Bizdeki solcuların “iktidarı eleştireceğiz, yıkacağız” derken aslında neye ve kime hizmet ettiklerini, ağababaları Marx’ın fikirleriyle anlatmak lazım; gerçek solculuğun yerinde yeller esiyor olsa da…

Madem bizim fikirlerimize itibar etmiyorlar bir de bunu deneyelim…

Bugün Türkiye’deki hâkim anlayışın da ısrar ettiği ve iktidarı uygulamamakla suçladığı Klasiklerin iktisat anlayışını “Vulgarökonomie” yani “bayağı iktisat” olarak yorumlayan Marx, mevcut hâliyle bunun sadece burjuvaziye hizmete ettiğini/edeceğini söylüyor…

Marx’ın benim dünya görüşümdeki yeri belli olsa da hiçbir noktada aynı olmayacağımız anlamına gelmiyor…

Zira bugün yaşanan tablonun da ortaya çıkardığı şey, Klasiklerin yaklaşımlarının zengini daha zengin, fakiri daha fakir ettiği gerçeğidir…

Dünyaya bu anlayışı dayatanların kimlikleri de artık şüphe sınırının çok uzağında ama hakikate yakın bir konumdadır…

Birileri iktidarı devirme hırsı ile ve yine Marx’ın ifadesiyle “apolegetik” yani “körü körüne” bir hırsla -güya- fakirlerin yanında olduklarını söyleyerek, burjuvanın kazanmasına yardımcı oluyorlar…

İktidarın uzun bir zamandır fark ettiği ama küresel konjonktürün ancak müsaade ettiği ve bir yıldır denenen yeni modelin, her türlü saldırıya rağmen meyvelerini vermeye başlaması da uygulayıcılara büyük bir cesaret olacaktır…

Hatta bu cesaret, Klasiklerin yöntemleriyle sömürülen bütün mazlumların da umudu olabilir…

Zira insanlığı tek bir seçenekle karşı karşıya bırakmak aslında alternatifsizliğe mahkûm etmek değil mi?

Yeni modeli “boy hedefi” hâline getirenler, aslında yanlış hedefe atış yapmaya devam ediyorlar…

Özü itibariyle çok görüşlülüğü esas alan bilimsel düşünceyi de -haksızlık yaparak- kendilerine kalkan yapıyorlar…  

Bu anlayışla müesses ekonomi anlayışının kantarında yeni modeli tartmaya devam eden çok ciddi bir kitle var…

Yeni sistem karşısında paralize olan, ezberi bozulan kesimin hâlâ inat ediyor olmasını da her bilimsel yeniliğe açık olması gerekenlerin aslında ne derece “misoneist” yani yenilik korkağı olduklarını gösteriyor…

Siyaset kurumunun ve bugün onu yöneten liderin cesareti umarım ekonomist, bilim insanı ama yenilik korkağı bu kesimi de ileride cesaretlendirir ve fakirin yanında olan üretim ve istihdam anlayışında birleştirir…

Ve dilerim, Erbakan Hocamızın; “Sizi gidi rantiyeciler” diyerek başlattığı mücadele de kazanılır…

Somut bir başarı, bütün korkuları yenmeye kadirdir…

Neden olmasın?