Muhalefet neredeyse 5 yıldır Erdoğan'ın karşısına çıkaracağı adayı tartışıyor.

6 siyasi parti lideri de 22 Şubat 2022’den beridir bir masa etrafında düzenli olarak bir araya gelmelerine rağmen halen bir aday belirleyebilmiş değiller.

Görünürde gayet centilmence bir tartışma yürüyor Altılı Masa’da.

Ama arka planda kıyasıya bir aday yarışı yaşanıyor.

Kan gövdeyi götürüyor desek abartmış olmayız.

Biraz öne çıkan farklı adaylara yönelik muhalefet cephesinin farklı aktörlerinden üstü açık ve örtülü "operasyonlar" yapılıyor.

Dün öve öve bitiremedikleri isimleri bir düdük çalınınca yine kendileri yerin dibine batırıyorlar.

Kimi muhaliflere göre aday çoktan beli ama yıpranmaması için açıklanmıyor.

Bunların anlamadığı mesele şu ki, adayı yıpratmayacağız diye diye altı masanın kendisi çoktan yıprandı.

İnandırıcılıklarını kaybettiler.

Adayı geçelim ortada somut bir program da yok, soyut vaatler havada uçuşuyor.

Altılı masanın Türk toplumuna söylediği temelde şu:

Erdoğan gidecek ver her şey bir anda mükemmel olacak

Bu nasıl olacak belli değil.

Örneğin ekonomi programlarını sorduğunuzda, ekonomi düzelecek zira ülkeye batılı yabancı yatırımcı yağacak diyorlar.

Peki bu yatırımcı dış ve iç politikada verilen hangi tavizler sonucu ülkeye yağacak?

Kuzey Suriye de PKK devletine mi göz yumacaksınız?

Doğu Akdeniz’deki haklarımızdan mı vazgeçeceksiniz?

Karabağ meselesinde Azerbaycan’a verdiğimiz desteği mi keseceksiniz?

FETÖ ve PKK ile barış mı yapacaksınız?

Savunma sanayindeki projeleri mi durduracaksınız?

Batıyla aramızın bozulmasına sebep olanlar temelde bunlar ve batılı yatırımcıların bir ülkeye sadece ekonomik çıkarlarını gözeterek girip çıkmadıkları bilinen bir gerçek.

Bunun dışında ülkenin önüne koydukları tek şey güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçileceğine dair gerçekleştirilmesi oldukça güç vaat.

Bu vaade kendileri de inanmamış olacaklar ki kendi adayları cumhurbaşkanı seçilirse altı masa liderlerinden oluşan ortak bir konseyle ülkeyi yöneteceklerini açıkladılar.

Uluslararası sistemin destablize olduğu ve etrafımızın ateş çemberine döndüğü bir dönemde ülkemizi "bir tur da ben bineyim" mantığıyla yönetmeyi vadediyorlar.

Bir diğer altılı masa lideri de galiba konsey fikrine güvenemediğinden işi garantiye almak için hem başkan yardımcısı olalım hem de milletvekilliğimiz devam etsin fikrini ortaya atmış.

Bu ülke, bu millet, bu devlet gerçekten biraz ciddiyeti hak ediyor