Üretim sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerin dikkat etmesi gereken birçok önemli nokta bulunmaktadır.

Ham maddeden malzemeye, üretim için seçilen makine ve ekipmandan üretilen ürünün kalitesine, tedarikten termine ve üretimin bütün alanlarında tutulacak stoklara kadar birçok konu, birçok nokta…

Nasıl ki bir sazın veya bir gitarın tellerinin akort düzeninin doğru sağlanması alınacak sesin kalitesinden tutun da müziğin kalitesine kadar bir etki yelpazesine sahip ise aynı şekilde şirketlerdeki yürüyen işlerin de bir ahenk içerisinde devam etmesi şirketlerin verimliliği açısından son derece önemlidir.

Hangi ham madde kaleminden ne kadar stok tutulacağından hangi malzemeden hangi zaman dilimlerinde ne kadar stokla yol alınacağına kadar olabildiğince geniş bir alanda hareket eden üretim şirketleri birçok konuda ince eleyip sık dokuyarak işlerini yapmalıdırlar.

Karlılıkla doğrudan ilişkisi olan stok miktarları ve dolayısıyla da stok yönetimi konusunda uzman yöneticilere sahip olan üretim işletmelerinin rakiplerine oranla verimlilikleri de son derece iyi konumdadır.

Ama bu zor global ekonomik şartlarda şirketlerin stok oranlarında da ciddi sorunlar yaşanmaktadır ki bu durum da geleceklerini yakından ilgilendirmektedir.

Son dönemlerde ülkemizde bulunan şirketlerin stok oranlarında oldukça hızlı bir yükseliş olduğunu görebiliyoruz.

2021 ile 2022 yıllarını kıyasladığımızda ortaya şöyle bir manzara çıkmaktadır.

Şirketlerin ürettikleri ürünlerin stoklarındaki oranı; 2022 yılının ilk üç ayındaki oranı, 2021 yılının ilk üç ayındaki oranının yaklaşık yüzde 25 üzerindedir.

2022 yılının ikinci üç ayındaki oran, 2021 yılının ikinci üç ayındaki orandan yaklaşık yüzde 35 fazladır.

2022 yılının üçüncü üç ayındaki oran, 2021 yılının üçüncü üç ayındaki oranın yaklaşık yüzde 40 fazlasıdır.

Ve görünen odur ki 2022 yılının dördüncü üç ayındaki oran ise 2021 yılının dördüncü üç ayındaki oranın yüzde 45 fazlası olacak gibidir.

Yani 2021 yılına göre 2022 yılında şirketler çok ama çok fazla sayıda stokla yollarına devam etmeye çalışmakta, bu durum da stok maliyetini zirveye taşıyarak işletmelere çok ciddi oranda bir ek maliyet yükü getirmektedir.

İşletmeler enflasyonun yüksek olduğu ve faizlerin düşük olduğu ekonomik ortamlarda bankalardan kredi çekmek suretiyle üretim yaparak stoklu çalışmaktan son derece hoşlanıyorlardı.

Hoşlarına giden bu durumdan ötürü de devamlı surette stoklu çalışıyorlardı ki karlılıkları da her geçen gün artıyordu.

Çünkü müşterileri enflasyondan etkilenmemek veya az etkilenmek adına daima sipariş vererek ürün alıyorlardı.

Fakat durgunluk beklentilerinin artması sonrasında ellerindeki stokları yok edebilmek adına yoğun çalışmalar yapmalarına rağmen dış talebin güç kaybetmesiyle 2022 yılında işletmeler ellerindeki stokları satabilme noktasında ciddi problemler yaşıyorlar.

Nerede ne kadar stok tutulacağını iyi ayarlayamayan şirketlerin bundan sonraki süreçte işi çok da kolay gözükmüyor.

Dolayısıyla her şirket kendi gücüne ve sektörüne göre verimli bir stok oranı ayarlaması yapmalıdır.

Şayet bu yapılmazsa satamamaktan ve elinde bulunan ürünü zamanında nakit paraya çevirememekten kaynaklanan bir sürü sorunlar yumağıyla uğraşılmak zorunda kalınacaktır.

Hiçbir şirketin ağırlaşan ekonomik koşulların yanında bir de stok fazlasıyla uğraşmak istemeyeceği gerçeğinin bilinmesi, ekonomik zorlukları aşabilmenin yegâne sebebi olarak değerlendirilmelidir.