2022 yılı, vefatının 600. yılı vesilesiyle Süleyman Çelebi yılı ilan edilmiş idi. Mevlid olarak bildiğimiz Vesîletü’n-Necât’ın müellifi Süleyman Çelebi ve eseri konusunda ihtisas sahibi nadir isimlerden olan Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Kemikli Hoca, takdire şayan işler yaptı yıl boyunca... Bursa Büyükşehir ve Esenler Belediyesi gibi kurumların himayesinde, gelecek nesillere rehberlik edecek kalıcı eserler meydana getirdi. Kendisini de bu programlardan birinde tanıdım.

Bu satırları yazmamın sebebi ise Bilal Bey’in Süleyman Çelebi gibi bir başka Peygamber aşığına ilişkin, birlikte bulunduğumuz bir WhatsApp grubumuzda yazdığı cümleler.

"Onu, Ankara yıllarında tanıdım. Sanıyorum, 86 yahut 87… Siteler-Önder'de, o bölgenin gençlerine millî ve manevi değerleri kazandırmak için gayret eden bir öğretmendi. Sonra Fütüvvet ve Ahilik ruhundan esinlenerek bir vakıf kurdu: Önder Vakfı." diye başlıyordu cümlelerine, Bilal Hoca... Merak ve heyecanla okudum yazdıklarını...

Satılmış Said Vargün isimli bir insandan bahsettiğini cümlelerin nihayetine ulaşınca öğrendim.

İsmini ilk kez duyduğum Said Bey, geçtiğimiz pazar günü yani 15 Ocak tarihinde ahirete irtihal etmiş, Bilal Hoca’nın cümleleri de hüsn-i hâtime ile ömrünü nihayetlendiren bir muhteremin ardından hüsn-i şehâdet niyeti taşıyor.

Bilal Hocamın müsaadesini alarak o cümleleri buraya taşımak istedim, buyurun;

"Önder Vakfı, Ankara Siteler'de çalışan çırak ve kalfaların eğitimiyle çok uğraştı. Çoğu kimse yahut STK’lar hep okuyan gençlerle alakadar olurken o; yarının sanatkârını, esnafını, tarihî değerlerimizden aldığı ilhamla yetiştirmek istedi.

Bunun adı bizde, “himâye” idi. O çocukları, himâye etti.

Temizlikten, manevi arınmadan, iş ahlakından, insana hizmetten, hüner ve meslek sahibi olmaktan söz etti. Onların çoğu Önder’de, Hüseyingazi’de ve civarda kalan yoksul, belki yetim ve kimsesiz çocuklardı.

Üstleri başları kirli olsa da onları sofrasına buyur etmeyi bildi.

Fakat bu hizmetlerini hiçbir zaman reklam etmedi.

Kimilerinin yaptığı gibi, oradan bir güç de devşirmedi. Ahi Evran’ın yolunda tevazuuyla hizmetine devam etti.

Bilemiyorum, daha sonra bu devam etti mi? Ama dokunduğu alan pek kıymetliydi.

İhmal edilen, yok sayılan ve görmezden gelinen bu çocuklar, esnaf ve sanatkâr olarak hayatımıza zenginlik katacak bir kitleyi ifade eder. O, bunu görmüştü.

Kendi dar imkânlarıyla bulunduğu muhiti zenginleştirmek için çaba sarf etti.

Biz Keçiören ve Kalaba’da kaldık, uzaktan da olsa buna şahidiz.

Tabii aradan bir zaman geçti, Ankara’dan ayrıldık. Bu ayrılma sebebiyle çoğu kişi ve kuruluşu unuttuk. Lakin millete ve memlekete sevdalı bazı özel isimleri unutamadık. Bu unutamadığımız isimlerden biriydi, Önder’in hâmisi Satılmış Said Vargün Hocamız. 

Bugün (15 Ocak 2023 Pazar) aldığım haberle bu güzel insanın dünya sürgününü tamamladığını öğrendim. Hak rahmet eylesin, menzilin mübarek, mekânın cennet olsun… Komşu olasın Efendimize (s.a.v.), Satılmış Said Vargün Hocamız."

Böyle yazmıştı Bilal Bey, Said Bey’in ardından...

