Son yıllarda adına yaraşır bir şekilde Türk gastronomisi dünya gündeminde yerini almaya başladı. Çok yakın bir gelecekte mutfağımız, dünyada ilk üçe bile girebilir. 2022 yılında Michelin Rehberi’nin Türkiye’ye gelip bazı restoranlara yıldız vermesinin ardından Fransa kökenli Gault&Millau gastronomi rehberi de Sözen Group ile yaptığı iş birliği ile ülkemize giriş yaptı. Türkiye’de üretilen yüzlerce ürünü ile 25 ülkede milyonlarca kişiye ulaşan SuperFresh, Refika Birgül ile ‘SuperFresh Bi’ Yolculuk’ adıyla hazırladığı tarladan tabağa üretim süreci projesini tüm dünyaya duyurmayı amaçlıyor. Yine gastronomi alanında dünyanın sayılı organizasyonlarından biri olan, Lüksemburg Dünya Aşçılık Kupası yarışmasına katılan Dünya Gastronomi Enstitüsü Türkiye Delegesi ve Gastronomi Derneği Başkanı Emrah Köksal Sezgin ve ekibi büyük bir başarı elde etti.

Gastronomi rehberi Gault & Millau, Türkiye’de

Dünyanın en prestijli 2 gastronomi rehberinden biri olan ve Paris'te, gazeteci ve yemek eleştirmeni Henri Gault ve Christian Millau tarafından İlk kez 1969'da yayımlanan Gault & Millau 17. ülke olarak Türkiye'yi bünyesine kattı. Türkiye çalışmalarını Sözen Group ile yapacak olan rehberin tanıtım toplantısı gazeteciler, gastronomi yazarları ve ünlü şeflerin de yer aldığı Sarıyer’deki Six Senses Kocataş Mansions Otel'de yapıldı.

Gault & Millau, Türk gastronomisini hareketlendirecek

Gault & Millau CEO’su Patrick Hayoun, TC Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz ve Gökmen Sözen ile birlikte gazetecilerin karşısına çıktı. Sözen konuşmasında, Gault & Millau’ın gastronomi alanında en çok bilinen ve tavsiye edilen iki rehberden biri olduğunu ve Türkiye'nin gastronomisini hareketlendireceğini belirtti. Rehberin bir restoranı hizmet, fiyat ve atmosfer olarak ayrı ayrı değerlendirdiğini, kaliteli bir yemek üzerinden yüksek puan alan restoranların Gault & Millau imzalı şapkalar aldığını, şefler ve restoranlar hakkında negatif yorumlara yer verilmediğini ve her yıl tüm dünyada 16 bin restoranın incelendiğini anlattı. 

Turizm Bakanlığı gastronomide uluslararası iş birliklerine açık

Dünya gastronomisinin saygın kuruluşlarından Gault & Millau’ın rehberine Türk mutfağını dahil etmesinden memnun olduğunu ve ülkemizin son yıllarda gastronomi alanında ciddi başarılara imza attığını vurgulayan Özgül Özkan Yavuz ise "İstanbul Gastro City sıfatını kazandı. Bakanlık olarak stratejik hedeflerimizden biri de ülkemizdeki şehirlerin bu konumlarını güçlendirmek. Türk mutfağı organikliği, tazeliği, pişirme yöntemleri ve atık üretmeyen kaliteli şefleri ile öne çıkıyor. Bakanlık olarak gastronomide ulusal ve uluslararası iş birliklerine açığız. Bu rehberin Türkiye'yi küresel gastronomi ağının içine alması bu açıdan çok değerli ve ülkemize göstermiş olduğu ilgi, bu alanda önemli bir yol aldığımızı gösteriyor. Dünyada kültür turizmi öne çıkıyor, gastronomi de kültürümüzün ayrılmaz bir parçası. Turizmde ancak gastronomi ile fark oluşturabiliriz. Bu açıdan da bakanlığımızda “gastronomi” başlığı açıldı. Turist, gideceği yerin doğal ve kültürel güzellikleri bir yana restoranlara ve yemeklerinin özgünlüğüne de bakıyor. Kültürel ve gastronomik gezi düşünenleri de ülkemize çekmek istiyoruz” dedi.

"Yemek kültürüne hâkim Türk müfettişler değerlendirme yapacak"

Gault & Millau CEO'su Patrick Hayoun da Sözen Group ile birlikte Türkiye'de çalışacak olmalarından mutlu olduğunu belirterek, rehberin 50 yıl önce Fransa’da gastronomiye katkısı olsun diye kurulduğunu anlattı. Rehberde restoranlara 1-20 arasında puan verildiğini, şeflerin de sembolik olarak 1 ila 5 aşçı külahıyla değerlendirildiğini belirten Hayoun, "Gastronomide geleceğin yeteneklerinin keşfedilmesine çok önem veriyoruz. Puanlarken restorandaki yemeğin kalitesine, servise ve ortamın verdiği keyfe bakıyoruz. Müfettişlerimiz, Türkiye'de eğitim alan ve yemek kültürüne hâkim kişilerden olacak ve herkes gibi restoranları ziyaret ederek hesabını ödeyip çıkacak” ifadelerini kullandı.

