"Ey iman edenler kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” Ayeti bizlere ailemizi ve evlatlarımızı korumamızı emreder. Bugünlerde birçok ilde insanlar sokağa çıkıp haykırıyor.  

“Hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz. Devlet reisi bir çobandır ve reayasından sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve onlardan sorumludur. Kadın evinin çobanıdır ve ondan sorumludur.” Hadis-i Şerifi hepimize edilmiş bir emri fermandır.

Ailelerimize, gençliğimize, çocuklarımıza, neslimize ve birçok değerimize yapılan her türlü bozguncu ve sapkın saldırılara, karşı olmak zorundayız. Bunu yaparken; birilerine saldırmak ya da kin, öfke ve nefret kusmak değildir amaç. Gençlerimizin ahlâkını bozmak için, ailemizin dinî ve geleneksel yapısını tahrip etmek için çalışan bozuk zihniyetli güruha karşı dimdik ayakta olmak zorundayız. Zira bizler, dünyayı istedikleri gibi yönetmek için her türlü ifsadı ve sapkınlığı yaymaya çalışan küresel birtakım karanlık güçlerin ve aramızdaki uzantılarının açtığı hayasız bir taarruzla karşı karşıya olduğumuzun bilincinde bir toplumuz.

İnsanlık düşmanı bu bir avuç kapitalist sermaye sahiplerinin aile yapımızı, ahlakımızı, değerlerimizi ve neslimizi tahrip etmek için ne tür bir saldırı yaptıklarının ve emellerine kavuşmak için aramızdaki birtakım dernek ve örgütlenmelere milyon dolarlarla finansman harcadıklarının biz bilincinde ve farkındayız.

Müslüman bir toplumu cihat meydanlarında yenemeyen İslam düşmanı, insanlık düşmanı karanlık güçlerin geleceğimiz olan gençlerimizi, en sağlam kalemiz olan ailemizi ve bizi biz yapan dinî, ahlakî ve insanî değerlerimizi tahrip ederek fikirsel ve kültürel olarak işgal etmeye çalıştıklarını da çok iyi biliyoruz. Bugün tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bir hayasızlık ve ahlaksızlık saldırılarıyla karşı karşıya bu toplum.

M. Akif Ersoy’un;

“Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın…” dediği yerdeyiz. Son kalemiz olan ailemizden asla vazgeçmeyeceğiz!

Neler yapılmalı;

Dijital platformları ve sosyal medyayı işgal eden, ailemizi ve çocuklarımızı zehirlemeyi amaçlayan yoz ve sapkın programlara, seviyesiz yayınlara müsaade etmeyiniz. Dijital aile filtresini tüm medya unsurları için zorunlu hale getirip TV’lerde fesat kaynağı dizilere ve güya aile temalı programlara müsamaha edilmesin.

Koklamaya doyamadan okula yolladığımız çocuklarımıza değerlerimizi aşılayacak, ailenin önemini kavratacak ve yozlaşmaya karşı bilinçlendirecek bir eğitim vererek, idealist ve topluma faydalı bireyler olarak yetiştirilmesi için çaba gösterilsin.

Gittikçe yozlaşan topluma, dejenere edilmiş gençlerimize ve evlatlarımıza, sarsılan aile yapımıza, artan boşanmalara ve azalan evliliklere lütfen çare üreterek topluma rahmet eli uzatılsın.

Aileye dair politikaların Batı’nın ve feminizmin dayatmaları üzerine değil; kültürümüz, dinî ve manevi değerlerimiz üzerine, kendi medeniyet tasavvurumuzla oluşturulması sağlansın. Evlenmeyi kolaylaştıracak ve özendirecek, boşanmaları minimize edecek stratejiler geliştirilsin.

İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi önemliydi; lakin 6284 sayılı yasa ve benzeri düzenlemeler halen yürürlükte, Bu kanunları ve mevzuatları ahlaki, milli ve dini değerlerimize uygun şekilde bir an evvel ıslah etmelidir.

Bizler, İslam medeniyetinin varisleri olarak ailemizi, neslimizi, ahlak ve maneviyatımızı, birlik ve beraberliğimizi bozmayı hedef alan kökü ister dışarıda, isterse içeride olsun, tüm fitne-fesat unsurlarına karşı mücadele etmeye kararlıyız.  Çünkü ailemiz, çocuklarımız, dini ve ahlaki değerlerimiz kırmızı çizgimizdir. Yetkililer, Müslüman halktan gelen bu yoğun talebe daha fazla kayıtsız kalmamalı ve gereken tüm adımları acilen atmalıdır artık.

Vesselam…