Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından düzenlenen 12. Kalkınma Planı (2024-2028) toplantıları nedeniyle pazartesi, salı gününü Ankara’da geçirdim. Kültürel Politikalar, Kültür Ekonomisi, Kültürel Miras, Türk Dili alt başlıklarında çalışma yapan Kültür ve Sanat Özel İhtisas Komisyonu iki gün boyunca farklı meslek ve sanat alanlarından yetkili isimlerin katılımıyla yoğun bir mesai yaptı.

Konu kültür olunca tanımı da dâhil olmak üzere sınırları ve kapsamı konusunda ortak bir mutabakata varmak mümkün olmadı. Toplantılardan önce katılımcılara dağıtılan ön raporun girişinde de bu konuya vurgu yapılmış. Hatta Cemil Meriç’in kültürle ilgili ilginç yaklaşımına yer verilmiş; “Kültürün iki manası aynı metinde iki farklı manada kullanılıyor. Rüyadaki şekiller gibi. Bakıyorsunuz melek, bakıyorsunuz hayalet.” Meriç, kültürün 161 manası olduğunu bu nedenle “161 manası olan bir kelimenin hiçbir manası yoktur.” demektedir. Üstat, kavramı yerden yere vursa da bugün dünyamızda çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtelim.

Ülkeleri tek kelimeyle tanımlamak gerekirse Türkiye’nin hanesine “kültür” düşer. Türkiye kültürün ve medeniyetin yeryüzündeki başkentlerinden biridir. Ancak uzun yıllar ne devlet ne de halk bunun farkında olmamıştır. Bugün de ne kadar farkında olduğumuzdan emin değilim. Biz bir kültür hazinesinin üstünde oturuyoruz. Bu hazine, katman katman tarihin derinliklerine giden farklı medeniyetlerden bize kalan gerçekten paha biçilmez eserlerdir. Bu sadece bir kültürel miras değil aynı zamanda bir ekonomik mirastır da. Ancak bu hazinenin dünyaya tanıtılmasında başarılı olduğumuz söylenemez. 2022 de yaklaşık 51 milyon turist 46 milyar gelir elde etmişiz, oysa iyi bir tanıtım ve pazarlamayla 100 milyon turist 100 milyar gelir elde edilebilir.

İki gün boyunca Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen kültür adamlarıyla kitap, sinema, tiyatro, televizyon, müzik gibi alanlarla ilgili üretim, haklar, pazarlar üzerine yoğun tartışmalı bir o kadar da renkli ve zevkli oturumlar yapıldı.  Oturum yöneticisi olarak bütün konuşulanları pürdikkat takip etmek beni yorsa da fikirlerini güzel sunan sanatçılardan çok şey öğrendiğimi ifade etmek isterim. Bu toplantılar, bir rapor için yapılıyor olsa da katılımcıların birbirini tanımasına, fikir alışverişlerine ve dostluklara kapı açması açısından da önemli bir işlevi yerine getiriyor.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı farklı başlıklarda çok sayıda toplantı yaparak 12. Kalkınma Planı (2024-2028) raporunun ortaya çıkması için çaba gösteriyor. Kültür Sanat İhtisas Komitesi başkanlık uzmanları Abdülkadir Yalvaç, Ayşe Emeç, H. Mehmet Tüzün’ün yoğun gayret ve çabaları programın başarısında etkili oldu.

Başta da söyledim konu kültür olunca uzlaşmak, ortak bir söze varmak oldukça zor oluyor. Toplantıların devamı şubat ayı içerisinde İstanbul Rami Kışlası Kütüphanesi’nde gerçekleşecek. Söylenecek çok söz, konuşulacak çok konu var. Farklı düşüncelerin olması, bu toprakların bereketidir aynı zamanda. Çok şükür söyleyecek sözümüz, anlatacak hikâyemiz var.