5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Kişilere Karşı Suçlar başlıklı bölümünde şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenlenen hakaret suçu TCK’nın 125. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.

Hakaret kelime anlamıyla küçük düşürücü ve aşağılayıcı davranışların tümünü kapsamaktadır. Hakaret suçuna ilişkin Türk Ceza Kanunu’muzun 125. Maddesi 1. fıkrasında; “ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır…” Şeklinde düzenlenmiştir.

Korunan hukuki değer

Hakaret suçu ile korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlıklarının muhafaza altına alınmasıdır. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, kişilerin şeref, haysiyet ve toplum içerisindeki itibarının korunması amaçlanmıştır.

Suçun unsurları

Maddi unsurlar

Maddi unsurlar altında ilk ele alacağımız fiil beş başlık altında incelenebilir[1]. Bu fiiller sırasıyla;

Somut bir fiil ya da olgu isnat edilmesi

Sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığa saldırılmasıİsnadın şeref ve saygınlığı rencide edici olmasıİsnadın mağdura isnat ve izafesiFiilin mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi

Hakaret suçunun faili TCK’nın 125. Maddesi 1. Fıkrasında da belirtildiği üzere her hangi bir kişi olabilir. Yani bu suçun faili, herkes olabilmektedir ve her birey bu suçu işleyebilmektedir. Hakaret suçunun mağduru da her hangi bir gerçek kişidir. Mağdurun durumu bazı durumlarda özellik arz edebilmektedir. Örneğin Cumhurbaşkanına hakaret, kişinin hatırasına hakaret, kusur yeteneği bulunmasa dahi küçükler ve akıl hastalarının da korunmaya değer bir saygınlığı olduğu için bu kimselerin şeref, haysiyet ve saygınlığını rencide edebilecek davranışlar da hakaret suçunu oluşturacaktır.

Hakaret suçunun Kamu Görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi durumunda daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurlar arasında sayılmıştır.

Suçun dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi de daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir diğer unsurdur.

Manevi unsurlar

Hakaret suçunun manevi unsuru, kasttır. Hakaret suçu kasten işlenebilen suçlar arasındadır. Failin hangi saik ile hareket ettiğinin bir önemi yoktur. Failin, hakaret suçunu işlerken mağdura sarf ettiği sözlerin şeref, haysiyet ve onur kırıcı nitelikte olduğunu bilmesi yeterlidir. Hakaret suçu olası kast ile de işlenebilen bir suçtur, bu durumda ise Türk Ceza Kanunu’muzun 21. Maddesi gereğince ceza da indirim uygulanacaktır. Hakaret suçunun taksirli hali kanunda açıkça belirtilmediğinden dolayı cezalandırılmamıştır.

Hukuka aykırılık unsuru

TCK’nın 125. Maddesinde düzenlenen hakaret suçu açısından fiilin gerçekleştirilmesi hakaret suçu açısından tipikliği gerçekleştirse bile, tipe uygun bir davranış her zaman hukuka aykırılık teşkil etmeyebilir. Hakaretin haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi için her şeyden önce ortada haksız bir fiil söz konusu olmalıdır. Kanun haksız bir fiilden bahsettiği için bu fiilin hukuka aykırı olması yeterli olup mutlaka suç olması gerekmez.[2]

Suçun özel görünüş şekilleri

Hakaret suçunun oluşabilmesi için, yukarıda da belirttiğimiz üzere hakaretin, mağdurun şeref, onur ve saygınlığını ihlal edebilecek nitelikte olması aranır ve yeterlidir. Hakaretin söz ile gerçekleştirilmesi halinde teşebbüs mümkün olmayacaktır ancak sözün, hakaretin muhatabı tarafından duyulması ile suç tamamlanacaktır.

Hakaret suçuna zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi ve failin daha ağır cezayı alabilmesi için hakaret fiilinin değişik zamanlarda, aynı mağdura karşı ve müteaddit defa söylemesi ile oluşacaktır.

Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için, fiilin en az üç kişiyle birlikte işlenmesi gerekir.

Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi; suçun kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi veya hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halleri kişisel cezasızlık veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi nedenlerdir.

Soruşturma ve kovuşturma usulü

Hakaret suçu şikâyete tabi bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’muzun 131. Maddesi 1. Fıkrasında; “Mağdur, şikâyet etmeden önce ölür veya bu suç ölmüş bir kişinin hatırasına karşı işlenirse, ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri şikâyette bulunabilir.”

Kişi fiili ve failin kim olduğunu öğrendiği günden itibaren altı ay içinde şikâyette bulunmalıdır.[3] Fail, tek fiille birden fazla kişiye karşı hakaret suçunu işlemesi durumunda mağdur olan şahıslardan her biri ayrı ayrı şikayet hakkına sahiptirler.

Hakaret suçu uzlaşmaya tabi suçlar arasındadır. Hakaret suçu ile ilgili görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir.

[1] Artuk, Emine-Gökcen, Ahmet-Yenidünya, Caner, Ceza Hukuku Özel Hükümler,15. Baskı, Ankara 2015, s.479

[2]https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/813305 Erişim Tarihi: 23.09.2020

[3] Artuk, Emine-Gökcen, Ahmet-Yenidünya, Caner, Ceza Hukuku Özel Hükümler,15. Baskı, Ankara 2015, s.519