Aralık 2019’dan beri dünyada her ülkenin mücadele ettiği ve konuştuğu tek konu yeni tip koronavirüs diye tanımlanan Kovid-19 salgını.

Artık dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve tüm kurallar yeniden yazılmak, ortaya konulmak sonrasında da uygulanmak durumunda.

Eğitimden-ekonomiye, sağlıktan-turizme, siyasetten-uluslararası ilişkilere kadar her alanda pandemi öncesi, pandemi dönemi ve pandemi sonrası olarak adlandırabileceğimiz dönemler kayıtlara geçecek.

Pandemi öncesinde her isteyenin istediği tatil beldesine veya ülkesine rahatça gidebildiği bir dünya an itibariyle mazide kalmış durumda.

Pandemi sürecinde bu durum istediğimiz yere tatil veya başka bir vesileyle gidebilmemizin zor olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Uçaklar uçamaz, trenler yerlerinden kalkamaz ve devasa büyüklükteki kruvaziyer diye isimlendirilen seyahat gemileri limanlardan çıkamaz oldular.

Pandemi sonrasında ise artık sosyal mesafenin ön planda olduğu tatillere herkes kendini hazırlamak durumunda gibi gözüküyor. Ama etkili bir aşı bulunup salgın tamamen ortadan kalkarsa bu mesafe biraz daha daralmış olabilir bunu zaman gösterecek.

Durum tüm sektörler için aslında aynı göstergeler üzerinde birbirleriyle aynı yönde hareket ediyor.

Fakat ülkemizde gayrimenkul sektöründe önemli bir alan olan arsa veya tarla noktasında pandemi sürecindeki göstergeler tahmin edilenin oldukça tersinde seyrediyor.

Çok önemli kısıtlamaların olduğu mart, nisan ve mayıs aylarından sonra yeni normalleşme ile birlikte 1 Haziran’dan sonra dışarıya çıkmaya başlayan insanımız aslında ne kadar da büyük nimetlerle karşı karşıya olduğumuzun farkına varmaya başladı.

Sosyal ve açık alanda olmanın insan hayatı için oldukça önemli bir husus olduğunu çok daha iyi kavrayan vatandaşımız bundan sonraki hayatında rahat nefes alabileceği bahçesi olan yaşam alanlarına yönelmeye başladı.

Bu yönelim ise arsa ve tarlalara olan talebi tabiri caizse patlatarak arsa satışlarında neredeyse aynı dönemin bir yıl öncesine nazaran iki katlık bir artış yaşanmasına vesile oldu.

Ülkemizde 2019 Haziran, Temmuz ve Ağustos döneminde yaklaşık 46 milyar TL düzeyinde bir arsa satışı gerçekleşirken bu yılın aynı aylarında gerçekleşen satış rakamı 89 milyar TL oldu.

En fazla arsanın satıldığı şehirler sıralamasında ise İstanbul’un ardından Ankara sonrasında ise İzmir geliyor. Yani metropollerde oturanlar artık ayağının toprağa değeceği, rahat nefes alabileceği ve mümkünse bir şeyler ekip dikebileceği alanlarda yaşamak istiyor.

Dolayısıyla da arz talep dengesine göre de arsaların ve tarlaların fiyatları bir önceki yıla göre yükselmiş durumdadır.

Hem satışların hem de fiyatların artması bu alanda ciddi bir hareketlenme olduğunun en önemli göstergesidir.

Ekonominin tamamına baktığınızda yüzlerce sektör salgından çok ama çok olumsuz etkilendiği için tabiri caizse kan ağlarken kimi sektörlerde sektörün tamamı kimi sektörlerde de sektörün bazı alanları yukarı yönlü ivme yakalamış durumda olabiliyor.

Her yeni dönem yeni fırsatların önünün açılması anlamına geldiğinden fırsatları yakından takip edenler bundan önce olduğu gibi bundan sonraki süreçte de kazanan olacaktır.