Hem 31 Mart 2019 hem de yenileme seçimi 23 Haziran 2019 sürecini dâhil ettiğimizde yaklaşık bir yıldır yeni bir siyaset tarz ile karşı karşıyayız…

Bu siyaset tarzını zaman zaman yazmaya ve izlenen bu siyaset tarzıyla oluşturulmaya çalışılan illüzyonu deşifre etmeye gayret ediyorum…

Adeta bir “İstanbul Hükumeti” pervasızlığına kadar varan bu illüzyonist siyaset tarzının özelde İstanbul’a genelde de Türkiye’ye kaybettirecekleri konusunda ki öngörülerimi yazmaya devam edeceğim…

Gerek Kanal İstanbul ve gerekse diğer büyük projeler kapsamında takınılan tavır gerçekten çok dikkat çekicidir…

CHP’nin İstanbul siyasetine “Kötü bir politik şiir denemesi” dememdeki asıl maksat da budur…

Toplumun mantığını değil de duygularını merkeze almaya çalışan sloganik bir dil var etrafımızı saran…

Bu dili İBB’ye ait bütün duyuru mecralarında görebiliyorsunuz…

Hayatınızda olmayan ama sizi “var” olduğuna inandırmaya çalışan kurnaz bir yöntem…

Hâlâ Ak Parti belediyeciliğinin -ki onlara göre yok hükmündeydiler- nimetleri üzerinden yapılan tanıtımlar hariç yaklaşık altı aydır gerçek bir icraat görmedim…

Fakat altı dolu olmayan ama insanların hoşuna gidebilecek bir sürü “şiir denemesini”andıracak “beylik laf”lar her yerde…

“Karşılığı nedir ya da katkınız?” desek, söyleyecekleri malum…

Geride bıraktıkları üzerinden baktığımızda gelecekteki duyurularını tahmin etmem de hiç zor değil bu siyaset tarzının…

Nitekim gelecek yıl ve sonraki yıl yapacaklarını da…

Yöntemi çok basit; müneccimlik gerektirmeyecek kadar hem de…

Önemli gün ve bayramlarımız, zaferlerimiz her yıl zaten kutlanmak zorunda; epey icraat vadediyorlar dolayısıyla…

Buna biraz da “İstanbul senin”, “On altı milyon için çalışıyoruz” tarzında ki “ver coşkuyu” afişi eklendiğinde başka ne hacet…

Ak Parti iktidarının devasa projelerini bile adeta gömen bu zihniyet, kendisine ait beceriksizleri bile, mutlu olunması gereken bir aksiyon olarak takdim etti/ediyor…

Yaşanan su baskınında, “Tatil bana yakışıyor” zırvasını bile tebessümle karşılayan bir müzmin CHP’li kitle de yok değil…

Süslü cümlelerin sahipleri şunu da çok iyi bilmeli…

İktidar, muhalefet kadar konfor üretmez…

Lafla, sloganla, şiir denemeleriyle ancak üzerinize düşeni yaptıktan sonra etki edebilirsiniz…

Bugün ki altı dolu olmayan kuru “şair”liğiniz eğer bir tepki çekmiyorsa kerameti kendinizde aramayın…

Sizden önceki belediyenin devasa yatırımlarının sefasının şiirini yazdığınızı, bunun da bir süresi olduğunu iyi bilin…

Eğer bu şairlik Ağustos Böceği zihniyetinde kalırsa kışın acı gerçeği çok uzakta olmayacaktır…

Benden söylemesi…