Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar’daki 2022 Dünya Kupası açılışında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ile ayaküstü de olsa görüşmesinin pek çok yansıması oldu. Bunlardan en önemlisi ise kuşkusuz Yunanistan’ın gösterdiği tepkidir.

Hatırlanacağı üzere 2013’teki darbe ile Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren dönemin genelkurmay başkanı Sisi’yi darbecilikle suçlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sebeple şimdiye kadar Sisi ile görüşmekten imtina etmişti.

Türkiye ile Mısır liderleri arasındaki soğukluğun halklar nezdinde bir karşılığı olmasa da, durum artık her iki devletin de menfaatlerini zedeler hale gelmeye başlamıştı. Zira bu durumdan fayda sağlamaya çalışan Yunanistan, Adalar Denizi’ndeki maksimalist talepleri yetmiyormuş gibi Mısır ile girdiği yakınlaşma sürecinden istifade ederek hak sahibi olmadığı Doğu Akdeniz’de de Türkiye’nin karşısına çıkmaya başlamıştır.

Hatta Yunanistan ile Mısır’ın öncülüğünde kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun da Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidro-karbon kaynaklardan yararlanmasını engellemeye matuf olduğu iddia edilmiştir.

Bunun üzerine çok geçmeden Türkiye’nin oyun bozucu hamlesi gelmiş ve Libya ile 27 Kasım 2019 tarihinde deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik anlaşma imzalanmıştı. Böylelikle Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun en önemli projesi olarak bilinen “Doğu Akdeniz Gaz Boru Hattı Projesi” imkânsız hale gelmiştir.

Akabinde Türkiye’nin hem kendi kıta sahanlığında hem de KKTC’nin parselleyerek TPAO’ya ihale ettiği sahalarda sismik arama ve sondajlara başlaması üzerine, 2020 yazı Türkiye Yunanistan ilişkileri bakımından çok gergin geçmiştir.

Almanya’nın arabuluculuğuyla Türkiye’nin müzakerelere imkân tanımak için faaliyetlerine ara vermesini fırsat bilen Yunanistan, iyi niyetten uzak bir şekilde Mısır ile münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalayarak Türkiye ile Libya arasında belirlenen deniz yetki alanları anlaşmasını tartışmaya açmaya çalışmıştır.

Yunanistan’ın benzer bir tavrı Ekim ayı başında Türkiye ile Libya arasında imzalanan enerji kaynaklarının arama, sondaj ve işletilmesine yönelik anlaşma sonrasında da sergilediğini gördük. Soluğu Mısır’da alan Yunan dışişleri bakanı Nikos Dendias muhatabı Semih Şükrü ile ortak bir açıklama yaparak, bu anlaşmayı tanımadıklarını ilan etmişlerdir.

Görüldüğü üzere, Türkiye’nin Libya’daki varlığı ve etkisi sonlandırarak Doğu Akdeniz’de söz sahibi olmasını önlemek için kotarılan Yunanistan-Mısır diyaloğunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sisi’nin elini sıkmasıyla boşa çıkması söz konu olmuştur.

Tüm planlarını Türkiye ile Mısır arasındaki soğukluğun devamı üzerine kuran Yunanistan’ın bu hamle karşısında da öncekilere benzer bir girişimde bulunduğunu görüyoruz.

Zira tokalaşma görüntülerinin servis edilmesinin ardından derhal dışişleri bakanı Nikos Dendias ve savunma bakanı Nikos Panagiotopulos’u Mısır’a gönderen Miçotakis, bu vesile ile Kahire’de imzalanan bazı anlaşmalardan medet arar hale gelmiştir. Ancak havacılık, denizcilik ve tarım alanında yapılan anlaşmaların Türkiye’nin Libya’daki varlığına halel getirmesi mümkün olmadığı gibi Mısır ile yakınlaşmaya da mani olması mümkün gözükmemektedir.

Yunanistan’ın uluslararası hukukta hiçbir karşılığı olmayan haksız taleplerini hayata geçirebilmek için, Türkiye’nin konjonktürel olarak sorun yaşadığı ülkelere yaklaşıp Türkiye’ye zarar vermeye matuf girişimlerde bulunması komşuluk hukukuyla da bağdaşmamaktadır.

Yunanistan’ın Türkiye’nin izole edilmesine yönelik planları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkelerinden sonra İsrail ve Mısır ile de normalleşme adımları atmasıyla boşa çıkmış gözüküyor.