2023 yılında Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli ve kritik seçimine şahit olacağız.

Türkiye ya büyük bedeller ödeyerek girdiği bağımsızlaşma yolunda yürümeye devam edecek ya da tekrardan Amerika’nın güdümüne girecek.

Seçimler sadece Türkiye açısından değil küresel siyaset ve dengeler açısından da kritik öneme haiz.

Zira Türkiye son 20 yılda inşa ettiği politikalarla tüm aktörlerin yanına çekmeye ya da tamamen kaybetmemeye çalıştığı bir güç haline geldi.

Bundan dolayı ne AB ne Amerika ne de Rusya Türkiye’yi tamamen kaybetmek istemiyorlar aksine tamamen kendi güdümlerine girmesini istiyorlar.

Türkiye ise bu güç mücadelesinde güç dengesi politikasını ustalıkla uygulayarak hiçbir tarafa teslim olmadan kendisine ciddi bir alan açmayı başardı. 

Bundan dolayı Bloomberg’de yayınlanan bir analizde Türkiye’deki seçimler 2023 yılında dünyadaki en önemli seçim olarak nitelendirildi.

Aynı nedenden dolayı 3-4 yıldır seçimleri konuşuyoruz ve bu sürede Türkiye tarihinin en uzun seçim kampanyası ve sürecini yaşadık.

Ama sayılı gün çabuk geçermiş. Nihayetinde seçim sathı mailine girdik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hafta seçimlerin 14 Mayıs tarihinde yapılacağını açıkladı. Cumhur ittifakının adayı başından beri belli: Recep Tayyip Erdoğan.

Muhalefetin ise kafası karışık. Hala bir aday belirleyebilmiş değiller. Muhtemelen son güne kadar da bir aday açıklayamayacaklar.  Herkesin malumu muhalefetin üzerinde anlaştığı tek husus Erdoğan karşıtlığı. Haklarını verelim bu konu da kafaları net.

Amerika’nın da kafası bu konu da net. Amerika da Erdoğan’dan öyle ya da böyle kurtulmak istiyor.

Hatırlayalım Biden daha seçilmeden önce “onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup, destekleyip onları Erdoğan'ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, darbe ile değil, seçimle" demişti.

Aslında bu aynı zamanda bir itiraftı, yani 15 temmuzda darbe ile başaramadık, şimdi muhalefeti destekleyerek seçimlerle Erdoğan’ı iktidardan indireceğiz diyordu Biden.

Dolayısıyla Amerika’nın adayı net, Erdoğan’ın karşısına kim çıkarsa Amerika o ismi destekleyecek, ama o isim hala belli değil.

Amerikan medyası adayın belli olmasını bekleyememiş olacak ki geleneksel Türkiye eksen değiştiriyor, Türkiye diktatörlük oluyor yayınlarına başladı.

Artık kabak tadı veren bu yayınların Erdoğan’ın kemikleşmiş seçmenine etki etmediğini hatta ters teptiğini onlar da biliyorlar, ama bu yayınların asıl hedefi ekonomik saldırılar ve sorunlar nedeniyle kafası karışan kararsız seçmen.

Bakalım 14 Mayıs akşamı Türk seçmeni kendisine yol çizmeye, manipüle etmeye ve hizaya getirmeye çalışan Amerikan medyasına ne cevap verecek.

Bekleyelim ve görelim, sayılı gün çabuk geçer...