Zincir marketlerin taktik taarruz saldırıları bütün hızıyla devam ediyor.

Marketler, zam bombardımanlarıyla savaşı ülke sathına yaydıktan hemen sonra, psiko-ekonomik harp teknikleriyle mevzi kazanmayı sürdürüyor.

Karargâhlarını ülkenin irili ufaklı bütün illerine dahası bütün ilçelerine ‘konuşlandıran’ zincir marketler, ‘tüketici’ üzerinde etkili yıldırma operasyonlarıyla psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş görünüyor.

Tek marketin dokuz ayda 5 milyar lira kâr ettiğinin, yıl sonu cirosunun 130 milyar liraya ulaşacağının ortaya çıkması halk üzerinde öfke seline sebebiyet veriyor.

Diğer yandan zincir marketlerle mücadele komutanlığının, “Demek para cezası ıslah etmiyor. Para cezasının dışında atılacak adımlarla inşallah bunların üzerine ayrıca gideriz” şeklindeki açıklaması zincir marketler savaşının şiddetleneceğinin işaretini veriyor.

Hal böyleyken vatandaşlar çaresiz, zincir marketler savaşında hükümetin zafiyetiyle beraber acziyeti olduğunu dahi düşünmeye başlamış vaziyette.

Devletin zincir marketler üzerine ciddiyetle, kararlılıkla giderek, para cezası kesmekten fazla önlemler alması gerektiğine inananların sayısı gün geçtikçe fazlalaşıyor.

Meydanın zincir marketler tekelleşmesine bırakıldığı görüşünde olanlar, Avrupa ülkelerinin taban fiyat uygulamasının hayata geçirmekte geç kalındığına vurgulayarak, “Avrupa’da zincir marketlerin kendi fabrikalarında ürettikleri ürün oranı yüzde 30 iken, oran Türkiye’de neden yüzde 70. Devlet tekelleşmeye neden göz yumuyor?” diye soruyor.

Avrupa ülkeleri perakende fiyatlarını yakından takip ediyor.

Mesela, fiyatlarda ortaya çıkan fahiş artışla alakalı üreticiler, satıcılar, hal komisyoncuları sıkı denetime tabi tutuluyor.

Stokçuluk yapan veyahut fiyat artsın diye ürünlerini imha edenlerin gözlerinin yaşına bakılmıyor; para cezasından hapis cezasına kadar ağır yaptırımlar uygulanıyor.

Avrupa’da fiyatlara iki türlü müdahale ediliyor;

Fiyatlar sabitleniyor…

Devlet yüklü miktarda ürün alarak piyasada fiyat dengelemesi yapıyor…

Avrupa’da bizdekinin tam tersine zincir marketler, pazar paylarını kaptırmamak, müşterilerini enflasyona ezdirmemek adına fiyatlarda indirime gidiyor.

İngiliz süpermarket zinciri Asda, pandemiden beridir 100 üründe sabit veyahut indirimli fiyat uyguluyor.

Marketlerin tamamı, satışlarının yüzde 6'sını oluşturan yumurta, tavuk, tahıl, şarküteri ürünleri, taze meyve, sebze, et, pirinç, makarnalarda indirim yaptılar.

Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel gıda ürünlerinde KDV'nin yüzde 8'den yüzde 1'e indirildiğini açıklamış, sonrasında marketlerin söz konusu indirimi fiyatlara yansıtmasını istemişti.

Türkiye benzer kriz durumuyla 1970’lerde karşılaşmış, hükümet Fiyat Kontrol Komitesi kurmuştu.

Komite, fiyat artırmak isteyenlerin başvurularını inceliyor, onaylıyor, reddediyor veyahut yeniden düzenleyerek kabul ediyordu.

Serbest piyasa ekonomisi yürürlükteyken fiyat denetimleri yapmak karaborsayı ortaya çıkarmıştı.

Türkiye’de karaborsalı yıllar epey uzun sürmüş, 1980’lerin ortalarına kadar devam etmişti.

Piyasadaki sıkıntıların fiyatlara müdahale yoluyla çözülmeye çalışılmasının ağır sonuçları olabiliyordu.

Yerine üretimin artırılmasına dönük önlemlerle üreticinin teşvik edilmesi gerekiyor.

Öte yandan Hal Yasası, hallerdeki çarpık yapılanmaları ortadan kaldıracağı ümidiyle dört gözle bekleniyor.

Hallerde mal, tek merkezin kontrolündeki şirketler yoluyla 25-30 kat zamlanarak çıkıyor.

70 yıldır böyle gelmiş böyle gidiyor.

Haller üzerinden kurulacak yeni sistemde tedarik zincirinin şeffaf şekilde izlenebilmesi, fiyatları şişiren uygulamaların engellenmesi bekleniyor.

Ülkemizde meyve sebze piyasasının yarısından fazlası zincir marketlerin kontrolünde, hallere uğramadan tezgâhlara indiriliyor.

Tarladaki ürünün zincir marketler tarafından kapatılmasının engellenerek hallerde satılmasının zorunlu olması gerekiyor.

Sektördeki 4 zincir marketin pazar payı yüzde 60…

Tarlada üretilen ürünlerin sadece yüzde 40’ı hallere uğruyor.

Zincir marketlerle üretici arasında kontrol merkezleri olmadığı takdirde istedikleri şekilde fiyatlarla oynamaya devam edecekler.

Türkiye’de tarıma dayalı üretimde, bahusus hayvancılıkta köklü çözümler, radikal kararlar alacak, alınan kararları dirayetli şekilde uygulayacak, ‘Hal Yasası’nı hemen çıkartabilecek Berat Albayraklara ihtiyaç var.

Teklifimiz; Merkez Bankası altın rezervini 120’den 720 tona çıkaran, denizlerimizde doğal gaz, petrol, maden arama faaliyetlerinin öncüsü, yaptıkları yapacaklarının teminatı Berat Albayrak Tarım Bakanı olsun…

Son dakika gelişmesi;

Marketler artık fiyatlarını Ticaret Bakanlığının sistemine yükleyecek.

Dün gece Resmî Gazete’nin son nüshasında yayınlanan yeni yönetmelikle, Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmeliğin 12/C maddesinden sonra gelmek üzere şu madde eklendi;

“Perakende ticaretin etkin ve sürdürülebilir rekabet şartlarına göre yapılmasına yönelik politikaların geliştirilmesi, kamuoyunun aydınlatılması ve tüketicinin fiyat karşılaştırması yapabilmesine imkân sağlanması amacıyla, gıda perakende sektöründe hızlı tüketim mallarının satışıyla iştigal eden ve şube sayısı iki yüzden fazla olan zincir mağazalar, satışa sundukları ürünler ile şubelerine ilişkin verileri Bakanlıkça belirlenen sisteme aktarmakla yükümlüdür. Bu veriler ilgili kurum, kuruluş ve kamuoyuyla paylaşılabilir. Veri aktarımının usul ve esasları Bakanlıkça belirlenerek ilgili zincir mağazalara bildirilir.”