Farklı sektörlerde sektörlerin kendine has özelliklerine göre hissedilen ve yaşanılan birçok sorun olabilir.

Her bir sorunun kendine özel birtakım özellikleri bulunmakta, bu özelliklerin derinliği de birbirinden farklı olabilmektedir.

Kimi zamanlarda ise sektörlerin tamamında yaşanılan ortak sorunlar olmakta ve bu sorunlar çözülmediği sürece de etkileri çok ama çok yıkıcı olabilmektedir.

İşte an itibarıyla ülkemizdeki neredeyse tüm sektörlerde yaşanılan ortak bir sorun bulunmaktadır.

Bu sorunun adı çalıştırılacak veya görev verilecek eleman bulmakta ortaya çıkan problemin ta kendisidir.

Üretim sektörlerinden hizmet sektörlerine; sanayiden ticarete ve tarlada çalıştırılacak işçiden hayvanları güdecek çobana kadar tüm ekonomik alanlarda problemin adı, eleman bulamama problemidir.

Peki bu sorun nasıl oldu da bu kadar büyüdü ve ekonominin tüm alanlarını sardı?

Sözde işsizlik rakamları büyürken neden sektörlerin tamamında çalıştırılacak veya görev verilecek eleman bulmakta sorunlar yaşanıyor?

Durumun bu şekilde olması ekonominin çok büyük bir ikilem içerisinde olduğunu göstermez mi?

Eleman sorununun çözümü için neler yapılmalıdır ki sektörler bu anlamda rahat nefes alabilir bir hale gelsin?

Ve bir başka soru ise bu sorunun başlangıç noktası neresidir, neden bu noktada iken sorunun üzerine gidilerek çözümler üretilememiştir?

Şimdi sırasıyla tüm soruların cevaplarını verelim ki konu tüm detaylarıyla anlaşılabilsin.

Eleman bulma sorununun bu kadar büyümesinin en büyük nedenleri olarak genç işgücünün artık emek yoğun işlerden uzaklaşarak daha çok kolay para kazanma yollarını tercih etmeleridir.

Sadece genç iş gücü değil orta yaş iş gücünde de durum farklı değildir. Hal böyle olunca da emek yoğun sektörlerin tamamında sorun günden güne büyüyerek sektörlerin tamamında bir kangren halini aldı.

Kolay para kazanılabilecek alanların sınırlı olmasından dolayı bu alanlarda kendilerine yer bulamayan kişiler çalışmadıkları için işsizlik rakamlarını büyüttüler ve büyütmeye de devam edecekler gibi durmaktadır.

Evet durum böyle olduğu için de ekonomik konjonktürde çok ciddi bir ikilem ortamı oluşmuş durumdadır.

Sorunun çözümü için anaokulundan başlayarak çocukların yeteneklerine uygun mesleklere yönlendirilmesi konusunda uygulanması gereken bir eğitim sistemine geçilmeli ve özellikle meslek liselerinde okuyan gençlerin eğitim aldıkları alanlarda istihdam edilmesi hızlıca gerçekleştirilmedir.

Sorunun başlangıç noktası olarak mesleki eğitime verilen önemin azalmaya başladığı dönemleri görebiliriz.

Başlangıç döneminde konunun öneminin farkına varılmadığı belki de varılamadığı için her geçen gün büyüyerek sorun bir dağ halini almıştır.

Aslında çalışma kültürü çocuğa ailede verilmesi gereken bir kültür olup çocukluk dönemlerinde alınan eğitimlerle bu kültürün desteklenmesi sonrasında bir anlamda çocuk gençlik dönemlerinde alacağı yolu kendisi çizebilmektedir.

Ağaç yaşken eğilir düsturuyla bu ve buna benzer birçok konuya yaklaşıldığı zaman olumsuz anlamda hiçbir gelişmenin olmadığı görülecektir.

Diğer taraftan şunu da söylemek mümkündür aslında ülkemizde birçok alanda bir işsizlik probleminden öte iş beğenmeme sorunu vardır.

Böyle bir sorunla baş edilemediğinde de rekabet unsuru kaybedilmekte sonrasında da kulvarın dışında kalınmaktadır.

Sorunun geldiği noktayı şöyle özetlemek mümkün; yatırımların hacmini ve sayısını çok ama çok yakından etkilemektedir.

Bizim katma değeri yüksek ürünler üretmekten başka çıkar yolumuz bulunmamakta, bunun için de kalifiye elemana her sektörde ciddi oranda ihtiyaç olmakta, bunun için de ciddi anlamda çalışmalı, çalışmalı, çalışmalıyız.