SuperFresh ürünleri Şef Refika Birgül’ün gözetiminde

Türkiye’de dondurulmuş gıda sektörü markalarından ve %50’lik payı ile pazar lideri olan SuperFresh, tarladan tabaklara ulaşan ürün serüvenini içeren iletişim kampanyasını gazetecilere anlattı. Şef Refika Birgül’ün yer aldığı ve tüm üretim süreçlerinin ayrıntılarıyla paylaşıldığı ‘SuperFresh Bi’ Yolculuk’ isimli kampanyada hasat, teknoloji, çeşitlilik, güven ve lezzet başlıklarında beş bölümden oluşan videolarda SuperFresh ürünlerine dair sorulara yanıtlar veriliyor.

Dondurulmuş gıdada farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz

Yıldız Holding bünyesinde bulunan Kerevitaş’ın kendi sektöründe Türkiye’nin lider şirketi olduğunu söyleyen Kerevitaş CEO’su Mert Altınkılınç, “şirketimiz bünyesinde kıymetli markamız SuperFresh’in 100’den fazla ürün çeşidi var ve her yıl 28 milyon tabakla 7 milyon haneye ulaşıyoruz. Sözleşmeli tarım modeli, gıda israfının önlenmesi ve sürdürülebilir tarım gibi büyük öneme sahip geleceği de düşünen bir iş modeli ile markamız ve ülkemiz için çalışıyoruz. Bu alanda kendi kategorimizde bir ilki gerçekleştirdik ve dondurulmuş gıdanın tarladan tabaklara yolculuğunu anlatmak istedik. Markamızın farklılıklarını, değerli şef Refika Birgül ile birlikte ‘SuperFresh Bi’Yolculuk’ adını verdiğimiz iletişim kampanyamızla tüketicilerimize aktarmak istiyoruz. Kategorisinin lideri olan markamızın bu kampanya ile dondurulmuş gıdalara yönelik tüketiciler nezdinde önemli bir farkındalık oluşturacağına inanıyorum” dedi

Doğal bir şef “Refika Birgül”

Tarlada sözleşmeli çiftçi, firmada üretim müdürü, kamyon şoförü, ziraat müdürü vs. yüzlerce kişi ile görüşen SuperFresh’in kampanya yüzü Refika Birgül Şef, dondurulmuş gıdada 50 yıllık tecrübeye sahip markanın çeşit çeşit lezzette, sebzeden mantıya, börekten pizzaya nasıl geniş bir ürün gamına dönüştüğünü videolarda aktardığını belirtti. Ayrıca bu alanda tüketicilerin merak ettiği her soruya cevap verdiğini belirten Şef, “Ürünler 5-8 dakikada -40 derecede şoklanıp dondurularak besin değerleri korunuyor. Hâlbuki tüketicilerin büyük kısmı buzdolabında muhafaza ettiği meyve-sebzeleri çoğunlukla israf ediyor. SuperFresh ürünleri ise soyulmuş, doğranmış olarak sofralara ulaştığı için tasarruf sağlama şansı da oluyor. SuperFresh’in tam otomatik makineleriyle tarlada kısa süren hasat sonrası üç saat içinde fabrikaya gelen mahsul hemen temizleniyor ve bir saat içinde -40 derecede IQF yöntemi ile dondurulup paketleniyor. Bu hız sayesinde hücre zarı çatlamayan ürünlerin besin değeri de korunmuş oluyor. Sertifikalı tohum ve soğuk zincirin önemini, SuperFresh’te Ar-Ge çalışma yöntemlerini, ileri teknoloji ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını, aynı zamanda merak edilen pek çok konu başlığını beş ayrı filmde bir araya getirdik” sözleriyle anlattı.

Türk şeflerin dünyadaki büyük başarısı

Dünya'nın en prestijli 2 global yarışmasından biri olan, Lüksemburg'daki Dünya Aşçılık Kupası Yarışması’na Türk aşçıları damga vurdu. Türkiye'yi temsilen katılan Türk şefleri 31 kategoride yarıştı. Dünya Gastronomi Enstitüsü Türkiye Delegesi ve Gastronomi Derneği Başkanı Emrah Köksal Sezgin ve ekibi, yarışmada 26 madalya ve 5 diploma kazanarak büyük bir başarı yakaladı. 125'ten fazla ülke ve 3 binin üzerinde şefin katıldığı yarışmada tarihinde ilk kez bir Türk şef 100 tam puanla Dünya Şampiyonluğu unvanını hak etti. Gastronomi Derneği şeflerinden Necla Dural, yapmış olduğu mutfakta güzel sanatlar heykeli ile tam puan alarak “kusursuz" addedilip şampiyon oldu.  

Dernek Başkanı ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Şef Emrah Köksal Sezgin ve şeflerini, bize bu gururu yaşattıkları için tebrik ediyoruz.