HDP eski eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne F Tipi Cezaevi'nden sosyal medya paylaşımıyla takipçilerini kararsız seçmenleri ikna etmeye çağırırken, “Büyük kızımız ilk kez oy kullanacak, ‘Kararsızım baba’ diyordu, ikna etmeye çalışacağım. Siz de etrafınızda kararsız kim varsa ikna etmeye çalışın lütfen” diyor.

Aferin kıza…

Silahlı terör örgütüne mensubiyetten tutuklu babanın kızının kararsız olması iyiye işaret…

Meselenin yarısını halletmiş.

Demirtaş’ın tavsiyesine uyarak HDP’ye, Millet İttifakı’na veyahut başka sol partilere oy vermeye kafası yatmayan kızcağızı iknaya çalışalım.

Bak kızım, evvela seni tebrik etmeliyim…

Ardından kararsız olduğuna göre, en başta babanın “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz…” naralarına itibar etmediğini öngörebiliriz.

Devamında soyut sanat, resim, heykel üzerine kafa yorduğunu düşünebiliriz.

Haklısın, Antik Mısır, Antik Yunan’dan beridir, denene denene sanat olmaktan ziyade surete, güce tapıcılığın göstergesi hâline getirilmiş somut heykel, somut resmin, somut sanatın kaba taklitten öte manası kalmadığını anlayabilmek önemli.

Soyutlama sırasında şuna dikkat; oluşabilecek tesadüfi biçimleri ortadan kaldırarak ölçü, sayı, denge, plastik değerleri ortaya çıkarmalısın.

İnsan zihni normatif çalışır, ortaya çıkan tesadüfi figürlerin hepsini eserin kopmaz, ayrılmaz parçaları zannetmekten kolay vazgeçmez.

Normalden eserden uzaklaşarak, esere yabancılaşarak kurtulabilirsin.

Asıl mesele formu parçalayabilmekte…

Uzaklaşarak sormaktan korkmamalısın;

HDP’nin sırtını yasladığını ilan ettiği bütün örgütleri emperyalist Amerika’nın neden desteklediğini sormalısın önce?

Türkiye topraklarından parça kopartılarak kurulacak devleti neden bütün Batılı, Avrupa devletleri destekliyor?

Söz konusu örgütler, kuruluşları antiemperyalist temellere dayanmasına rağmen emperyalist devletlerin işgal ettiği petrol bölgelerinin bekçiliğini, koruyuculuk vazifesini neden yapıyorlar?

Düşünmelisin; HDP’nin sırtını dayadığı örgüt türevlerinin Kürt devleti kurmak şöyle dursun Kürt halkının haklarını savunmak gayesi kalmamıştır.

Merhum Mütefekkir Mirzabeyoğlu’nun ifadelendirmesiyle; “Vatan diye bildiğim fikrimin coğrafyası, fikir yoksa vatan kuru toprak parçası…”

Hangi fikir?

Başta Orta Doğu olmak üzere Müslüman coğrafyalarda dolaşan salyangoz tüccarlarının maskelerini indirdiğinde göreceksin, hedefleri İslam’ın insanlığa teklif ettiği can, nesil, akıl, mal, din emniyetini ortadan kaldırmaktır.

Marksist – Leninist jelatinle sunumu yapılan, HDP’nin sırtını yasladığı örgütlerin emperyalistlerin taşeronu, koruyucusu olmalarının sebebini, kendilerini petrol, uyuşturucu, kaçakçılıktan oluşan terör endüstrisi hâline getirerek işi ticarete dökmelerinden anlayabilirsin.

Yüzlerce yıl İslam’ın, selam, teslim, esenlik düsturuyla Batı’nın kolonici emellerinin karşısında askerî, siyasi, ekonomik güç hâlinde duran ‘Türk Milleti’ni; ‘Türkler Müslüman değiller; onların dini Paganizm, Şamanizm’, ‘Kürtler Müslüman değil; onların dini Zerdüştîlik, Yezidilik’ propagandasıyla parçalıyorlar.

1917'de Kudüs'ü alan İngiliz General Edmund Allenby, Selahaddin Eyyubi'nin kabrini “Kalk Selahattin, biz yine geldik…” diye tekmelemişti.

1090’lı yıllardan beridir yegâne hedefleri, Anadolu’yu Kürtlerin olduğu Alparslan’ın, Türklerin olduğu Selahattin’in ordularından temizleyebilmektir.

Başka türlü dinî, ticari, kolonici hedeflerine ulaşamayacaklar; Haritamızı yırtıp yırtıp yeniden çiziyorlar.