Son derece küçük bir dünyada yaşadığımızın farkında olan kişiler ve ülkeler daha hızlı hareket etme kabiliyetine sahiptirler.

Her şeyin ışık hızına yakın bir hızda gerçekleştiği yaşamın daha da hızlandığı diğer taraftan da doğallığın her geçen gün biraz daha azaldığı bir dünyada yaşıyoruz.

Dünya üzerinde birbirleriyle ilişkili olan ekonomiler, ülkeler, şirketler, organizasyonlar ve kurumlar aslında hareket birlikteliği üzerine hayatlarını devam ettirirler.

Doğal kaynakları olan ülkelerin teknolojik anlamda ileride olan ülkelere, üretim gücü son derece yüksek olan ülkelerin alım gücü oldukça yukarıda olan ülkelere ve iş gücü kapasitesinde üst liglerde olup sermaye sıkıntısı çektiği için sermaye gücü yerinde olan ülkelere.

Bu ve buna benzer onlarca başlıkta bir zincirin halkalarını oluşturan ülkelerin birbirinden kopmalarının mümkün olmadığı bir dünya yaşantısının içerisindeyiz.

Kimsenin kimseden vazgeçme lüksünün olmadığı, “komşu, komşunun külüne muhtaçtır” dediğimiz o güzel atasözümüzde olduğu gibi “ülke, ülkenin külüne muhtaçtır” demek yerinde bir tabir olur aslında.

Günümüzde ekonomilerin yaşadığı sorunların birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu görmenin kolay olduğu günlük yaşantımızda çözümlerin de birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu görerek yaşamak gereklidir aslında.

Önümüzdeki süreçte özellikle bu yıl için tüm dünya ülkelerinin çok daha verimli bir büyüme modelini benimseyerek istihdam rakamlarının çok daha iyi bir noktaya geldiği, güvenlik problemlerini azaltıcı politikaların daha da ön planda olduğu bir ortamı oluşturmak için ellerinden geleni arkalarına koymamaları gerekmektedir.

Yapay zekâ teknolojilerinin hız kazandığı günümüzde insanlık adına çok önemli teknolojik yeniliklerin yanında enerji alanında yapılacak dönüşümlerin hız kazanması çok ama çok önemlidir.

Ülkelerin birbirleriyle olan diplomatik ilişkilerinin de gerek rekabet anlamında gerekse de daha paylaşımcı olabilme anlamında yapıcı bir şekilde gözden geçirilmeleri dünyanın geleceği açısından da önem taşımaktadır.

Enerji arzlarında güvenlik politikalarının en üst düzeye çıkarılması ve enerji arz eden ülkelerin kendilerini güvende hissetmesi, enerjinin adil dağıtımındaki en önemli konudur.

Özellikle gelişmiş ülkelerin enerjide yaşayacakları problemler dünya ekonomisinin dengesini bozabilecek nitelikte olduğu için arz noktasında hiçbir problemin yaşanmaması üretim yapan ülkeler açısından ayrıca önem taşıyan bir konudur.

Para politikaları alanında da ülkelerin merkez bankalarının birlikte hareket edecekleri alanların sayıca ve hacimce genişletilmesi de ekonomik konjonktürü rahatlatacak diğer bir eylemdir.

Sıkı ve sert bir tarzda yol alan piyasaların yerini çok daha esnek bir yapıya sahip olan piyasaların alması, piyasalarda hareket birlikteliğinin önünü açacak bir girişim olacaktır.

Gerek ürün gerekse de hizmet açısından tedarikle ilgili hizmetlerin teknolojik altyapının yenilendiği yöntemlerle devam ettirilmesi de hareket birlikteliği açısından diğer önemli bir konudur.

Temiz bir çevrenin oluşturulması, gelecek nesillerin kendilerini daha güvende hissettikleri bir dünyada bulabilmeleri hususunda ülkeler, üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek zorundadırlar.

Dünya artık tek başına değil, birlikte hareket edilecek bir gezegen konumunda ve durumundadır. Bu gerçeğe dünya üzerindeki her şey uyum sağlamalıdır.