İnsan güzel oldu mu, dünya güzelleşir; insan çirkinleşti mi, dünya çirkinleşir.

Güzel adamlar güzelliklerini iyiliklere borçludur. İyilik insanı güzelleştirir; kötülük ise çirkinleştirir.

Hak, hayır ve iyilik yolunda kimileri yavaş yavaş yürür, kimileri koşar vaziyettedir.

Yıkılmaz sanılan ne iktidarlar yıkılır; gitmeyeceği düşünülen ne zalimler gider, bitmeyeceği vehmedilen ne zulümler biter, göz kamaştıran ne devletler ve imparatorluklar yerle yeksan olur.

Geriye dönüp baktığımızda, yalnızca yapılan iyilik ve güzelliklerin elimizde olduğunu görürüz.

İyilik ve güzellikte, hayır ve hasenatta, Hak yolunda öncü olanları önden gidenler olarak nitelendiriyoruz.

İnsanlık tarihi boyunca dünyamızdan kimler geldi, kimler geçti.

Hepsi de gelip geçti.

Çoğu unutulup gitti.

İyilikte ve kötülükte öncü olanların isimleri müstesna.

Önden gidenler, iz bırakırlar.

İz bıraktıkları için izlenirler.

Onların açtıkları yollar iyi ve güzel olan yerlere çıkar.

Güllerle, çiçeklerle uğraşanın eline ve üzerine güzel kokular nasıl bulaşırsa, onların hayatlarına da iyilik öyle bulaşmıştır.

Sözkonusu iyilikten dolayı seversiniz onları.

İyilerle hemhal olan önden gidenler de öyledir; iyiliğin kokusunu alırsınız onların yanında.

Önden gitmek öncü olmaktır; doğrulukta, ihlasta, insanlıkta, merhamette, takvada, samimiyette, paylaşmakta, dayanışmada, (…) önde olmak demektir.

Önden gidenler yol açarlar.

Zordur yol açmak.

Güçtür öncü olmak.

Onların daha çok kat edilecek yolu, alınacak mesafeleri vardır.

Bilirler ki, yürümekle varamayacaklardır.

Yine bilirler ki, varanlar yürüyenlerdir.

Bu bilinçle yürürler, durmadan, duraksamadan; bu anlayışla yol alırlar umutla, yılmadan, yıkılmadan. Yıkılsalar dahi kalkmasını bilirler.

Koşmak varken yürümeyi, yürümek varken durmayı, durmak varken yatmayı zül addederler.

Önden gidenlerin istediği tek şey Allah’ın rızasını kazanmaktır.

Bu paye herşeyin üzerindedir onlar için.

Her ne yaparlarsa, bunun için yaparlar.

Dünyalık meta, servet, makam ve statü eteklerine yapışmaya çalışsa da, onlar yüzlerini dahi çevirmezler bunlara.

Bilirler, yüzlerini çevirirlerse, gönülleri de çevrilecektir.

Gönüllerini Allah’ın rızası ve sevgisine hasretmişlerdir. Kalplerinin ancak Allah’ı anmakla mutmain olacaklarını bilirler.

Önden gitmek zahmete ve zorluğa, çile ve sıkıntıya talip olmak demektir.

Onlar imanlarını bir değil, bin imkan bilmişlerdir.

Zorluklar ve sıkıntılar durduramaz onları; olsa olsa azimlerini artırır. Öncü olmak, önde olmak hiç şüphesiz kolay değildir.

Zor olanın ecri de büyüktür.

Öncü olmak dert edinmektir; ümmetin mazlum ve mağdurlarını, yetim ve öksüzlerini, tüm Müslümanları ve tüm insanlığın derdi ile dertlenmek demektir.

Ömürlerini nerede geçirdiklerinin hesabının verileceği bilinci ile yaşarlar hayatlarını.

Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır.

Hayırda önde olanlar, inşallah ecirde de önde olacaklardır.

Onlar için “İçinde ebedi kalacaklaı, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlanmıştır.”

Allah bizleri; önde olmaya çalışan, öncüleri seven ve onlarla birlikte olan, onların izlerini takip eden, onlar gibi, her ne yapıyorsa Allah’ın rızasını kazanmak için yapan güzel insanlardan kılsın.