Çok farklı bir kişilikle karşı karşıyayız, aslında politikacılara vurulan “Yalancı” yaftasının tam karşılığı Muharrem İnce… Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde cumhurbaşkanı seçilmek için en az yüzde 50+1 oy alman, yani Türkiye’nin tüm bileşenlerini kucaklaman gerekiyor. İnce’nin yaptığı kucaklamak değil, ispat çabasıyla onlardanmış gibi görünmek; doğallık değil, bildiğin taklit. Ulusalcı, Kemalist kimliğiyle tanıdığımız, Ramazan ayında içki içtiğini gördüğümüz (Bu bizi ilgilendirmez) Muharrem İnce, cumhurbaşkanı adayı olduğu günden bu yana sanırsın ki evliya. Açılışı, Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde yaptı İnce. Ayet-el Kürsi’yi en hızlı ezberleyen, dedesinin hafız yapmak istediği, imam hatiplerde çalışan, sokağa abdestsiz çıkmayan daha da ötesi Eyüp Sultan Camii’ne (Yalan olmasın) en az 50 kere giden bir cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce. Sorulması gereken sorular var İnce’ye. Abdestliyken mi içki içtin? 2002’den bu yana parlamentodasınız, bugüne kadar camide çekilmiş bir fotoğrafınız niye yok?

Bugüne kadar Ayet-el Kürsi bildiğinizi 81 milyondan neden sakladınız? Madem imam hatip hocalığı yaptığınız, o halde teklifiniz neden imam hatiplerin orta kısmını kapatmak? Yoksa gittiğiniz imam hatip güzel değil miydi? Aday olmasaydınız Eyüp Sultan Camii’ne gider miydiniz? Ama bu davranışların güzel bir tarafı da var o da cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra epey Müslümanca yaşamaya başladınız…

Sayın İnce, bu numaralar bayat, zira bu takiye taktiğini bugünlerde sizin kulağınıza çokça sufle veren FETÖ’den gördü bu millet. Siz “Müslümanca yaşıyorum” görüntüsüyle hedeflediğiniz muhafazakâr kesimin oyunu alamadığınız gibi, her pozunuzla da bir CHP’linin oyunu kaybediyorsunuz… Lütfen yapmayın, kendiniz gibi olun.

Sayın İnce, hâlâ anlamadınız mı bu millet yalan ve iftiraya prim vermez. Büyükelçilerin “Erdoğan’ı yargılayacak mısınız?” diye sorduğunu söylediniz, bir yerden telefon gelmiş olacak ki 10 saat sonra kendi söylediğinizi yalanladınız. Bu millet dik durmayanı, kendi değerini savunmayanı sevmez. Amerika’dan aradığını söylediğiniz kişinin ifadelerini dayanarak FETÖ’nün iade talebinin eksik olduğunu söyleyip “FETÖ ile mücadele edilmediği” algısına oynadınız, lakin o da tutmadı. Kendi gönderdiğiniz heyet sizi yalanınızı gördü ama sizi haklı çıkarmak için saatlerdir yalan arıyorlar. Sayın İnce, Erdoğan’a “Pensilvanya’dan icazet aldın?” iftirası attın, kaynağın sorulunca yazarının bile yalanladığı kitapta yazılanları gösterip yine faka bastın. Erdoğan, FETÖ ile ölümüne mücadele ederken, FETÖ’nün bedduasını bile hoş gören siz değil miydiniz, Sayın İnce? O yüzden hikâye anlatmayın. Eğer, yalan, iftira, terör örgütlerinin sözcülüğünü üstlenmek bir kişiyi iktidara taşısaydı, emin olun o isim Kemal Kılıçdaroğlu olurdu. Size CHP’nin yüzde 25’ini korumanın ve rakibiniz Meral Akşener’i alt etmenin yolunu söylüyorum. İftira atmayın, yalan söylemeyin, daha az yıkın, daha az iptal edin…