Geçmiş yıllarda, “Milyonlarca Katolik beyaz dumanı bekliyor” manşetini taşıyan bir haber okumuştum. Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın bir televizyon programında 'Beyaz duman' benzetmesiyle aday sürecinden bahsetmesi üzerine tekrar hatırladım. 

Haberin içeriği Hristiyan Katoliklerin liderinin seçim sürecini ve ilanını içeriyordu. Haberi internetten tekrar araştırdım. BBC Türkçe’de yayınlanan habere ulaştım. 2013 yılına ait haber metnine nokta virgül dokunmadan veriyorum:

“İlk oylama dün yapılmış ve sonuç alınamamıştı. Seçim için Sistine Şapeli'ne kapanan kardinaller öğleden sonra iki oylama daha yapacak.

Gizli oylamada bir aday 77 oya, yani üçte iki çoğunluğa ulaşana kadar, günde dört kez seçim yapılacak.

Üç gün sonunda hâlâ sonuca ulaşılamazsa, bir gün ara verilecek ve gayri resmi görüşmelere geçilecek.

Vatikan gelenekleri uyarınca oylamadan sonra kardinallerin oy pusulaları yakılıyor.

Şapelin bacasından siyah dumanın yükselmesi Papa'nın seçilemediği anlamına geliyor.

Bacadan beyaz duman çıkmasıysa dünya çapında 1 milyar 200 milyon civarındaki Katoliğe yeni Papa'nın seçildiğini müjdeliyor.”

Babacan da 6’lı masanın adayına ilişkin açıklamasında:

“Bir isim listesi oluşturacağız. Uygun gördüğümüz isimleri istişare edeceğiz. En sonunda 6’lı masadan bir beyaz duman tütecek. Beyaz duman tüttüğünde diyeceğiz ki hayırlı olsun, adayımız budur.”

Müslüman mahallesinde salyangoz satmak diyebilir miyiz buna? Toplumla iletişime geçmek yerine araya siyah dumanlar tüttüren bir iletişim kazası yaşıyor.  

Altılı masanın her bir lideri ayrı konuşuyor. Birisi şapelden sesleniyor diğeri Hak gelecek Batıl zail olacak diyor bir diğeri seçilecek Cumhurbaşkanı ittifak liderlerinin fikirlerini alacak diyor öbürü ise tüm liderler Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak diyor.

Kafaları çok karışık. Çıkamıyorlar işin içinden. Kimseyi dışlamıyorlar, kimseyi içeri alamıyorlar. Kimseye prim vermek istemiyorlar, herkese mavi boncuk dağıtıyorlar. Günün sonunda ya masa dağılacak ya aday açıklanacak ve masayı aday dağıtacak.

İstişarenin bereketini bırakıp 'Beyaz Duman’ın tütmesine umut bağlayan bir ittifakın neler yapabileceği hakkında doğrusu endişeler giderek artıyor.

Samimiyetle ifade etmeliyim ki Türkiye bu denli bir muhalefeti hak etmiyor. Halkın reflekslerini, özünde, kökeninde bulunan birtakım hassasiyetleri anlamayan bir siyasi yapı her ne olursa olsun Babacan’ın benzetmesine nazire siyah duman tüttürecektir.