Geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul Kültür Sanat Platformu’nun (İKSP) danışma kurulu belirlendi. İKSP Danışma Kurulu; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Şengül Altan Arslan, İBB Kültür Daire Başkanı Hülya Muratlı, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Araştırmacı Rumeysa Kiger, İKSV Kültür Politikaları Çalışma Direktörü Özlem Ece, yazar- sunucu Yekta Kopan, akademisyen ve TV programcısı Levent Erden, oyuncu Mert Fırat, sanat eleştirmeni ve akademisyen Hasan Bülent Kahraman, müzisyen Harun Tekin ve tarihçi-yazar Saffet Emre Tonguç’tan oluştu.

Yukarıdaki isim listesinde dünya görüşü olarak farklı olduğunu düşünebileceğimiz isim Hasan Bülent Kahraman’dı. 2012 yılında kaleme aldığı “İstanbul’u Muhafazakarlık Kurtaracak” başlıklı yazısı hatırlatılarak Kahraman üzerinde bir baskı kuruldu ve birkaç gün önce İBB’deki görevinden istifa etti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun herkesin hafızasına kazanan en önemli sloganı ‘İstanbul Senin’ olmuştu. Senin denerek acaba hangimiz kastediliyoruz ya da üstüne alınan kişilerde mi bir heyecan uyandırıyor diye düşünmüştüm. Pandemi sürecindeki en önemli slogan iste ‘Birlikte Başaracağız’ oldu. Bu ve benzeri birçok slogan ve afişte birlik beraberlik vurgusu dikkat çekmişti. Kültür sanat danışma kurulundaki isimlere bakacak olursak İBB birlikte başarma fikrinden vazgeçmiş gözüküyor.

Hayatın tüm renklerini içerisinde bulunduran sanat alanında renksiz, siyah beyaz bir TV ekranı tadında bir danışma kurulu kurmak akla ziyan bir hareket gibi görünüyor. Aslına bakılırsa böyle bir ideolojik çerçeve çizilmek isteniyor ve bu ideolojinin etrafında toplananların daha sıkı stratejiler yapıp saf tutmaları talep ediliyor. Kültürel bağımsızlık ülke menfaatleri için olmuş olsaydı tüm çevrelerde alkış alacak bir bakış açısı ortaya konulabilirdi.

8500 yıllık tarihe sahip, birbirinden farklı medeniyetlere başkentlik etmiş zengin kültür mirasına ait bir metropolde olduğumuzu unutan İBB’ye öze dönme tavsiyesinde bulunabilirim. İstanbul benim, İstanbul senin, İstanbul bizim ve hepimizin…

2018 yılının 11-12 Mayıs’ında dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un açılış konuşmasıyla İstanbul Kültür Çalıştayı gerçekleşmişti. Çalıştaya katılamasam da çalıştaydan sonra çıkarılan çalıştay kitabının tamamını özenle okudum. İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz’ın gayretleriyle gerçekleştirilen çalıştayda birbirinden farklı konular ve uzman konuklar yer alıyor. Bu tür büyük organizasyonlar bazen bir danışma kurulunun çok ötesinde kültür sanat alanında ileriye dönük stratejileri barındırıyor. İBB’ye tavsiyem ister dar çerçeveli isterse renkli isimleri çağırsınlar ama hayata ve kültüre dair çözüm önerileri barındıran organizasyonlara yönelsinler.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2017 yılındaki gerçekleştirdiği III. Milli Kültür Şurası Türkiye’nin kültür sanat haritası açısından derin izler bırakan bir organizasyon olmuştu. Fakat burada alınan kararların akıbetini kaçımız merak ediyoruz?

Burada alınan birçok kararı hatırlatmak ve karar aşamasında ne yapılması gerektiğini söylemek hepimizin üstüne düşmüyor mu?

Turgut Uyar’a saygıyla…

2 gün önce Şair Turgut Uyar’ın vefatının 35. yılıydı. Kendisi edebiyatta devrim olarak nitelendirebileceğimiz 2. Yeni akımının en önemli temsilcilerindendi. ‘Tel Cambazının Tel Üstündeki Durumunu Anlatır Şiir’ başlıklı şiirinin bir bölümünü paylaşmak istiyorum. Tek düzeliğe ve aşırı siyaset kokan konjöktüre isyanımız olarak gelsin…

“Sizin alınız al inandım

Sizin morunuz mor inandım

Ben tam dünyaya göre

Ben tam kendime göre

Ama sizin adınız ne

Benim dengemi bozmayınız”