Araştırınca gördüm ki Said Bey, yıllarca öğretmenlik yaptıktan sonra Ankara İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı, Altındağ Belediyesi Başkan Yardımcılığı gibi görevler de üstlenmiş. İmam Hatip Liseleri Mezun ve Mensupları Derneği olarak bildiğimiz ÖNDER ile aynı ismi taşıyan ancak farklı bir alanda hizmet eden Önder Vakfı'nı kurmuş.

Çocukken Ankara Siteler, Hasköy, Yıldız, Solfasol ve yine yakın tarihlerde Keçiören, Pursaklar civarında çok bulundum. Anne tarafımdan akrabalarımın yoğun olarak yaşadığı bu bölgenin cadde ve sokaklarında çok dolaştım. Ancak Satılmış Bey'in ismini hiç duymamıştım.

Çeyrek asrı geçen gazetecilik hayatım boyunca, hem de Önder Vakfı'nın sesini duyurması gereken manevi değerlere kıymet veren medya kurumlarında görev yaptım.

Bir kez dahi önüme yaptıkları işleri anlatan, içerisinde Satılmış Said Vargün ismi geçen bir haberin, bilgi notunun, basın bülteninin düştüğünü hatırlamıyorum.

Oysa devrim niteliğinde bir iş yapıyormuş, merhum Said Bey.

Bugün belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz bir alanda iştigal ediyormuş. Sokaklarda her türlü melanete muhatap olarak gezen manevi himâye anlamında kimsesiz çocukların, gençlerin hem zanaat sahibi olmaları hem de eş zamanlı olarak ahlaki donanımla yetişmesi için gayret ediyormuş. Önder Vakfı'nın sitesine girip bakınca pek çok güzel işe imza attıklarını müşahede ettim. Mesela vaktizamanında Önder Vakfı ile haşır neşir olmuş bir hanım kız, büyümüş, kısa bir süre önce vakfa gelip arkadaşlarıyla birlikte el ele verip 70 yetim yavruyu baştan ayağa giydirmişler. Beni etkileyen kısmı, vakfın sitesinde bu hanımefendinin isminin dahi yazmaması… Yetim Yürekli Kız demişler adına sadece... O kadar... 

Yani hem sessiz bir yürek devrimcisi olarak yaşamış Said Bey, hem sessiz devrimciler yetiştirmiş.

İsminin başındaki Satılmış ismi, memleketim Çankırı'nın da aralarında olduğu İç Anadolu Bölgesi'nde de kullanılır. Bugün, Batı özentili isimlerin dört bir yanımızı kuşattığı bir iklimde, artık Satılmış ismi hor görülse de Said Bey, tam da o ismiyle müsemma bir hayat yaşamış.

Müsemma diyorum; Anadolu'da, çocukları olmayan veyahut çocukları dünyaya gelse de yokluktan, imkânsızlıktan henüz daha aylarını yıllarını doldurmadan vefat eden bebeklerini kara toprağa beleyen insanlar, doğan çocuklarını bazı Allah dostlarının kabirlerine götürüp, orada bir kurban keserler ve 'Yavrumuzu Allah yoluna adıyoruz' derler.

Yani Hz. İsmail'in (a.s.) canını bir koç karşılığında bir nevi satın alan ve Hz. İbrahim (a.s.) ve Hacer anamıza bağışlayan Hz. Cebrail’in (a.s.) 'can takası'nı bir nevi Azrail (a.s.) ile yaparlar. 

İşte o yavrularına da 'Hak yoluna kurban edildi, satıldı' anlamında, ‘Satılmış, Satı’ ismini verirler.

Öğrendiğimiz, anladığımız kadarıyla Satılmış Said Vargün de ismine müstahak bir hayat sürmüş. Fetih Suresi'nde Allah (c.c.), "Onların simalarında secde izleri vardır" buyuruyor. Derneğin sayfasına girerek merhum Said Bey’in fotoğraflarına baktığımda bu ayetin tecellisini gördüm ve sağlığında tanıyamadığım için üzüldüm.

Biliyorum ki 81 ilin hatta dünyanın dört bir yanında böyle nice sessiz devrimciler var.

Makam, mevki, para, pul, şöhret umurlarında değil.

Rabbim hepsinin hizmetlerinden razı olsun.

Said ağabeyin makamı cennet, Efendimize (s.a.v.) komşu olsun.