Dünya yeni bir yıla başladı; artık takvim yaprakları 2023 yılını göstermekte.

 2022 her yönüyle sona erdi ve yepyeni bir yıl insanlığı beklemekte, tüm özellikleriyle.

Ekonomilerde yaşanılan birçok sorunla geçti 2022 ve yerini yeni olduğu kadar biraz da zor bir yıla bıraktı gibi gelmekte bana.

Neden mi? Gelin nedenlerine şöyle bir bakalım hep birlikte.

Dünya ekonomilerini yönlendiren büyük hareketlenmelerin olduğu bölgelere öncelikle bir göz atalım.

İlk önce yanı başımızdaki hatta toprağımızda bulunması sebebiyle bir anlamda Avrupalı sayılmamızdan ötürü Avrupa ülkelerine genel bir bakışla yaklaşalım.

Rusya-Ukrayna savaşının en fazla etkilediği bölgelerin başında Avrupa gelmekte olduğu için bu yıl bu olumsuz etki devam edeceğinden birçok Avrupa ülkesinde çok ciddi anlamda resesyon yaşanacağını şimdiden söylemek oldukça yerinde olur.

Bu anlamda özellikle Avrupa ülkelerine ihracat yapan şirketlerin bu durumu göz önüne alarak 2023 te yapacakları işlerini bu perspektiften bir kez daha gözden geçirmelerinde büyük fayda vardır.

Ayrıca enerji sebepli maliyet artışlarının devam etmesinden ötürü de ürünlerin satışlarında yaşanılacak sıkıntıların da bu yıl artacağını söylemek son derece önemlidir.

Öyle ki tüm bu sebeplerden ötürü ve elde edilen bilgilere göre 2023 yılında Avrupa ülkelerinin yarıdan fazlasının resesyona gireceği öngörülmektedir.

Dünya ekonomisindeki bir diğer önemli güç olan Çin ekonomisine de bakılmalı ki bu yıl dünya ekonomik görünümü nerelere doğru evrilecek, daha iyi anlaşılabilsin.

2022 yılını oldukça yavaşlamış bir şekilde geçiren Çin’den gelen verilere bakıldığında ve bu veriler değerlendirildiğinde 2023 yılında Çin ekonomisinin daha da yavaşlayacağı görülmektedir.

Özellikle son günlerde Çin’de sayıları hızla artan Covid-19 vakalarının Çin başta olmak üzere dünya ülkelerinin ekonomik yapılarını son derece yakından olumsuz yönde etkileyeceği apaçık ortada durmaktadır.

Çin’den sonra biraz da ABD ekonomisine yakından bakmakta fayda vardır diyerek ABD ekonomisini yakından değerlendirelim.

ABD ekonomisi, Çin ve Avrupa’nın yanında en güçlü ekonomiye sahip ülke konumunda demek yerinde bir değerlendirme olacaktır.

ABD ekonomisindeki en büyük problem diğer ekonomilerde de olduğu gibi enflasyondur.

Enflasyonu dizginleyebilmek adına 2023 yılında Fed uzunca bir süre faizleri yüksek düzeylerde tutmaya devam edecek gibi görünmekte.

Yüksek faiz düzeyinde de yatırımların en aza indiği düşünüldüğünde ekonomik yapıda güçlenme olması son derece düşüktür.

Tüm bu sebeplerden ötürü 2023 ABD ekonomisinde de yavaşlamanın oldukça yüksek düzeylerde olacağı bir yıl olacaktır.

Diğer taraftan bizim gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerine baktığımızda ise önümüzde şöyle bir tablo ortaya çıkıyor;

Özellikle doların ciddi anlamda yükselmesinin yanında reel faiz oranlarındaki yüksek seyir bu düzeydeki ülkelerin ekonomilerini çok ama çok daha büyük oranda bozmaya devam edecektir.

Bu sarmaldan kendini kurtarabilen ülkelerin ekonomik anlamda daha az yara alacağı bir yıl olacaktır, 2023.

Ama kurtaramayan ve bu döngünün içinde bulan ülkelerin tamamı ciddi oranda resesyon yaşayacaklardır.

Hatta tahminler dünya ekonomisinin yüzde 33'ünün resesyona gireceği yönündedir ki bu tahmin insanı rahatsız edecek seviyede ürkütücüdür.

Ülkeler, şirketler, işletmeler, kurumlar, kuruluşlar ve insanlar 2023 planlarını bu şartlara göre yaparlarsa kanımca iyi yaparlar.