraklarına sıçramasını isteyeceği pek düşünülemez. Dolayısıyla olayın bir hata veyahut Ukrayna hava savunma sistemlerinin bir imhası neticesinde gerçekleşme olasılığı bir hayli yüksek görünüyor.