Maraşlı olmak zor iş olsa gerek. Düşünsenize, size nereli olduğunuzu soruyorlar “Maraşlıyım” diyorsunuz ve hemen ardından gelecek soruyu adınız gibi biliyorsunuz: “Sende de şairlik var mı?” Bununla kalsa iyi. Maraş’ın yöneticileri için iş daha da çetrefil bir hâl alıyor. Şehre vali atanacaksa en başta şiirden, edebiyattan anlaması lazım. Aksi hâlde şehri tanıması mümkün değil. Belediye başkanı ve diğer il yöneticileri için de aynı durum geçerli.

Diğerleri için bir şey diyemem lakin Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör için Maraşlı olmanın sorumluluğunu taşıyan ve bunun gereklerini yerine getirmeye çalışan biri diyebiliriz. Neden mi? Çünkü belediye olarak dört dergi birden çıkarıyorlar: Yitiksöz, Evvelahir, Berdüscesi ve Müşterek. Bunlardan Şair Ömer Yalçınova yönetiminde çıkan Evvelahir Türkçe-İngilizce, Müşterek ise Türkçe-Arapça yayımlanıyor. Metropol şehirlerin bile tek bir dergiyi güçlükle çıkardığını göz önüne alacak olursak Maraş’ta yapılanları daha iyi anlarız sanıyorum. Dergilerin başında işin ehli şair ve yazarların bulunması ise bir başka güzellik.

Kahramanmaraş Belediyesi dergilerin yanı sıra kültür yayıncılığında da güzel işlere imza atıyor. Maraşlı şair ve yazarların asra uzanan eserlerinin tıpkıbasımını gerçekleştiriyor. Yine Maraşlı edebiyat ve düşünce adamları hakkında kapsamlı eserler yayımlıyor. Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin düzenlediği sempozyum, söyleşi, seminer ve şenlikler de cabası.

Maraş denilince hemen akla gelen isimleri hatırlayalım: En başta “Yedi Güzel Adam” yani Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören, Erdem Bayazıt, Akif İnan… Sadece bu isimleri anacak olsak bile Maraş’ı Türkiye’nin izdüşümü sayabiliriz. Fakat dahası da var: Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Abdurrahim Karakoç, Âşık Mahzuni Şerif, Bahattin Karakoç ve Türk şiirinin Yunus Emre ile birlikte en büyük şairi kabul edilen Karacaoğlan Maraşlıdır. Şu halde Maraş’tan bahseden biri aslında Türkiye’den bahsediyor demektir.

Bir Kayserili olarak kıskanmıyor değilim. Soranlara Kayserili olduğumu söylediğimde ardından gelen cümlenin sanatla, edebiyatla bir ilgisi yok çünkü. Elbette ticaret de önemli lakin kendi şehrimin de kültür ve sanatla anılmasını isterdim doğrusu. Umarım Kayseri ve diğer Anadolu şehirlerinde de Maraş’taki gibi verimli bir kültürel ortam gelişir. Maraş’ın durumu en başından beri bir başka. Çünkü Maraş’ta geçmişi yüz yıllara dayanan âşık geleneği âdeta Maraş’ın toprağına, suyuna işlemiş ve üzerinde yaşayan insanların hamuru hâline gelmiş. Bugün de geleneğini ihmal etmeyen; şairleriyle, düşünürleriyle, yöneticileriyle “Edebiyatın Başkenti” sıfatını fazlasıyla hak eden bir şehirden bahsediyoruz.

Şehirdeki hemen herkes bir şekilde edebiyatla hemhâl olmayı alışkanlık hâline getirmiş. Örneğin benim için Maraş denince aklıma gelen ilk isimlerden biri Duran Boz’dur. Dile kolay 13 senedir sürdürdüğü “Kıraathane Söyleşileri” sadece Maraş için değil ülkemiz için de örnek çalışmalardan biridir. Belediyenin yayın organı olan ve ülkemizin dört bir yanından yüzlerce şair ve yazarın yer aldığı YİTİKSÖZ dergisi de Duran Boz’un güzel işlerinden biri. Yine Duran Boz’un kaleme aldığı onlarca eser gençlerimizin Yahya Kemal, Necip Fazıl, Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören gibi nice büyük isimle tanışmasına vesile oluyor. Keşke her şehrin bir Duran Boz’u olsaydı. Ne güzel olurdu. Ama yok maalesef. Maraşlılar nimet içinde yüzdükleri için fark edemiyor olabilirler, ama dışarıdan bir göz olarak bunu çok net şekilde görüyoruz.

Geçen hafta Maraş Belediyesi tarafından basılan Mustafa Kirenci’nin kaleme aldığı “Bir Gülü Yetiştirmek” isimli Sezai Karakoç kitabı elime ulaştı. Eser Mustafa Kirenci’nin “Sabah Yıldızı” isimli çalışmasının genişletilmiş hâli. Eserde Sezai Karakoç’a dair hemen her şey bir araya getirilmiş. Bu 650 sayfalık eser için en kapsamlı ve güncel Sezai Karakoç bibliyografyası diyebiliriz. Sezai Karakoç’un ortaokulu Maraş’ta okuması dolayısıyla henüz hayattayken kendisine “Fahri Hemşerilik Beratı” veren Kahramanmaraş Belediyesi, Üstadın vefatından sonra da vefanın güzel bir örneğini sergilemiş. Bunlar çok şık hareketler.

Maraşlı olan veya Maraş ile bir şekilde yolu kesişen isimler saymakla bitmez. Şu isimleri de eklediğimizde ortaya çıkan tablo bizlere çok şey anlatıyor olmalı: Osman Sarı, Ahmet Özalp, Kenan Seyithanoğlu , Şevket Bulut, Duran Boz, Kamil Aydoğan, Necip Evlice, Atıf Bedir, Nedim Ali, Mehmet Narlı, Mehmet Mortaş, Mevlana İdris, Mustafa Köneçoğlu, Bahtiyar Aslan, Bejan Matur, Mustafa Aydoğan, Bünyamin K., Mehmet Gemci, H. Salih Zengin, İnci Okumuş, Ömer Yalçınova, Hüseyin Gök, Yasin Mortaş, Rüstem Ahmet Gözübüyük, Tayyip Atmaca… Allah ahirete göçenlere rahmet, hayatta olanlara hayırlı uzun ömürler versin.

Kahramanmaraş Belediyesine ve il yöneticilerine Allah kolaylık versin. Bunca önemli edebiyatçı, düşünür yetiştiren bir şehri “vefa” kelimesini yere düşürmeden yönetmeleri gerekiyor. Gördüğümüz kadarıyla mevcut yöneticiler bunu yerine getirmek için elinden geleni yapıyor. Bize de Kahramanmaraş’ı yürekten alkışlamak kalıyor. Tebrikler Kahramanmaraş Belediyesi, tebrikler Maraş’ın güzel insanları.