Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 yılda âdeta yeni baştan inşa ettiği Türkiye, 2023'e, 1990'lı yılların sırtına yüklediği kamburlardan birinden daha kurtularak giriyor.

Kamburdan kastım, elbette, benim de aralarında olduğum Emeklilikte Yaşa Takılan insanlar değil. Dünün SSK Genel Müdürü, bugünün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da aktörlerinden birisi olduğu ve ne yazık ki Türkiye'ye çok büyük kötülüklerin yapıldığı 1990'lar, altında kalacağı, kaldıramayacağı devasa bir yükü öteleyerek kurtulmaya çalıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da geriye kalan zaman zarfında ülkeyi bu devasa yükü sırtlayacak güce ulaştırdıktan sonra gereğini yaptı.

Her ne kadar Türkiye'nin üzerine gelecek yıllarda da bir miktar yük bindirecek olsa da devlet, millete karşı borçlarından birini daha yerine getirmiş oldu.

Bugünün rakamlarıyla 2 milyon 250 bin insanın, önümüzdeki 1-2 yıllık zaman zarfında ise yaklaşık 4-5 milyon çalışanın faydalanacağı emeklilik hakkı; sadece insanların emekli olmasından ibaret kalmayacak.

Aklımıza hayalimize gelmeyecek devasa bir dinamizmi ve haraketliliği de beraberinde getirecek.

EYT kapsamına giren 300 bin civarında memurun en az yarısının EYT hakkından yararlanmayacağı öngörülüyor. Çünkü memurların özel şirket çalışanları gibi, emekli olduktan sonra görevlerine devam etme imkânları olmayacak.

Büyükşehirlerde yaşayan, çocuklarını buralarda okutan, yeni bir iş arama sürecine girmek istemeyen bu kesim, işlerine en az birkaç yıl daha devam edecek.

Bu kapsamdaki memurlar da dahil olmak üzere yaklaşık 4 ila 5 milyon EYT'linin 2024 yılı sonuna kadar emekli olacağı tahmin ediliyor.

Görüştüğüm sosyal güvenlik uzmanları, 5 milyon çalışandan en az yarısının emekli olduktan sonra da işlerine devam edeceğini öngörüyor.

5 milyon çalışanın emekli olması ise aileleriyle birlikte 10-15 milyonluk bir nüfusun hayatlarında yeni bir sayfa açılacak anlamı da taşıyor.

Bu yeni sayfa, işini bırakacak olan kimileri için başka şehirlere taşınmak, işine devam edecek olanlar için de gelirlerinin artması belki iki katına çıkması demek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dile getirdiği 2 milyon 250 bin rakamını baz alırsak, bunun en az yarısı olan ve eşi, iki-üç çocuğu, anne-babasıyla birlikte yaklaşık 5 milyonluk bir nüfusu temsil eden yaklaşık 1 milyon çalışan önümüzdeki iki -üç ay içerisinde işini bırakacak.

Peki bu kadar insan emekli olduktan sonra ne yapacak?

Çevremdeki kişilerle yaptığım sohbetlere, görüşmelere ve gözlemlerime göre EYT'den faydalanacak 2 milyon kişinin en az üçte 1'i büyükşehirlerden taşınma planı yapıyor.

Yani önümüzdeki iki yıl içinde peyderpey EYT'den faydalanacak yaklaşık 5 milyon çalışanın, işine devam etmeyecek 2,5 milyonluk kısmının önemli bir bölümü, bakmakla yükümlü oldukları kişilerle birlikte 10 milyon kişi, şehir yaşamından kırsala, sahil beldelerine kaçmaya hazırlanıyor.

Bunun başlıca nedenleri arasında elbette ki İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerdeki kira ve konut fiyatları ve geçim zorlukları geliyor. Bir kısmının büyükşehirlerde sahip oldukları konutlar, Anadolu'da bir şehirde refah içinde yaşamak için kira getirisi de sunacak. Bu da cazip bir fırsat sunuyor.

Elbette büyükşehirlerde de pek çok şey etkilenecek.

En başta talebin süreç içerisinde azalmasıyla birlikte özellikle önümüzdeki yaz aylarından itibaren konut fiyatlarının ve kiraların hatta kısmen çarşı-pazardaki fiyatların da hızlıca düştüğüne şahitlik edeceğimizi düşünüyorum.

Ne kadarı bunu başarabilir, bilmiyoruz ama her emeklilik hayalinin bir yerinde bağ bahçe ekmek mutlaka vardır.

Tabi bu tablo devasa bir nüfus hareketliliği anlamına da geliyor.

Yani önümüzdeki iki üç yıl içinde şehirlerin, ilçelerin beldelerin nüfusu değişecek.

Son yıllarda Anadolu'daki köylerde sıkça rastladığımız yeni evlerin büyük bir bölümü emekli olup geri dönenlere ya da yazlık için kullananlara ait.

Yani bu hareketlilik Anadolu şehirlerinin ekonomisine de büyük bir dinamo etkisi yapacak.

Demem o ki, 2023'e girerken EYT büyük bir çarpan etkisi yapacak.

İlgili bakanlıkların, yerel yönetimlerin gelecek projeksiyonlarını merak ediyorum.

Görelim bakalım, olanda hayr vardır.

Son olarak bir EYT'li olarak bu sorunu Türkiye'nin gündeminden çıkaran Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir kez daha teşekkür ediyorum. Tüm EYT'lilerin bu sorunu çözdüğü için değil, bu ülkeyi bu sorunu çözecek güce eriştirdiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir vefa borcu var.

Haksız mıyım?